CHP’nin “eşit temsiliyetli parlamento” tasarımı

Çoğu CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı olan bir milletvekili heyeti Cizre’de HDP’li belediye eşbaşkanlarını ziyaret etti ve ancak anayasal düzlemde çözülecek bir CHP tasarımını da oradan ilan etti. CHP Genel Başkan Yardımcılarından Zeynep Altıok’un açıkladığı görüşler aynen şöyle:
“Barışın gelebilmesi için en önemli önceliğin çatışmasızlığın bir an önce sağlanmasıdır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ilk günden beri 30 yıldır yaşanan fazlaca deneyimlenen çatışma ortamıyla sağlanamayan barışın siyasi ikbal öncelikleri ile ikili görüşmelerle de sağlanamayacağını deneyimlediklerimiz noktada, bir kez daha söylediğimiz gibi birbirimizi duyarak, birbirimizi anlayarak ve eşit temsiliyetli parlamento çatısı altında şeffaf bir yapı ile diyalog kurarak sağlanabileceğini tekrar ediyoruz.” (sol.org.tr ve haberler.com 4 Mart 2016)

CHP’NİN TÜRKÇE DÜZEYİ
Öncelikle açıklamanın CHP adına yapıldığına dikkat çekmeliyiz. Bu sözler kişi adına değil parti adına dile getiriliyor. Zaten konuşanlar CHP Genel Başkan Yardımcıları.
Türkçenin düzeyi üzüntü verici. Bütün cümleler bozuk. Ama daha önemlisi, Türkiye’nin önüne CHP’nin koyduğu çözüm bozuğun da ötesinde.

ÖZERKLİKTEN FEDERASYONA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Parti adına yaptığı açıklamada anayasa düzeyinde çözülecek bir öneri getiriyor. Kürt sorununun “eşit temsiliyetli parlamento çatısı altında şeffaf bir yapı ile diyalog kurarak” çözüleceğini CHP adına ilan ediyor.
“Eşit temsiliyetli parlamento”, ancak federasyonlarda söz konusudur. Federasyonlarda federe devletler merkezdeki parlamentonun bir ayağında eşit olarak temsil edilirler. Zaten arkasından gelen cümle “diyalog kurmaktan” söz ediyor. Federasyonun federe devletler meclisinde diyalog kurulacak ve sorun çözülecekmiş. Böylece CHP’nin ocak ayında toplanan Genel Kurultayı’nda aldığı “özerklik” kararı Cizre’de federasyona dönüştürülüyor.

PKK’YI HENDEKTEN KURTARMA ZİYARETİ
CHP Genel Merkez yöneticilerinin bu Cizre ziyareti PKK’yı hendekten kurtarma ziyareti olmuş. CHP Genel Başkan Yardımcısı, partisi açısından “en önemli önceliğin” çatışmasızlık olduğunu vurguluyor. Başka deyişle sık sık söyledikleri gibi “silahlar sussun” talebini dile getiriyor.
Aslında bu talep PKK’nın talebi. Çünkü hendeklere gömülen bölücü terör örgütünün başka bir umudu yok.
PKK’yı ateşe süren ABD’nin yetkilileri de, ikide bir “çatışmasızlık” olsun deyip duruyorlar.

“SİLAHLAR SUSSUN” NE DEMEK
Silahlar sussun ne demek?
Dikkat edilsin CHP, PKK’nın silah bırakmasını dahi istemiyor. Herkes elinde silahını tutacak, ancak çatışma olmayacak. Böylece PKK’nın Amerikan silahlarının koruması altında bir devletçik oluşturmasına fırsat veriliyor.
PKK’nın Türk ordusunun elinden kurtarılması için başka çareleri yok.
“Çatışmasızlık olsun” talebi, pratikte PKK elindeki silahları korusun anlamına geliyor. İstenen şudur: ‘PKK elindeki silahla vatanımızın bir bölümünde otorite olarak kalsın, haraç toplamaya devam etsin, yol kessin, bomba yığınakları yapsın, mayın döşesin.’

CHP HENDEĞİN HANGİ TARAFINDA
CHP hendeğin karşı tarafındadır. Açıkcası bölücü terör örgütünün yanındadır. CHP hendeğin Türkiye tarafında değildir. CHP Türk ordusunun karşısında PKK’nın silahlı gücünün varlığını sürdürmesi gayreti içindedir.

İKİNCİ DEVLETİN BİRİCİK GÜVENCESİ
Özerklik veya en son “parlamentoda eşit temsiliyete dayanan” bir federasyon için, elbette en gerekli olan PKK’nın silahlı bir örgüt olarak yaşamasıdır. Çünkü her federasyon, her özerklik, devlet içinde ikinci bir devletle olur. Ve bu ikinci devletin varlığını güvence altında tutacak biricik güç de silahlı güçtür.
ABD’nin Türkiye’ye dayattığı her çözümün önde gelen fedaisi ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.

NOT: Bugün Edremit’te Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde 13.00’da konuşma yapıyorum ve kitaplarımı imzalıyorum.
Akşam 19.00’da da yine Edremit’te Çamlıbel Köyünde SaklıBahçe Restoran’da Vatan Partisi’nin dayanışma yemeğine katılıyorum ve kitaplarımı imzalıyorum.
Her iki etkinliğe de okuyucularımızın katılımını bekliyoruz.