20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Davutoğlu’nun ‘sıfır’ merakı!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ahmet Davutoğlu “sıfır”a çok meraklı. Her şeyi “sıfırlamak” istiyor. “Komşularla sıfır sorun” diye ortaya çıktı, durum ortada. Komşularla sorunlar değil, ilişkiler sıfırlandı. Suriye’de, Mısır’da büyükelçimiz yok. Libya’ya güvenliğini sağlayamadığımız için diplomat gönderemez hale geldik. Irak’la işler kötü. İran’la karşılıklı atışmalar sürüyor.  

Rusya Federasyonu ile el ense çekiyoruz. Suriye politikamız ilişkilerimizi kırılma noktasına getirdi. Putin sürpriz bir şekilde 24 Nisan’da Ermenistan’a gitti. Mesaj çok açık! Diğer ülkelerle ilişkiler de parlak değil! 

AĞZINDA YİNE ‘SIFIR’ VAR 

Davutoğlu şu günlerde 7 Haziran seçimi için il il dolaşıyor. Yine ağzında “sıfır” sözcüğü var. Kürsüde o ilin milletvekili sayısını söyleyip, “3 sıfır, 5 sıfır, 7 sıfır, ... yapacak mıyız?” diye soruyor. Bir önceki seçimde AKP o ilde ne oy almış, bu mümkün mü umurunda değil. O soruyor, AKP’lilere zorla “evet” yanıtını verdiriyor. 

Dış politikadaki “sıfır”ın sonuçlarını gördük. Herhalde 7 Haziran’da da benzeri yaşanacak. Ne diyelim, hayırlara vesile olur inşallah! 

***  

TOPLU YALAN SEANSI 

Erdoğan geçtiğimiz günlerde Adıyaman’da kürsüye çıktı. Ballandıra ballandıra AKP’yi anlattı. Şunu yaptık, bunu yaptık dedi durdu. Sıra Marmaray’a geldi. Marmaray’dan bugüne kadar 72 milyon kişinin geçtiğini bildirdi. 

Arkasından kalabalığa “İçinizde Marmaray’dan geçen var mı? Geçenler el kaldırsın” deyince bütün eller havaya kalktı. 

Mitingi televizyonlarda canlı yayında izleyenler şaşkına dönmüş. Hemen telefonlar çalıştı. Herkes birbirine “Erdoğan’ın mitingini izledin mi?” diye sormaya başladı. Erdoğan’ın mitingini izleyen gazeteci dostlarımdan birini aradım. Bu işin nasıl olduğunu sordum. O da anlamamış. “Toplu yalan seansı gibiydi” ifadesini kullandı. 

Tecrübe işte. Her şeyi özetlemiş oldu. 

***  

MÜBAREK BAŞKANA, MÜBAREK GÜNDE 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i artık herkes tanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı AKP’nin arka bahçesi haline getirmekle suçlanıyor. O da “büyükleri” gibi lükse merak sardı. Milyonluk Mercedes aldı. Tepki büyüyünce “Bu Mercedes bana mezar gibi oldu” diyerek geri verdi.  

Erdoğan ise buna çok bozuldu. Herhalde “kötü örnek olacak” diye düşündü. Sonra başkana bir “müjdesi” olduğunu duyurdu. Tabi bu “müjde” sıradan bir günde açıklanmazdı. Bu “müjde”nin açıklanması için makama uygun bir gün düşünüldü. Cuma günü seçildi.  

Sonra “müjde”nin ne olduğu ortaya çıktı. “Müjde” dediği Mercedes’miş. Cumhurbaşkanlığı demirbaşındaki zırhlı Mercedes’i Görmez’e verme kararı almış. 

Bu Mercedes işi bir garip. Erdoğan benzer bir Mercedes’i Ergenekon tertibinin özel görevli savcısı Zekeriya Öz’e de vermişti. Bilmem anlatabildim mi? 

*** 

ERDOĞAN VE ASKERLİK 

Türkiye’de askerlik denince akan sular durur. Gençleri askere büyük törenlerle uğurlarız. Orta Anadolu’nun köylerinde görmüştüm. Askere gidecek gençleri köyün bütün aileleri yemeğe davet ediyorlar. En güzel yemeklerini onlar için hazırlıyorlar. 

Köylerde askerlik yapmayanlar “cahil” olarak nitelendiriliyor. “Cahil” sözcüğü, “hayat tecrübesi az” anlamında kullanılıyor.  

Eskiden askerden kaçmak “onursuzluk” sayılırdı. Askerliğe elverişli olmayan gençler askere gitmemek için değil, askerlik yapmak için torpil ararlardı. Şimdi tam tersi yaşanır oldu.  

Tayyip Erdoğan da askerlik konusuna pek sıcak değil. 19 Mayıs günü KaçAK Saray’da gençleri ağırladı. Böylesine milli bir günde gençlerin milli duygularını okşayacak diye düşünenler yanıldı. Seçilme yaşının 18’e indirilmesini milletvekilliği süresinin de askerlikten sayılmasını istedi.  

Oysa ki cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişiden gençlere, askerliğin, Mehmetçik geleneğinin önemini anlatması beklenirdi. “Mutlaka askerlik yapın. Bu bir vatandaşlık görevidir” demesi umulurdu. En azından bu milli günde şehitlerimizin hatırı için bunları söylemesi uygun olurdu. Ama tam tersini yaptı. 

Bir oğlu çürüğe çıktı, askerlik yapmadı. Hastalığı sır. Diğer oğlu askerlik yapmamak için parasını ödedi. Durum böyle olunca söyleyecek bir şey kalmıyor..!