25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP’nin kibir dağları yine aday yapılacak mı?

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

CHP’de konu, mart ayındaki belediye seçimlerini kazanmaktan çok şu anki parti politikasına karşı olanları etkisizleştirmek...
Bu işaret verildiği için İzmir’den Aziz Kocaoğlu aday olmayacağını açıkladı. Kartal’da sivil toplum kuruluşlarının çok beğendiği Altınok Öz de aynı yönde karar almış.
Öbürleri aynen devam edecek... Kılıçdaroğlu ekibi, CHP’nin kazanabileceği yerlerde kendi adamlarını aday gösterecek.
Halbuki şu anki başkanların çoğu, bizzat partililer tarafından kibir dağları olarak anlatılıyorlar.
Çünkü, bunlar, Genel Merkez dışında kimseyi takmıyorlar. Maltepe’deki Ali Kılıç tipindeki başkanlar, beldedeki sivil toplum kuruluşlarını rakip gibi görüyorlar. Makam odalarını, saray; kendilerini de sultan sanıyorlar. Yani bunlar küçük birer Erdoğan...
Peki AKP ne yaptı böylelerini?
Kapının önüne koydu.
Son örneği Ordu Belediye Başkanı... Kendisini çok başarılı ve çalışkan gösteren şahsa, Numan Kurtulmuş’un verdiği cevap çok anlamlıydı: “Başarılı ama ortalıkta kibir anıtı gibi dolaşıyor!”
Sanki CHP’li bazı belediye başkanlarını anlatıyordu.
Hep yazdım: CHP’li belediye başkanları bunca baskıya ve olanaksızlığa karşın AKP’li başkanlardan daha iyi çalışıyorlar.
Ama yakıcı soru şu: CHP oylarının üstüne çıkacak oy alabilecek kaç belediye başkanı var partide?
Bu soruya cevap veren yok. Göreceksiniz, o kibir dağları yeniden aday gösterilecek ve onlar da kurultay delegelerini elde tutma görevlerini başarıyla yürüteceklerdir.
Gönlüm, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin belediyesini CHP’nin kazanmasından yana. Ama şu anki aday profiliyle CHP’nin İstanbul ve Ankara’yı alması mümkün gözükmüyor. Hele bir de HDP ile işbirliğini açıklarlarsa, yandı gülüm keten helva...
3. ABDÜLHAMİT DEVRİ’NE GİRDİK
“Başkan” Erdoğan, ekonominin başına damadı Berat’ı getirdi. O da tuttu ekonomiyi Amerikan şirketi McKinsey’e bağlayacağını açıkladı.
Meğer bu McKinsey’in Türkiye ayağını da eski İçişleri Bakanlarından Beşir Atalay’ın damadı yönetiyormuş. O Beşir Atalay ki PKK ile birlikte açılım işini yürütenlerden birisi. Türk milletine alerjisi olduğunu saklamayan bir tipti...
Nedir bu McKinsey?
Padişah 2. Abdülhamit’in yaptığı satışın 2018 versiyonudur.
Osmanlı Devleti, tıpkı AKP’nin bugün yaptığı gibi 1854 yılından itibaren Batılı ülkelerden borç aldı. Bu borcunu ödeyemez hale gelince Padişah 2. Abdülhamit, ülkenin ekonomik kaynaklarını Düyun-ı Umumiye adı altında alacaklıların eline bıraktı. Böylece o İngiliz-Fransız-İtalyan-Hollanda-Alman ekibi, Osmanlı Devleti’nin gerçek yöneticisi oldu. Ülkemiz soyuldu, yağmalandı. Halk köleleştirildi.
Padişah 2. Abdülhamit bu soygun, zulüm ve yıkım ortamını gizlemek için sıkı bir dindar olarak gözüktü. Din eğitimini yaygınlaştırdı. Muhalefeti ezmek için şiddetli bir hafiye teşkilatı kurdu.
Ama işler daha da kötüye gitti ve sonunda Osmanlı Devleti çöktü; toprakları işgal edildi.
İşte bugün, dış borçlar üstünden yeni bir Abdülhamit dönemi yaşamaya başladık. Düyun-ı Umumiye’nin yerini McKinsey adlı Amerikan şirketi alıyor.
Bunun sonu, umarım ki Osmanlı Devleti’ne yaptıkları gibi savaş gemilerinin toplarını İstanbul’a çevirmek olmaz.
Borç alan emir alır ve para sahibinin kölesi olur...
Bunca borcu acaba Türkiye’yi köleleştirmek için mi aldı bunlar?
STRATEJİ: ATÜTÜRK’LE SAVAŞ
Peki bu acı gerçeği gizlemek için ne yapıyorlar?
l Bol bol Padişah 2. Abdülhamit’i övüyorlar. (Onun gibi Erdoğan da gelirimizi Batılı emperyalistlere teslim ettiğine göre, demek ki bu Abdülhamit sevdası boşuna değilmiş.)
l Başında oldukları Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılayıp yıkılıp gitmiş Osmanlı Devleti’ni övüyorlar.
Böylece padişahçı bir nesil yetiştirmeye uğraşıyorlar.
l Bu amaçla da Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’le savaşıyorlar.
AKP’lilerin temel stratejisi bellidir: Atatürk’le savaş...
Terörle mücadele ediyormuş gibi yaptıkları şu dönemde bile Atatürk’le savaşı sürdürüyorlar.
l Okullardan Atatürk’ü atmak için durmadan ders konularını (müfredat) değiştiriyorlar.
l Milli Eğitim’i Atatürk düşmanı gerici tarikatlara devrediyorlar.
l Tıpkı 2007’de AB’den verilen emre uyuyormuş gibi devlet dairelerinden Atatürk’ün resmini birer birer indiriyorlar. Geçen gün gördük ki Danıştay Salonu’nda ana resim olarak padişah Abdülmecit’i asmışlar.
l Atatürk adını taşıyan spor sahalarını yıkıp yenileme adı altında başka isimler veriyorlar.
Son örnek Atatürk Havalimanı... Onu da kapatıp yeni havalimanına başka isim verecekler...
Çünkü AKP’nin derdi vatanı savunmak değil, vatanı gerekirse McKinsey gibi emperyalist şirketlerin yönetimine vererek onların desteğiyle iktidarda kalmak.
Bunların karşısındaki görünmez güç de Kemal Atatürk...
Herkesi yendiler ama onu bir türlü geçemediler...
Geçemeyecekler de..