CHP’ye uyarı!

7 Haziran seçimlerinin kırkı çıktı. AKP ile CHP arasında heyetler arası görüşmeler nihayet bu hafta resmi olarak başlayacak. Bakanlıkların paylaşımı da masada. Bayramda emekli üst düzey bir grup ekonomi bürokratı ile sohbet ettim.Hepsinin kulakları delik. Ekonomi kulislerini de siyasi kulisleri de yakından izliyorlar. Dünyadaki gelişmeleri anı anına takip ediyorlar. Yabancıların bile zaman zaman görüşlerine başvurduğu kişiler. CHP’ye bazı uyarılarda bulundular. Aktarayım:“Ekonomide işler daha da kötüye gidecek. Bu açıkça görülüyor. AKP bunu bildiği için ekonomik krizin faturasını CHP’ye yıkmayı planlıyor. Acı reçeteyi CHP’ye hazırlatacak. CHP’de bazıları bu tuzağa düşmeye çoktan hazır. Zaten uluslararası çevrelerden onlara verilen görev de bu. Ateşteki kestaneler CHP’ye aldırılacak. Sonra ‘CHP ile olmuyor’ diyerek erken seçime gidilecek. Zamanlamayı gelişmeler belirleyecek. CHP’yi koalisyona sokmak için çabalayan ülkeler de buna ses çıkarmayacak. CHP’yi ortada bırakacaklar. Kritik merkezlerde bu senaryo konuşuluyor.”
CHP’Yİ TAM BİTİRECEKLERCHP’de benzer kaygılar duyanların sayısı çok. Milletvekilleri erken seçim esiri. Korkudan seslerini çıkaramıyorlar. Ancak çok özel dost sohbetlerinde endişelerini dile getiriyorlar. CHP yönetiminin gözünü ise koalisyon bürümüş durumda. Tek çıkış olarak hükümete kapağı atmayı görüyorlar. “Ama ...” diyenleri de susturuyorlar. “Kırmızı plaka” hayaliyle dolaşanlar da ayrı. “Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” havası var.
ÖRTÜLÜ SAVAŞAKP-CHP koalisyon pazarlıkları iki kanaldan yürüyor. Biri, iki parti arasında yapılan, Davutoğlu’nun CHP’yi ziyareti ile resmiyet kazanan görüşmeler. İkincisi de “yandaş medya” üzerinden yürüyen ilişkiler. Medya üzerinden yapılan yayınlar sanki koalisyon pazarlıklarından ayrıymış gibi görünse de değil. Taraflar birbirlerinin elindeki kozları zayıflatmak için hareket ediyorlar. Birbirlerinin yüzüne söyleyemediklerini medya üzerinden söylüyorlar.Önce erken seçim tartışması yaşandı. AKP yandaş medya üzerinden “erken seçim” havası vererek diğer partilerin direncini kırmak istedi. Erken seçime AKP içinden de itirazlar geldi. Başta ekonomi yönetimi olmak üzere “en nkötü seneryo” sesleri yükselince “yolsuzluk” tartışması başladı.
TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA!Önce Ataköy Belediye Başkanı Battal İlgezdi, CHP milletvekili eşi Gamze A. İlgezdi. Sonra Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın serveti. Kılıçdaroğlu’nun kızının aldığı daireyi de tartışmaya açtılar.Buna yanıt gecikmedi. Reza Zarrab’ın İran’a yönelik altın ticareti, bu ticaretten alınan komisyonlar manşetlere taşındı. Siyasilere verilen payların ucu gösterildi. “Bu konuları fazla kaşımayalım siz zararlı çıkarsınız” mesajı verildi.Şu anda medya üzerinden yürüyen örtülü bir savaş söz konusu. “Tencere dibin kara, seninki benden kara” durumu var!
KONUŞMADIKKoalisyon pazarlıkları öncesi medya üzerinden sürdürülen bu savaşı AKP ve CHP yetkililerine sorduk. İki taraf da ısrarla kendileriyle ilgisi olmadığını söylediler. CHP’lilere “AKP istese bu kampanyayı kestirir. Görüşmelerinizde bu konu gündeme geldi mi?” deyince fazla önemsemediler. “Biz onların niyetlerini biliyoruz” demekle yetindiler. Bu arada, AKP içinden CHP’ye, CHP içinden de AKP’ye bilgi akışı olduğu ifade ediliyor. Herkesin kendine göre bir hesabı olduğu açık!***İNCİRLİK’E “ÇEKİÇ GÜÇ” GÖREVİEskiden böyle dönemlerde etik olarak önemli konular yeni hükümete bırakılırdı. Şimdi ise yangından mal kaçırır gibi hareket ediliyor. AKP Hükümeti ile ABD arasında İncirlik pazarlığında sona gelinmiş gibi. İncirlik’te ABD için bir adım daha atılıyor.İncirlik giderek tam anlamıyla ABD operasyonlarının merkezi oluyor. Diğer bir deyişle İncirlik “Çekiç Güç” görevi yapacak. 1. Körfez Savaşı sonrasında “Çekiç Güç” 2. İsrail’in kurulmasını sağlamıştı. Irak’ın fiilen bölünmesi İncirlik’ten kalkan savaş uçakları ile gerçekleştirilmişti.Şimdi Suriye’nin bölünmesi için tekrar görevde. Hemen arksından Türkiye’ye sıra gelecek. İncirlik’ten kalkan ABD uçakları Türk tanklarını, Türk askerlerini vurursa sürpriz olmayacak. ABD’ye elini veren kolunu kurtaramaz. Bunu hala anlamadık mı?Uluslararası hukuk ne ki!