29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP tabanı skandalları tartışıyor!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

Etnisite üzerinden siyaset yapmak nasıl tehlikeliyse, toplumun sosyal, kültürel, inanç ve yaşam şekilleri üzerinden siyasal rant elde etme çabası da hiç sevimli değil... 

Türkiye’de, 1980 sonrası bu yaşamsal duyarlılıklar nedense hiçe sayıldı... Etnik kaygılar, inanç sömürüsü, hemşericilik, bölgecilik, mezhepçilik ve hatta “terör-şehit” ikilemi bile siyasette tırmanmanın basamaklarına dönüştürüldü... 

Yalnızca çağdaş yaşamın değil, halka dayalı demokratik siyasetin de reddettiği bu yaklaşımlar politikayı yozlaştırmaktan, kitleleri ötekileştirmekten öteye gidemedi... 

Her kesimden insanın adaylık için başvurduğu CHP’de de bu kriterler tartışılıyor...  

Doğrusunu söylemek gerekirse, “demokratik yöntem” diye tanımlanan önseçimden çıkan sonuçların CHP tabanını pek memnun etmediği görülüyor...  

Çünkü CHP’nin gerçek tabanını oluşturan Atatürkçü, ulusalcı, aydınlanmacı, yani “Altıok” yanlısı solcu ve ilerici adayların büyük bölümünün “anahtar liste” oyunlarıyla tasfiye edildiğini tüm CHP’liler biliyor... 

Zaten CHP üyelerinin en az yüzde 50’sinin önseçim sandığına gitmemesi de bunun kanıtı olarak gösteriliyor... Umarım Kılıçdaroğlu’nun, “1930’ların CHP’si değiliz” sözlerinden kaygılanarak Atatürk’ten uzaklaşıldığını algılayan kitlelerin tepkisi daha sert olmaz... 

Yani partinin rotasından çıkmasından ve Altıok’tan uzaklaşmasından yakınan “yüzde 50” oranındaki duyarlı CHP kitlesi, “ön seçim”i protesto ettiği gibi 7 Haziran’da da sandıktan uzak durmaz... 

TANRIKULU VE ZITLARI!.. 

CHP tabanı, Güneydoğu’da partinin yüzde 9’lardan yüzde 1’lere düşmesini de beraberinde getiren, üstelik 2011’de aday olduğu seçim bölgesinde ana muhalefete büyük oranda oy kaybettiren Sezgin Tanrıkulu’nun neden vazgeçilmez olduğunu tartışıyor... 

CHP’de, cumhuriyeti ve Altıok’u özümsemiş yüzbinlerce Kürt kökenli yurttaş varken, Tanrıkulu’nun paraşütle CHP üst yönetimine kadar getirilmesinin ardındaki gizem, şu soruya da yol açıyor; “Nedir Tanrıkulu’nu aşılmaz kılan?..”  

BDP’li Ahmet Türk’ün özel bir mektupla Kılıçdaroğlu’na önermesi mi, yoksa 40 yıl küfür ettiği cemaatin sofrasına oturan Cumhuriyet’in zavallı korkağı Hikmet Çetinkaya’nın pohpohlaması mı Tanrıkulu’nu öne çıkardı?... 

Tanrıkulu, “Kandil’den giren PKK’lıların avukatı” olması nedeniyle mi yoksa “CIA’nın yan kuruluşu Stratfor”la olan gizemli ilişkileri yüzenden mi baş tacı edildi?.. 

Doğrusu Tanrıkulu’nun, Ahmet Türk- PKK ve CIA- Clınton hattından Atatürk’ün partisine nasıl sızdırıldığını en iyi Kılıçdaroğlu bilmeli ki, onun uğruna Diyarbakır’daki 60 yıllık CHP’li Değer Ailesi’ni bile küstürülebildi... 

Peki, tüm bunlar gizemini korurken; “Yeni CHP” yönetimi, adaylık için başvuran “Şehit Anaları Derneği Başkanı” Pakize Alp Akbaba’nın listeye neden konulmadığını ve partiden niçin istifa ettiğini tabanına açıklayacak mı?.. 

SOYKIRIMCI ADAY KAVGASI!.. 

Yeni CHP’de ulusalcıların tasfiyesi zaten siyaset matematiği açısından da büyük skandalken, “her kesimi kucaklama” iddiasındaki partinin, aslında listelerde farklı temsilcilere yer vermediğinin tek kanıtı yukarıdaki yazı değil... 

Başka bir skandal daha var ki, CHP’yi yaralamasına olası gözüyle bakılıyor... Çünkü aslında CHP’ye bizzat partiyi yönetenler zarar veriyor... İşte örneği; 

Türkiye’yi Ermeni meselesinde “soykırımcı” olarak ilan eden, üstelik “Ergenekon” davasında müdahil olarak sanıkların daha fazla ceza alması için çırpınan avukat Erdal Doğan’ın eşi Selina Doğan, İstanbul 2. bölgeden CHP listesinin başına konuldu... 

Ermeni kökenli bir yurttaşın siyaset yapması tabi ki sorun değil... Çünkü AKP ve BDP’de de benzer adaylar var...  

Ancak Türkiye’yi hatta Atatürk’ü soykırımla suçlayan bir isim CHP listesine konulurken, parti tabanı şu sorunun yanıtını da merak ediyor... Diyorlar ki; 

“Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği Genel Başkanı Göksel Gülbey neden liste dışı bırakıldı?..” 

Iğdır’dan aday olan Gülbey’in, Selina Doğan’la “tezat” oluşturmaması için liste dışı bırakılması CHP tabanında şaşkınlıkla karşılandı... 

Peki, Silivri’den çıktıktan sonra AKP-Cemaat ittifakına karşı konuşmaktan kaçındıkları için eleştirilen sevgili Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, Ergenekon davasında kendilerine karşı mücadele eden zihniyetle birlikte nasıl politika yapacaklar acaba?..  

SİYASET DENGESİ, VATAN DENGESİ!.. 

Doğrusu bu seçim yalnızca CHP açısından değil, aday profillerindeki şaşkınlıklar nedeniyle AKP, MHP ve BDP açsından da tartışmalı geçecek...  

Yani listelere “denge” olsun diye konulurken, dengeleri şaşacakları belirtilen kimi adaylar, hiç kuşkunuz olmasın, 8 Haziran’dan itibaren siyasi dengelerin de alt üst olmasına yol açacaklar!.. 

Türkiye bu seçimde yalnızca AKP içindeki cemaat tasfiyesi, Erdoğan-Davutoğlu dengesiyle MHP’deki çekirdek kadro dengesini oylamayacak... 

“Türkiyelileşme” iddiasındaki HDP’nin kinci cumhuriyetçiler ve liboşlar, hatta Kılıçdaroğlu-Gürsel Tekin ikilisi tarafından desteklenen baraj beklentisi de oylanacak... 

CHP içindeki Altıok karşıtları, Atatürk’e “kefere” dediği iddiasıyla nefret uyandıran Mehmet Bekaroğlu, “Zaman gazetesi toplumun vicdandır” diyen Gürsel Tekin adlı önseçim kaçağı da notunu alacak... 

Toplum asıl şunu da merak ediyor; listelerinde Atatürkçülere, Altıok yandaşlarına, ulusalcılara, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının mağdurlarına, Öcalan’ı sorgulayan askerden yargılayan hakime kadar toplumun her kesiminden renkli isimlere yer veren Vatan Partisi’nin çıkışı nasıl yankı bulacak?..