25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Davos Zirvesi’nde küreselleşmenin sorunları konuşulacak

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Emperyalizmin neoliberal küreselleşme saldırısında kullandığı enstrümanları da artık kullanılamaz duruma gelmeye başladı. Özellikle ABD ile Avrupa arasında NATO’da çatlaklar yaşanıyor, Dünya Ticaret Örgütü’nde birbirlerine girmiş durumdalar, Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması da yürümedi. Ve İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu. Dünyadaki neoliberal düzenin önde gelen devlet adamlarının, endüstri devlerinin, Google, Microsoft, Facebook gibi iletişim ve sosyal medya şirketlerinin, mali oligarşinin, IMF ve Dünya Bankası temsilcilerinin katıldığı bir forum. Yani uluslararası küresel sistemi oluşturan, sorunlarını konuşan ve sistemi sürdürmek için çareler arayan dünya çapında bir forum. Ama artık sistemin çökmekte olduğunu kendileri de görmekte. Her yıl hazırladıkları risk raporlarında bunu itiraf etmekteler.
KÜRESELLEŞME İLE MİLLİYETÇİLİK ARASINDA GERİLİM
Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Riskler 2019 Raporu’nda, artan jeopolitik ve jeoekonomik gerilimlere dikkat çekiliyor. Raporda, bu gerilimlerin, şu anda mevcut olan en acil küresel riskleri temsil ettiğini, dünyanın, küresel politik ekonomiyi derinden değiştiren bir küreselleşme döneminin ardından bir ayrışma dönemine geçiş yapmakta olduğunu ve ekonomisinin küreselleşmesi ile dünya siyasetinde gelişen milliyetçilik arasındaki gerilimin derinleşmekte olan bir risk olduğu ifade ediliyor..
Bu yıl 22-25 Ocak tarihleri arasında yapılacak foruma ABD ve onun yörüngesinden bir türlü kurtulamayan üç lider Davos Zirvesi’ne katılmayacağını açıkladı.
TRUMP, MACRON VE MAY DAVOS’A GİTMİYOR
ABD Başkanı Donald Trump katılmama nedeni, Meksika sınırına inşa etmek istediği duvar konusunda Demokratlarla bir uzlaşma sağlayamaması ve “Hükümetin kapalı olması.”
Davos’a gitmeyen diğer Batılı lider İngiltere Başbakanı Theresa May. Bilindiği gibi May’ın Brexit nedeniyle başı dertte. Geçen Salı günü Avam Kamarası’na sunduğu Brexit anlaşması reddedilmiş, ardından da hükümeti çarşamba günü çok ufak bir farkla güvenoyu almayı başarmıştı. Hükümet sözcüsü May’ın haftaya Londra’da kalarak Brexit anlaşmasına yoğunlaşacağını açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Davos’a gitmeme kararı aldı. Sarı Yeleklilerin eylemleri hız kesmeden ve olgunlaşarak devam ediyor. Macron hareketi durdurmanın derdine düşmüş. Bir taraftan polisiye tedbirleri ve baskıları artıraran Macron, diğer taraftan Fransız halkına yazdığı açık mektupta “Gelin öfkeyi çözüme dönüştürelim” çağrısı yaparak, Fransızları hiçbir tabu olmaksızın, ülke sorunlarını birlikte tartışmaya davet ediyor.
MACRON KENDİ HALKINI TANIMIYOR
Macron Normandiya bölgesinde 600 belediye başkanını bir araya getirerek ilk tartışma toplantısını başlattı. Kendisinin de bizzat katıldığı toplantıda Sarı Yeleklilerin taleplerini konuştular. Macron’un bu çıkışı Sarı Yelekliler tarafından ciddiye alınmadı. Çünkü Macron’a güvenmiyorlar. Danışıklı dövüş olarak algılanıyor. Zaten halkın belediye başkanlarına da güveni yok. Üstelik bu toplantılarda Macron, «Reform» programlarına devam edeceklerini, Sarı Yeleklilerin en önemli taleplerinden Servet vergisini yeniden getirmeyeceğini açıklıyor. Diğer öne çıkan Yurttaş Konseyleri ve Yurttaş İnisiyatifi Referandumuna da sıcak bakılmıyor. Yani kendileri çalıp kendileri oynayacaklar. Bunun için Sarı Yelekliler Macron’un bu çıkışını hareketi yavaşlatmak ve durdurmak için bir oyalama taktiği olarak görüyor. Peşinen “Ben programımdan vazgeçmem” diyen Macron diğer taraftan gelin tartışalım diyor. Macron kendi halkını tanımıyor.
Dolayısıyla Sarı Yeleklilerin Cumartesi eylemleri 10. hafta da hızından hiç bir şey kaybetmeden devam etti. Eylemler Paris’in dışında Toulouse, Bordeaux, Lyon ve Marsilya gibi büyük şehirlerede daha geniş katılımlara ulaştı. Paris’te gene polis ile eylemciler arasında gerginlikler yaşandı.
YIKICI KÜRESELLEŞMEDEN PAYLAŞIMCI KÜRESELLEŞMEYE
ABD ve yörüngesindeki Atlantik kampı ülkeleri kendi derdine düşmüş ve iç sorunlarıya boğuşurken, (burada bir parantez açarak Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Davos’a katılacağını belirtelim) çöken neoliberal küreselleşmeciliğin yerine, başta Çin olmak üzere yeni dünyanın lider ülkeleri yani Avrasya ülkeleri, BRICS’i oluşturan ülkeler, Atlantikçilerin savunduğu ulus devletleri yıkıma götüren neoliberal küreselleşme yerine paylaşımcı, ulusal egemenliğe saygılı yeni tipte bir küresel model doğuyor. Atlantikten kurtulma sancısı yaşayan Macron-ki bu süreci Sarı Yeleklilerin mücadelesi hızlandıracak- 2018 yılında Çin’e yaptığı ziyarette tarihi bir ortak açıklamada bulunmuş, Amerika sonrası dünyada Fransa ve Çin’in dünyanın motoru olacak bir eksende yeni tipte bir küreselleşmenin oluşması için birlikte hareket edebilecekleri açıklanmıştı.
Çin ve Rus liderler de bu yıl Zirve’ye katılmıyor ama güçlü bir ekip göderiyorlar. Çünkü 2017 yılında Davos Forumuna katılan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping serbest dünya ticaretinin savunuculuğunu yapmıştı. Bir yıl sonra 2018’de ABD Başkanı Trump “Önce Amerika” diyerek küreselleşmeye karşı çıkmıştı.
Nitekim Davos Dünya Ekonomik Forumu Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab, 2010 Zirve’sinde “2008-2009 krizinin ‘mutlu küreselleşme’ sürecini sona erdirdiğini, bugüne kadar küreselleşmenin getirdiği fırsatları gördük, ama bundan sonra da küreselleşmenin yol açtığı sorunları göreceğiz” demişti.