19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Danıştay’dan Atatürk tokadı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye ne yazık ki rejim buhranı yaşıyor... AKP iktidarının “yeni anayasa” ve “başkanlık” planı da bu buhranın kangrenleşeceğinin sinyallerini
veriyor...
Baksanıza; özellikle eğitim alanında çok ürkütücü gelişmeler oluyor... Okullar ne yazık ki mollaların dolaştığı medreselere dönüşmüş!.. İlkokul öğrencileri bile okullarda türbanla dolaşıyor, “sübyan mektebi” adı altında açılan kreşlerde cumhuriyete düşman çocuklar yetiştiriliyor.
Diğer yandan eğitim müfredatından Atatürk ilkeleri ve özellikle de laikliğin çıkarılması için çabalar sinsice sürdürülürken, okul ve parklardan da Atatürk’ün adı siliniyor, cumhuriyet her açıdan tasfiye edilmek isteniyor...
Okullardaki öğretmen kadrolaşması ise molla örgütlenmesi gibi!.. Eğitim kurumları eğitimle ilgileri olmayan imamlara teslim ediliyor...
Bu vahim kadrolaşma sırasında cumhuriyetçi eğitimciler baskı ve sindirmeyle tasfiye ediliyor... Örneğin Milli Eğitim’de cumhuriyetçi müfettişleri bertaraf edecek bir yasa tasarısı da TBMM’de bekliyor!.. Onlar da tasfiye edilirse bağnazların önünde cumhuriyet yasalarını anımsatacak pek eğitimci de kalmayacak...
Muhalefetin de ne yazık ki gözünü kapattığı bu vahim gelişmelere rağmen, yargının kimi kanatlarında umut veren kararlar çıkması dikkat çekici... Danıştay’ın son kararı da bu kapsamda sevindirici...
Baksanıza; Eğitim-İş’in, Milli Eğitim Bakanlığı “Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik”in 15. maddesinde düzenlenen, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılığı yazılı sınavı konularında “Atatürk İlke ve İnkılapları” nın yer almaması nedeniyle açtığı dava sonuçlanmış...

Teyakkuzun sonucu...
Danıştay aldığı son kararla, Milli Eğitim Bakanlığı’na, anlamak zorunda olduğu çok yaşamsal bir konuyu yeniden anımsatmış; “Türk Milli Eğitim Sisteminin temeli Atatürk ilke ve inkılaplarıdır...”
Danıştay kararı yalnızca kurumsal olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na değil, kurumun her kademesinde görev yapan yöneticilere de sert bir uyarı niteliğinde...
Çünkü Danıştay açıkça, “Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hiçbir faaliyette bulunamazsınız!.. Öğrencilere bu temel değerler çerçevesinde eğitim vermek zorundasınız” demiştir.
Eğitim-İş de Danıştay da alkışlanacak bir duruş sergilemiştir... Demek ki neymiş; AKP iktidarı ne kadar yüksek yargının genleriyle oynamaya çalışsa da, bu ülkede halen yargıçlar ve mücadele eden kitle örgütleri var...
Veli Demir başkanlığındaki Eğitim-İş’in açtığı dava ve Danıştay’ın yaşamsal kararı, cumhuriyetin geleceği için her alanda teyakkuzda olunması gerektiğini bir kez daha göstermiştir...

Muharrem İnce’den ‘umut’ bayrağı!..
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce son aylarda çevresindeki çemberi genişleten bir devinim içinde... Çünkü salon toplantılarında ve televizyon konuşmalarında kitlelere umut verirken, CHP’de bir değişimin artık kaçınılmaz olduğuna da dikkat çekiyor...
İnce tüm bunları yaparken CHP’ye yönelik eleştirileri yapıcı biçimde yansıtmaya çalışıyor... Dünkü Sözcü gazetesinde Başak Kaya’ya konuşan İnce, amacının “parti içi muhalefetten ziyade farkındalık yaratmak” olduğunu söylemiş... İnce’nin aşağıdaki mesajları da CHP içindeki tartışmalar açısından çok konuşulacak nitelikte;
- Partinin gidişatından memnun değilim. Eğer insanlar işler iyi gidiyor, parti umuda koşuyor diyorlarsa söylediklerimi hiç ciddiye almasınlar. Ama ortada bir umutsuzluk, karamsarlık varsa, ‘yine yenileceğiz’ diyorlarsa beni ciddiye alsınlar.
- Kılıçdaroğlu’na özel bir eleştirim yok. Partimin umut olmasını istiyorum. 2010 yılında Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğunda umudun, değişimin adresiydi. Ben de destekledim. Bugün bunun kalmadığını söylüyorum. Bu heyecan yok.
- CHP yeniden umut olabilir. İş daha bitmedi. Kişisel hırsın, kinin peşinde değilim. Parti yönetimiyle sorunum yok. Onlar arkadaşlarım. Ama değişmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Muharrem İnce bir “umut” bayrağı açmış... İşte bu düşüncelerden yola çıkarak, bugün İstanbul Bostancı Kültür Merkezi’nde partililerle buluşacak. Saat 13.00’deki salon toplantısına çok sayıda milletvekili ve parti yöneticisi de destek veriyor...

Almanya’da yeni mücadele...
Ermeni diasporasına karşı AİHM’de zafer kazanan Doğu Perinçek ve arkadaşlarının Berlin yürüyüşüne ne yazık ki hükümet de, muhalefet de, medya da destek vermedi...
Hem bu gaflet, hem de orada yaşayan 3 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının duyarsızlığı ne yazık ki Almanları cesaretlendirdi ve Almanya Parlamentosu, 1915 Ermeni tehcirini, “soykırım” diye niteleyen tasarıyı kabul etti...
Şimdi AKP iktidarı ile muhalefet “ah vah “ediyor ama belli ki yeni bir mücadele başlayacak... Dünkü Aydınlık da zaten bu mücadelenin sinyalini vermişti...
AİHM zaferiyle Ermeni diasporasını sarsan Perinçek’in şu açıklaması, Almanya’nın aldığı vahim kararın da çok yakın zamanda tartışmalı hale geleceğini gösteriyor;
“Almanya da çok yakında dersini alacaktır. Milletimize söz veriyoruz; asıl mücadele şimdi başlayacaktır...”
Umarım Alman Parlamentosu’nun saçma sapan kararı öncesinde Berlin’de gövde gösterisi yapan Vatan Partisi ve yurtseverleri yalnız bırakan iktidar, muhalefet, medya ve kitle örgütleri bu yeni mücadelede Türkiye’nin onuru için Perinçek ve arkadaşlarının yanında dururlar...