29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhurbaşkanı normalleşirken...

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin 15. Kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada bundan sonra daha farkı davranacağının ipuçlarını verdi: Kendisini bunca yıldır eleştirmeme karşın şu sözlerinden gelecek için umutlandım “Artık tüm Türk milletine hizmet etme mecburiyetimiz var. Bu millet varsa, biz varız. Bu ülke varsa, biz varız. Bu devlet varsa biz varız. Bu bayrak varsa biz varız. Bu ezanlar varsa biz varız. 15 Temmuz’da hepsine birden saldırdılar. Meclis’e, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, polisimize, askerimize, insanlara saldırdılar. Tüm bunlara şahit olduktan sonra artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam. İktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz. Muhalefet partilerinin de aynı anlayışta olduğuna inanıyorum. Medyanın, meslek örgütlerinin, tüm grupların da aynı anlayışta olduğunu ümit ediyorum.”
Sayın Erdoğan gördü ki kutuplaştırıcı siyaset, darbeye ortam hazırlıyor. Doğru bir siyasetle normalleşmeye yöneliyor. İnşallah bizi yanıltmaz. Çünkü ülkemizin kutuplaşma ve nefretleşme açmazından kurtulmaya ihtiyacı var.

O KÖPRÜNÜN ADINI DEĞİŞTİRMELİ
Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamasını geçici bir politik manevra olarak mı yoksa temelli bir politik değişiklik gereği mi yaptı? Bunu ölçecek çok önemli bir metre var elimizde.
Biliyorsunuz, 3. Boğaz köprüsüne, kendisinin öncülüğünde Yavuz Sultan Selim Köprüsü adını verdiler. Bu, çok tepki çekti. Çünkü, Yavuz Sultan Selim, 1 gecede 40 binden fazla Anadolu Türkünü katlettirmiş müstebittir. Öyle ki iktidar uğruna babasına karşı ordu çekmiş; babası Bayezid Han iktidarı ona bırakmasına karşın, oğul Yavuz, yavuzluğunu göstermiş; Dimetoka’ya sürgün ettiği babasını yolda zehirleterek öldürtmüştür. Bu yüzden dönemin tarihçileri onu “şehid” olarak göstermişlerdir. Bu Yavuz; kardeşlerinin kanını dökmeyi ise şarap içmek kadar normal bulmuştur.
İşte böyle birisinin adını o köprüye vererek çoluk çocuk katledilmiş Alevi Türkmenlerin bugünkü torunlarını üzen Sayın Erdoğan, bu ismi değiştirmelidir.
Köprüye İster Demokrasi Köprüsü, ister 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, ne ad verirse versin; kabulümüzdür.
Eğer bunu yapar ise 15 milyonluk Alevi kitle; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin samimi olduğuna inanacaktır. Bu da kutuplaşmanın giderilmesi açısından çok hayırlı sonuçlar doğuracaktır.

VATAN PARTİSİ’NİN KIYMETİ
Cuma günkü Aydınlık’ın verdiği bilgilerden anladık ki: Rus uçağının vurulmasından sonra bozulan Türk-Rus ilişkisinin düzeltilmesinde Vatan Partisi’nin yaptığı çalışmalar etkili olmuş.
Son 1 yılda iyice sıkıştırılan Tayyip Erdoğan’a açılan bu yeni kapıda Doğu Perinçek ve arkadaşlarının uzak görüşlü çalışmalarının etkili olduğunu iyi bilenlerdenim.
Hatırlayın: 2 Mart 2015’te Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek ve arkadaşları Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşmüşlerdi. Bu görüşmeyi başta Sayın Erdoğan olmak üzere AKP’liler şiddetle eleştirmişlerdi. Biz de bunlara, “Erdoğan’ın Kurtuluşu Suriye’dendir” başlıklı bir yazı ile cevap vermiştik.
Şimdi, Vatan Partisi’nin dediği noktaya geldiler. Sadece Rusya ile değil Suriye ile de ilişkiler düzeltiliyor. Akılcı davranan Başbakan Binali Yıldırım, bunun ilk işaretini de verdi. Gördüğünüz üzere; sıkışan AKP’yi Vatan Partisi’nin çizdiği akılcı Avrasya rotası kurtarıyor.

EMLAK GYO’YA SORU
Halep orda ise arşın burda. 15 Temmuz gecesi yapılan yayınları inceleyin. FETÖ’cü darbeye karşı açıktan ilk karşı yayını başlatan Ulusal Kanal oldu.
Aydınlık Gazetesi yayınlarıyla darbeci FETÖ’nün her zaman ipliğini pazara çıkardı.
Doğu Perinçek yayımladığı mesajla darbeye karşı açıkça tavır takındı.
Sonrasında ne gördük? Başta Emlak GYO olmak üzere, darbeye karşı olduklarını göstermek için ilan veren kuruluşlar, Ulusal Kanal’ı ve Aydınlık’ı yok saydılar.
Yerel televizyonlara bile reklam verip Ulusal Kanal ile Aydınlık’ı cezalandıran Emlak GYO yönetimine soruyorum: Beyler, sizin reklam vermedeki ölçünüz nedir? FETÖ’cülerle yıllardır en sert mücadeleyi yürüten Aydınlıkçıları cezalandırma sayılacak bu tavrınızla kimlere işaret veriyorsunuz?
Yoksa sizler de CIA’nın MİT’teki gölgesi Mehmet Eymür gibi; bunların sözcüsü turuncu Cumhuriyet gibi Aydınlıkçı düşmanı mısınız?
Aydınlık karşıtı cephede, CIA-M16-Mossad-FETÖ-PKK-ABD ajanı liberaller var. Siz bu koalisyona cemaatler kontenjanından mı katılıyorsunuz?