20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyet düşmanı şeyhülislam Mustafa Sabri

Mustafa Solak yazdı...

Cumhuriyet düşmanı şeyhülislam Mustafa Sabri
A+ A-
Mustafa SOLAK / Tarihçi - yazar

Tokat’ta yeni açılan bir Anadolu imam hatip lisesine, Milli Mücadele, Atatürk, Cumhuriyet devrimi, kadın karşıtı düşüncesiyle bilinen Mustafa Sabri’nin adı verildi. Toplumsal tepki sonucu bu ad ancak bir gün durabildi. Peki kim bu Mustafa Sabri?

1869'da Tokat'ta doğan Mustafa Sabri 1908 yılında “Cemiyet-i İttihadiye-i İslamiye” adlı dine dayalı siyasî bir dernek kurdu.1 İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra Tokat'tan milletvekili seçildi. “Cemiyet-i İttihadiye-i İslamiye” adlı dine dayalı dernek kurdu. “Hürriyet ve İtilaf Partisi”ne girdi. İttihat ve Terakki düşmanlığından dolayı Köstence’ye kaçtı. Mustafa Sabri, 1919'da Hürriyet ve İtilaf Partisi'nden tekrar Tokat milletvekili oldu. 1919-1920 arasında Damat Ferit Hükümetlerinde “Şeyhülislam” olarak görev aldı.

Milli Mücadele'nin başarı üzerine Yunanistan'ın Gümülcine kentine kaçtı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin 1 Haziran 1924 tarihli kararıyla, “Yüzellilikler” arasına katılarak ülkeye girişi yasaklanmıştır. 1927-1930 yılları arasında Gümülcine ve İskeçe’de Yarın ve Peyam-ı İslam isimli gazeteleri çıkardı. 1938 yılında affedilmesine rağmen, Türkiye'ye dönmeyip 12 Mart 1954 tarihinde Kahire'de öldü.

MİLLİ MÜCADELE DÜŞMANLIĞI

Milli mücadele kahramanlarını “hainlikle” suçlar. Ona göre Mustafa Kemal Paşa hilafet ve saltanatı kaldırarak “Sultan Osman Oğlunun makamına” geçmeye çalışmaktadır.2 Milli mücadele düşmanlığını üyesi olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti içinde sürdürmüştür.3 Dahası Tealî-i İslam (İslami Yükseltme) Cemiyeti’nin yöneticileri arasında yer aldı.

Şeyhülislam yetkisine dayanarak milli mücadelede yer alan din adamlarından Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi (Müftüler), Isparta Müftüsü Hüseyin Hüsnü (Özdamar), Uşak Müftüsü Ali Rıza (Bodur), Burhaniye Müftüsü Mehmet (Tarhan), Antalya Müftüsü Ahmet Hamdi ve Sinop Müftüsü İbrahim Hilmi gibi müftüleri görevinden almıştır.

YUNAN UÇAKLARINDAN MİLLİ MÜCADELE KARŞITI BİLDİRİLER DAĞITTI

Yunan ve diğer İtilâf güçlerinin uçaklarıyla dağıtılan fetva ve bildirilerle halkı kışkırtarak milli mücadeleyi engellemeye çalıştı.

Mustafa Sabri, Kuva-yı Milliye’ye karşı 8 Nisan 1920’de kurulan Hilafet Ordusu adı altındaki Kuva-yı İnzibatiye’ye destek verdi.4 Sevr Antlaşması’nı imzalayan hükümette şeyhülislam olarak görev aldı ve Antlaşmanın kabulü yolunda fikir sunmuştur.5 Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamına şeyhülislâm olarak fetva verdi.6

ATATÜRK’E VE Mİ GÜÇLERE “MASKARA”, “ALÇAKLAR” HAKARETİ VE ÖLÜM ÇAĞRISI

Teâlî-i İslâm Cemiyeti içinde Kurtuluş Savaşına karşı mücadele etti. Bu cemiyetin bildirilerinden birinde Atatürk’e ve milli güçlere “maskara” diyerek öldürülmelerini istiyordu:

“Anadolu’nun muhterem ve masum ahâlisi!

Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâ-yı Milliyye maskaraları Yunan askerlerinin önünden nâmerdâne bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahâlî ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak ve ‘siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz’ tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahâlimizi boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar… Memleket bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evlâdını telef ediyor da Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire gibi beş on şakînin vücudunu ortadan kaldırmak için icap eden küçük fedakârlığı göze aldıramayarak memleketi ve kendilerini ebedi tehlikeden kurtarmak ve selâmete çıkarmak tarikini idrâk edemedi ve hâlâ da edemiyor!

Şimdi sulh imzalandı Kuvâ-yı Milliyye belâsının tevlit ettiği mecburiyetle galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik. Devletler şimdi bize: ‘Eğer Anadolu’da Kuvâ-yı Milliyye isyanını devam ettirir ve bastıramazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız’ diyorlar. Kuvâ-yı Milliyye eşkiyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar.

Elinize aldığınız fetvâ-i şerif ki Allanın emridir, okuduğunuz hatt-ı münif ki halifemizin, padişahımızın bir fermanıdır, siz Allanın emrine halifenin fermanına ittibâen bu canileri, bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz. Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunları vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur.”7

Padişah Vahdettin’den Sadrazamlık talebinde bulunarak Müslüman ve Ermenilerden oluşacak bir ordu ile Türk Ordusuna karşı savaşmak istese de bunu sağlayamamıştır.8

TÜRK DEVRİMİNE DÜŞMANLIK

Halifeliğin kaldırılmasına karşı çıkarak Türk devrimini taklitçi, din ile siyaseti birbirinden ayrılmasını yani laikliği dinsizlik olarak görür.

“İngilizlerin, İslam’ın ve Osmanlı Devleti’nin düşmanı olmalarına rağmen, Yeni Türkiye’nin dostu olmaları da bunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, Türkiye’de yapılan devrimlerin gizli ve açık bir şekilde Batı taklitçiliği olduğunu da ileri sürmektedir. Yeni Türkiye’nin din ile siyaseti birbirinden ayırarak da Batıyı taklit ettiğini ve dinsiz bir cumhuriyet olduğunu, halbuki din ile siyasetin ayrılamayacağını ileri süren Mustafa Sabri, bunlar birbirinden ayrılınca devlet irtidat (dinsizlik) etmiş olur. Devlet irtidat edince de millet de irtidat etmiş olur”.9

ŞAPKA TAKMAK “DİNÎ, MİLLÎ KÜFÜR”

“Fes ve Kalpak” adlı makalesinde; fes takılmasını “fesi kaldırıp, kalpak giymeye başlarsak, bu durum fes fabrikalarının kapanmasına sebep olacaktır” diyerek savunur. Şapka takılmasını “milli ve dini bir küfür” sayar.10

TÜRKLÜKTEN İSTİFASI

Yarın gazetesinin 29 Temmuz 1927 tarihli sayısında Mustafa Sabri Efendi, sürgünde 340 dizelik “İSTİFA EDİYORUM” şiiriyle Türklükten istifasını ilan eder. Şiirinin sonunda şöyle diyordu:

“Ben de ayniyle red edip Türk’ü,

Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme

Beni Türk milletinden ad etme”11

MUSİKİ VE RESİM KARŞITLIĞI

Kadınlar, musıki ve resim konusunda ifade ettiği görüşler, oldukça çarpıcıdır. Musikinin yerine Kuran okunmasını önerir, resim yapmanın yasak olduğunu savunur. Zorunluluktan dolayı belden yukarı fotoğraf çekilebileceğine dair söyleyen fetvayı bile beğenmemektedir:

“Yarım fotoğraf meselesindeki şer'i müsaadeyi bendeniz de büyük bir korku ve dikkatle nazari ara arz ediyorum.”12

Resmin yasaklanmasını “putperestliğin doğduğu menbaı (kaynağı) tıkamak” ile savunur:

“Putperestliğin bugün kendi mevcut olmasa bile, ihtimali mevcuttur ve yarın bizzat kendisinin de vaki olmayacağını kimse temin edemez.”13

KADIN KARŞITLIĞI

Kadınlara gereğinden fazla hak verilmesini toplumsal yapının bozulması açısından sakıncalı bulur. Kadınlara geçim hürriyeti vermeye, erkeklerin kadınları himayelerinden atmaları sonucunu doğuracağı içi karşıdır. Dahası kadınları erkekleştirmek, evlilik hayatını da buhrana sevk edecektir. Bu da toplumun geleceğini ipotek altına almaktır.14

Kadınların örtünmemesinin güzellik yarışmalarını beraberinde getireceğini dile getiren Mustafa Sabri kadın ile erkek eşitlik görmez. Erkek kadından üstün olduğu için boşama hakkı erkeğe verilmiştir.15

HAREMLİK-SELAMLIK EĞİTİM

Kadınlarla erkeklerin ayrı ortamlarda yani haremlik-selamlık şeklinde ders görmelerini savunur. Mustafa Sabri’ye göre kadınlara eğitim verecek öğretmenler kadın olmalıdır. Ancak yeterli kadın hoca yoksa erkeklerden de ders alınabileceği fikrindedir. Ayrıca kadın öğrenci ve öğretmenler de tesettürlü olmalıdır. Yüksek eğitim görenler hariç kadınların yurt dışında eğitim görmesine karşıdır. Kadınların çalışmasını Batının bir dayatması olarak görür, flört Müslüman kadının iffetine zarar verir. Çok eşliliğin yasaklanmasına da “zinaya” sebebiyet vereceği için karşıdır.

Cumhuriyet hükümetini “dinsiz” bularak hükümeti onaylayan halkın da “kafir” olduğunu söylemiştir. Devrimden sonra Türkiye’nin yabancı istilasına uğradığını16 ve Türk Devrimlerini destekleyen Mısırlıların kendisini üzdüğünü belirterek dahi ifade etmekten geri durmamıştır.17

1 Ahmet Akbulut, “Şeyhülislâm Mustafa Sabri ve Görüşleri (1869-1954)”, İslami Araştırmalar, Cilt: 6, Sayı: l, s.32; Ali Sarıkoyuncu, “Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Millî Mücadele ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum ve Davranışları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 39, Cilt: XIII, Kasım 1997, s. 789.

2 Alemdar Gazetesi, (10 Şubat 1921) s. 1-2.

3 İlhamı Soysal, Kurtuluş Savaşında İşbirlikçiler, İstanbul, 1985. s. 110-177.

4 Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi, 3. baskı, Filiz Kitabevi İstanbul 1989, s.209; Ergün Aybars, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, İzmir, 1984, s.218-219, 18.4.1920 tarihli Kuva-yı İnzibatiye Kararnamesine göre, (Anadolu’da Kuva-yı Milliye’ye mensup bir Yüzbaşı’nın maaşı 40 lira kadarken) Kuva-yı İnzibatiye’nin Alay Komutanlarına 100, Yüzbaşılarına 90, Başçavuşlara 40, erlere 30 lira maaş alacaklardı” Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi, Kİ: 492, D:2 (70)Fh: 1.5).

5 Sarıkoyuncu, agm, s.795.

6 Ali Fual Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, Ankara 1949, s.220-224.

7 Milli Mücadele Dönemi Beyannameleri ve Basını, Hazırlayanlar: Zekâi Güner-Orhan Kabataş, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Merkezi Yayını Sayı: 33, Ankara, 1990, s. 218-223; Ali Sarıkoyuncu, “Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Millî Mücadele ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum ve Davranışları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 39, Cilt: XIII, Kasım 1997, s.805-812.

8 Akbulut, agm, s.32.

9 Agm, s.38.

10 Mustafa Sabri, Dini Müceddidler, s.215

11 Ali Sarıkoyuncu, “Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin Millî Mücadele ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum ve Davranışları”, 15.11.2017, erişim tarihi 16.11.2017 http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-39/seyhulislam-mustafa-sabrinin-milli-mucadele-ve-ataturk-inkilaplari-karsiti-tutum-ve-davranislari

12 Mustafa Sabri, Meseleler’den aktaran Aydın Tonga, Kim bu okullara adını verdikleri Mustafa Sabri, 15.11.2017, erişim tarihi 16.11.2017, http://odatv.com/kim-bu-okullara-adini-verdikleri-mustafa-sabri-1511171200.html

13 Agm.

14 Akbulut, agm, s.38.

15 Mustafa Sabri Meseleler, s.96

16 A. Akbulut, a.g.m., s.37.

17 Toktamış Ateş, Bilmek ve Bilmemek, Tekin Yayınevi, İstanbul, 1989, s.143.

Son Dakika Haberleri