26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Clinton-Trump savaşı: ABD-İsrail güreşi

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Franklin, 14 Şubat 1945’te Suudi Kralı Abdülaziz El-Suud (Kral Bin Suud) ile Kızıldeniz’e demir atmış olan ABD savaş gemisi USS Quincy güvertesinde 3 gün süren görüşmeler yaptı. 4-11 Şubat 1945’te Stalin ve Churchill ile gerçekleştirdiği Yalta Konferansının ardından Suudi hanedanlığın ilk Kralı Bin Suud ile buluşmak üzere Kızıldeniz’e hareket etti. Kral Suud ile ele aldığı konuların başında “business ve petrol” geliyordu. Ancak o derece mühim bir başka konu vardı: Yahudilerin Filistin’e göç etmesi ve bir Yahudi devletin kurulması için Kral Bin Suud’un desteği istendi.

Kral Bin Suud Mazlum Yahudilerin mağduriyetini gidermek için ilginç bir öneride bulundu: “Yahudi meselesinin sorumlusu biz Araplar veya Filistinliler değil. Onları biz katletmedik. Bu cinayetlerin sorumlusu Hitler Almanya’sıdır. Savaşı siz kazandınız ve Almanya bugün sizin askerlerin egemenliği altında. Orayı artık siz idare ediyorsunuz. Yahudilere bu zulmü reva gören Almanya’nın bir bölgesini Yahudiler için tahsis edin.Güvenli ve sizin iktisadi desteğinizle gelişecek olan bu bölgeye yerleşmek isteyen Yahudiler için o bölgeyi yurt yapın. Böylece hem zalime bedel ödetmiş olursunuz hem de masum Filistin’i yeni belalardan korumuş olursunuz.”

Kralın cevabı Roosevelt’in konu üzerinde tekrar düşünmesini sağladı. ABD’den Kral Bin Suud’a gönderdiği mektubunda: “Araplar ile istişare edilmeden ve onların onayı alınmadan bölgesel hiçbir soruna ABD yalnız başına müdahale etmeyecektir”

NE PAHASINA OLURSA OLSUN

İngiltere, Fransa ve “İsrail ne pahasına olursa olsun kurulmalı” diyen Rothshield-Rockefeller hanedanlığının başını çektiği Uluslararası Siyonist Yahudi-Protestan Sermaye grubu Franklin’den haz almazdı. Komünist Sovyetler Birliği ile uzlaşma yolunu seçmesi, Japonya’ya karşı atom bombasının kullanılmasına itiraz etmesi askeri çevreleri ve nemalandıkları askeri sanayi holdinglerini rahatsız ediyordu.

63 yaşında öldü veya öldürüldü. Yalta ve Orta-Doğu ziyareti dönüşünden kısa bir müddet sonra 12 Nisan’da hayata veda eden Franklin için, “uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından hastalığının(!) şiddetlenmesi üzerine” gösterilen ölüm sebebi araştırmacı tarihçileri tatmin etmedi Yerine getirilen resmi Mason Henry Truman, Franklin Roosevelt’in Dış politikalarını ters yüz etti. Japonya karşı iki atom bombasının kullanılması emrini verdi. Soğuk-sıcak savaşı başlatan kararlara imza attı. Tüm enerjisini İsrail devletinin kurulması için harcadı.

ABD’nin Nisan 1945’te maruz kaldığı askeri-sivil darbenin ikinci ve daha şiddetli halini 1963’te John F. Kennedy’nin öldürülmesi olayında şahit olduk. Her iki darbe, ABD’nin uluslararası Siyonist Yahudi-Protestan-Sünni (Musevi-Mesihi-Müslüman) sermaye oligarşisinin feleğine daha çok bağlanması ve iradesinin teslim alınması için vuku buldu.

ABD bugün de bir yol ayırımında. Okyanusun dibinde hâsıl olan Amerika-İsrail savaşının artık suyun yüzene yansıdığını görüyoruz. Üst-akıl “Slick Willy-Kaygan Bill Clinton’un) ortağı Hillary için tüm imkânlarını seferber etmiş. Hani Beyaz Saray’a kim gelirse gelsin sistem için fark etmiyordu? Sorun değilse bu büyük yaygara ve Trump’u şeytanlaştırma çabaları neden? Bu korku neden?

ABD sistemi Askeri sanayi kuruluşların lobi merkezi Pentagon’un en radikal rütbeli haramileri, CİA’nın en kaşarlı savaş maceraperestleri, yetmez ama evet liboş takımı neden devrede? Lady Gaga acayip kostümüyle, erkek iç çamaşır modelleri külotlarıyla, Suriye fatihi Angelina Jolieler, Sudan fatihi George Clooneyler ve Hollywood’un cüzdan artistleri Hillary bacı için neden popolarını yırtıyor?

GÜLEN’İN HİLLARY’E AKAN PARASI

Fethullah Gülen ve şürekâsının maddi-manevi desteği, Suudili milyonlar neden Hillary bacıya akıyor? Sizce Sir ünvanlı 50 yıldır belgeseller yapan bir İngiliz yayıncı ve doğacı kılıklı David Attenborough, Trump için “Onu vurabiliriz. Bu hiçte kötü bir fikir değil” der? İngiliz ataları Kennedy içinde aynı tehdidi yapmamış mıydı?

FBI son dakikada Hillary Clnton’a karşı neden harekete geçti? 83 yaşındaki Senato Hukuk Komisyonu başkanı Senatörün, “eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinde İsrail ve Suudi’nin parmağı var” açıklamasının sırrı nedir? Adalet bakanlığı Clinton’a neden kalkan oldu? FBI’yı neden uyardı? İsrail’in ABD üzerindeki hegemonyası son bulmalı diyen Chicago Üniversitesi dekanları neden görevden alındı? İsrail’e karşı yükselen seslerin anlam ve önemi nedir? Clinton’a karşı Rusya’nın elektronik savaşı ve Trump’un Putin’in ajanı olarak çarmıha gerilmesini nasıl okumalı? Clinton-Trump savaşını bir boyutuyla ciddi bir ABD-İsrail kapışması olarak okumak elzemdir.