25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cumhuriyetin son virajında cephe neresi?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Yandaş, kiralık ve de çoğu menfaatçi dönek cazgırların yarattığı lunapark alengirindeki, piyesli, şakşaklı tantanaya bakmayın!..

Dezenformasyonculuk ihalesi öyle gerektirdi ki; yandaş medyada, “Şah Fırat” hikayesinde korku ve hezimetin ve illaki teslimiyetin tam tersi senaryolar yazıldı...

Oysa yaratılan “şah”lanış manzarasının aksine, koskoca Türkiye Cumhuriyeti, gerici ve bölücü terörün işgal ettiği Suriye’deki “tek Türk toprağı”nı bile koruyamadı...

Bölgesel kaotik gerekçeler ve yanı başımızdaki kargaşanın endişesi gerekçe gösterilerek, can pahasına, dişe diş savunulması gereken bir türbe ve karakol sınıra yakın bir yere tayin edildi!!!

“Yeni Osmanlıcılık”la övünen AKP iktidarı, “ecdat” diye böbürlendiği Osmanlı’nın en önemli simalarından birinin türbesini tıpkı IŞİD yöntemiyle bombalayarak yerle bir etti...

Kuşkulu ve hezimet sızan tuhaf bir operasyonun ardından “kutsal vatan toprağı” hiçe sayılarak, “kutsal emanet” sandukalar da kaçırılırcasına, apar topar Türkiye’ye getirildi...

KELLE AVCILARI VE BOMBA!..

Emperyalizmin “BOP” ve “Arap Baharı” bahanesiyle palazlandırarak İslam’ın başına bela ettiği kara bela ise artık Suriye’den çok, neredeyse Türkiye için pimi çekilmiş bomba gibi tehdit içeriyor!...

Yani sınırımızda kafa kesen radikal dinci terör örgütü IŞİD’in tehdidi bitmeyecek...

Baksanıza; kimi medya organları binlerce IŞİD yanlısının Türkiye’ye sızdığını bile yazdı...

Hele, bombalı araçların ülke sokaklarında dolaştığı iddaları gazetelere yansırken, kimse ne tuhaftır yalanlamadı...

Çünkü iddialar bizzat emniyet ve istihbarat birimlerine dayandırıldı ki, bu da toplumdaki endişeyi on katına çıkarttı!..

Diyeceksiniz ki; “İstanbul otogarında sevgililer kesiliyor, Mersin’de, minibüsle kaçırılan kızlar elleri bileklerinden kesilerek katlediliyor, sokakta kar topu oynayan gazeteciler bıçakla öldürülürken içimizdeki IŞİD az mı tehlikeli?..”

‘T.C. SİLAH BIRAKSIN!..’

Ya Güneydoğumuz?.. İyi ki sınırsız demokrasimiz var!.. Daha on yıl öncesine kadar sokakta karşılıklı katliam yapan PKK ve Hizbullah, siyasi arenada devleti yönetmek -pardon- cumhuriyeti yıkmak için cumhuriyetin nimetlerinden yararlanabiliyor...

PKK ise bir derin kuşku olarak duruyor... Durmak demeyelim buna, Öcalan bile Anayasa yazımında rol aldığına göre, “açılım” cambazlığı İmralı-Çankaya arasına gerilen ipte, devleti dizayn ediyor!...

Baksanıza, aylar önce Öcalan’ın “açılım” emriyle geri çekildikleri ileri sürülen terörist grupların yeniden sınırı geçtiği duyuruluyor!!!

PKK’nın da şatafatla duydurduğu bu militan sevkiyatı devam ederken, “örgütün silah bırakacağı, seçimden önce PKK’ya taviz verileceği” iddialarının yanısıra “kanton” bölünmesi talepleri de yetmiyor...

Öyle olmalı ki, PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, 5 gün önce, “PKK silah bırakmaz... Kürtler neden silah bıraksın ki?.. Silah bırakılacaksa T.C. bıraksın” diye açıklama yapıyor...

ANTEP’TE CEMAATÇİ ADAY!..

Ve rejimi tehdit eden bir başka sıkıntı... AKP ile cemaat arasında giderek sertleşen savaş... İktidar partisi yeni bir seçim zaferi peşindeyken bu kez kalede gedik bırakmak istemiyor!..

Devletin istihbarat birimleri bile “AKP’ye Fethullahçılar sızmasın diye” milletvekili aday adaylarının şeceresini didik didik ederken, “cumhuriyeti kim yönetecek”, daha doğrusu kim yıkacak mücadelesinde kozların bitmediği görülüyor...

Bir yandan da AKP’nin çektiği seti yön değiştirerek yıkmaya çalışan cemaat mensupları, muhalefet partilerine yöneliyor... Cemaat operasyonunda hedef alınan eski polis müdürü Yurt Atayün MHP’de, Fethullahçı polislerin tutuklanmasını “şerefleriyle cezaevine girdiler” diye yorumlayan Prof. Haluk Savaş ise Gaziantep’te, CHP’den adaylık peşinde!!!

İŞTE ALTIOK ROTASI!..

Tüm bu tabloyu karamsarlık yaratma adına yansıtmadık, cumhuriyetin başındaki belaları en net haliyle özetlemeye çalışırken tek hedefimiz var; Türkiye “tehdit- kıskaç- kuşatma” üçgeninde, belki de cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine hazırlanırken bir yaşamsal uyarı daha yapmak...

Suriye’den sızan IŞİD tehdidi, PKK’nın seçim öncesinde “kanton” tavizi beklentisi, siyasallaşma kılıfındaki Hizbullah, “Gezi” eylemlerinin seçime denk gelen yıl dönümü, dış politikadaki skandallar, bitmeyen kamu talanı, savurganlık, yolsuzluk, rüşvet, gericileştirilen eğitim ve “iç güvenlik” faşizmi vs.

Tüm bunlar ve benzeri “tehdit-baskı-kaygı” sürecinde gidilen bir seçimde, cumhuriyetin ancak kendi kuralları, kaideleri, ilkeleri ve rotası üzerinde, Aydınlanma devrimi ve çağdaşlaşma rejimiyle ayakta durabileceğini kimse unutmasın...

Ulusun gericilik ve bölücülük kıskacında olduğu bir dönemde, “mevzubahis olan gerçekten vatan” ise takım tutar gibi parti tutanların gafletten uyanması ve “Altıok”u “gerçekten savunan” bir cepheye girmesinin tam zamanıdır... Bilmem anlatabildim mi?..