29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cristina’yı öldürmesinler!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar


A rjantin Devlet Başkanı Bayan Cristina Kirchner yaptığı “Ulusa Sesleniş” konuşmasında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. “...bana birşey olursa kimse doğuya bakmasın herkes kuzeye baksın” diyerek açıkça yaşamından duyduğu endişeye ve olağan şüpheli olarak gördüğü ABD’ye dikkat çekti.
Arjantin Devlet Başkanı C. Kirchner, daha önce de 25 Eylül 2014 tarihinde BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “...ABD’nin ülkesinde istikrarsızlık yaratma çabalarından...” şikayet etmişti.
Birleşmiş Milletlere de eleştiriler yönelten Kirchner “...Birleşmiş Milletlerin savaş kartallarıyla, borç akbabalarının Birleşmiş Milletleri olduğunu” ifade etmişti.
Arjantin Devlet Başkanı “.. Nasıl olur da bir mahkeme (ABD’de) 40 milyon dolar tutarındaki (Arjantin’in) borç senedini, 1.7 milyar dolara yükselterek bir ülkeye (Arjantin’e) ceza verebilir...” diye isyan etmişti. Arjantin’i ağır-kısa vadeli borç yüküne sokan, sıcak paracı fonlar ki bunlara “akbaba fonları” deniliyor. Arjantin’i tefeci faizi ve borcuna mahkum ederek, soyup soğana çevirmek için alacaklarını bu uluslararası tefecilerin adına ve lehine adeta “racon kesen” mahkemeler kanalıyla milyarlarca dolara yükselttiler.
Öyle ki, Arjantin’e ait 40 milyon dolarlık ödenmeyen bir borç senedindeki alacağın, ABD Mahkemesi tarafından 1.7 milyar dolara yükseltilerek ödenmesine dair bir mahkeme kararı dahi alabildiler.
Arjantin Devlet Başkanı’nın itirazı ve isyanı da işte bunaydı. C. Kirchner konuşmasında “Bu nasıl bir kumarhane ekonomisidir” diye önlerine dayatılan uluslararası tefecilik tezgahını sorguluyordu.
Ne yazık ki, bugün Arjantin’ den daha beter bir sıcak para kolaycılığı ve tuzağına sürüklenen Türkiye’de, Arjantin Devlet Başkanı’nın bu feryadı, başta çıkarcı Holding Medyası olmak üzere istisnalar dışında medyada doğru dürüst yer almadı ve bu konuda maalesef tek bir ciddi analiz ve/veya bir köşe yazısı bile yayınlanmadı.
Liberal piyasa ekonomisinin kurallarının Arjantin ve Türkiye gibi yıllardır “gelişmekte olan” ve fakat ne hikmetse “bir türlü gelişemeyen” ülke ekonomileri için uygulamada kibarca neo-liberalizm denilen, aslında altta kalanın canının çıktığı, finansal cambazlıkların ve sıcak parayla borçlanma ve tüketimin gerçek üretim ve istihdamın yerini aldığı bir kumarhane kapitalizmine dönüştüğü bir gerçektir.
Bunun için Türk ekonomisinin piyasa ile planlamayı, özel sektör ile kamu sektörünü, ithal ikamesi ile ihracata dayalı bir üretim ekonomisini yerine, ihtiyaca ve koşullara göre birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olarak hayata geçirebileceği, 3’üncü bir yola, yeni bir karma ekonomik modele ve politika değişikliğine acilen ihtiyacımız olduğuna dair görüşlerimizin haklılığı ve doğruluğu bu olayla bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
Arjantin ve ekonomisini rehin alan ve iflasa sürüklenmeye götüren sıcak paracı uluslararası tefeci fonlarının Türkiye’de de cirit attıklarını görmezden gelmemeliyiz ve artık daha fazla müsamaha etmemeliyiz.
Bugün Arjantin gibi bir ülkenin seçilmiş Devlet Başkanı açıkça “bazı bankacıların ve işadamlarının başta ABD olmak üzere yabancı güçlerin yardımıyla hükümeti devirmeyi ve kendisini öldürmeyi planladığını” söylemesi çok vahim ve ciddi bir olaydır.
C. Kirchner’e yönelik uluslararası tefecilerin ve onların hamisi devletlerin, bu komplo ve terör teşebbüslerinin deşifre edilmesi-boşa çıkarılması ve Cristina Kirchner’e sahip çıkılması, sadece ortak aklımızın ve çıkarlarımızın değil, insanlığımızın da bir gereğidir.