29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Demokratik Devrimden Sanayi Devrimi’ne

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

Gelişmiş kapitalist ülkelerde demokratik devrim deyince ilk akla gelen Fransız Büyük Devrimi’dir. Oysa Avrupa’da kapitalizmin gelişmesi süreci, İspanya ve Portekiz’de başladı, sonra Hollanda öncülüğü aldı ve arkasından İngiltere geldi.19. yüzyıl dünyasına baktığımız zaman, İngiltere, Sanayi Devrimini başarmıştır, kapitalizmin lideridir ve artık üzerinde güneşin batmadığı sömürge imparatorluğudur.
AVRUPA DEVRİMLER ÇAĞINA GİRİŞDünya ölçeğinde dikkate değer bir tarihçi olan Christopher Hill, Türkçemize “İngiliz Devrimler Çağı” başlığıyla çevrilen ustalık eserinde, İngiltere’nin Burjuva Demokratik Devrimini açıklıyor. Anlatıyor demiyoruz, açıklıyor. Elinizdeki kitap, bir hikâye kitabı değildir. Kaynak Yayınları, İngiltere’nin dünya tarihini etkileyen devrim sürecini tahlil eden çok önemli bir eseri sunmaktadır.İngiliz Devrimi, dünya devriminin odağının Avrupa’da olduğu çağın en önemli olaylarının başında gelir. Kuzey Amerika Devrimi ve Fransız Büyük Devrimi, İngiliz Devrimini izler. 1870 yılında Almanya’nın ve İtalya’nın birleşmesiyle birlikte Avrupa’da Devrimler Çağı kapanır ve 20. Yüzyılda dünya devriminin odağı Asya’ya kayar.
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE GEÇERLİ SAPTAMAChristopher Hill’in kitabını bir cümleyle özetleyecek olursak, 1640-1660 İngiliz Demokratik Devrimi, Sanayi Devriminin yolunu açmıştır. Aslında bu saptama, İngiltere’nin ötesinde dünya ölçeğinde geçerlidir.Şu soru tarihçilerin önüne sık sık çıkar: Ekonomik gelişme mi devrime yol açtı, yoksa devrim mi ekonomik gelişme süreçlerinin önünü açtı? Hill, elinizdeki kapsamlı ve derinlikli incelemesinde, bu soruya İngiltere özelinde çok kesin bir yanıt veriyor: 1640-1660 İngiliz Demokratik Devrimi, Sanayi Devriminin koşullarını yarattı. Elbette kapitalizm, İngiltere’de Siyasal Devriminin öncesinde filizlendi ve gelişti. Ancak kapitalizmin asıl büyük atılımı devrimden sonra oldu. Zaten devrimi zorunlu kılan tarihsel mantık da buradadır. Kapitalizm, ancak kapitalist üretim ilişkilerini geliştirecek olan sınıfın yönetiminde gelişebilirdi. Kralların tahtları devrilmeden ve soyluların otoritesi yıkılmadan, kapitalizmin asıl büyük atılımı gerçekleşemezdi.Christopher Hill’in işte bu temel tezini kitabın alt başlığına koymakla Kaynak Yayınları yerinde bir iş yapmış: “Demok-ratik Devrimden Sanayi Devrimine.”
TARİHİN EKONOMİST AÇIKLAMASI VE DEVRİMCİ AÇIKLAMAHill, tarihin ekonomist açıklamasına itibar etmemiş ve devrimci açıklamayı İngiltere devrimi zemininde kanıtlamıştır. Böylece burjuva demokratik devrim ile burjuvazinin toplumsal-ekonomik sistemini geliştiren süreçler arasındaki ilişkiyi ayakları üzerine oturtmuştur. Araba atı çekmez, at arabayı çeker. Devrim ile sanayi devrimi arasındaki ilişki de böyledir. Devrim, attır, sanayi devrimi ise arabadır. Bu tarihsel açıklama, yalnız kapitalizm açısından değil, bütün toplumsal sistemlerin kuruluşu açısından da geçerlidir. Toplumların hayatında devrimin niçin gerekli olduğu da bu açıklamanın içindedir. Yeni toplumsal-ekonomik ilişkiler, asıl devrimden sonra zincirlerinden boşanır ve eski ilişkileri temizler.
DEVRİME GÖTÜREN SÜREÇLERİngiltere’de 1640-1660 Devrimine giden tarihsel döneme göz attığımız zaman, şu süreçlerin el ele yürüdüğünü görüyoruz:- Ticaret burjuvazisi ile küçük sanayi gelişiyor.- Soylular arasındaki çelişmeler ve isyanlar yükseliyor.- Kilisenin otoritesi zayıflıyor ve dinsel reformlar gerçekleşiyor.- Feodal parçalanmanın yerini millî birlik eğilimi alıyor.- Keltçe gibi azınlık dilleri kayboluyor ve İngilizce millî piyasanın ve Britanya topraklarında yaşayan bütün halkın dili haline geliyor.- İngiltere’de Locke ve Hobbes gibi teorisyenlerin ve Shakespeare gibi büyük yazarların kişiliğinde tanıdığımız demok-ratik kültür ve ideoloji boy veriyor ve büyük eserler üretiliyor.- En önemlisi, köylü ayaklanmaları yükseliyor ve toprağa bağlı köylüler özgürleşerek ücretli emekçilere dönüşüyor. Devrimin öncesindeki 1450-1640 yılları arasındaki iki yüzyıl, İngiltere’de ayaklanmalar, kalkışmalar ve huzursuzluklar yüzyılıdır. Devrimin en ateşli olduğu 1558-1688 yılları arasında annesini ve babasını celladın elinde kaybetmeyen tek İngiliz hükümdarı I. Charles da, büyük annesi gibi idam sehpasında can vermiştir. İngiliz hanedanının intikamı ise, yine o yılların kanlı sürecini yansıtır: 1640 Devriminin önderi Cumhuriyetçi Cromwell’in cesedi kralcılar tarafından mezarından çıkartılmış ve asılmıştır.İngiliz Generali Cromwell’in parlamentoyu basmasıyla doruğa varan ve Kral 1. Charles’ı idam sehpasına çıkartan sürecin başlıca dinamikleri işte bunlardır.
KRALIMIZ OLMAYABİLİR AMA TİCARETİMİZ VARİngiltere’de Burjuva Demokratik Devrim, Ortaçağ ilişkilerine indirdiği ağır darbelerle ticareti özgürleştirmiş, sanayinin gelişmesine ket vuran zincirleri kırmıştır. John Grobham Howe, 1695 yılında “Kralımız olmayabilir ama ticaretimiz var” diyor. Belki de İngiliz Devrimini en iyi özetleyen cümle budur. Sanayi Devriminin eşiğini betimleyen saptama da, bu cümlenin içindedir. 1750 sonrasında ticaret ve sanayi sermayesi o devrim sayesinde gelişti. 1780 yılına geldiğimiz zaman, artık Sanayi Devrimi kapıdadır.Ancak Christopher Hill, İngiliz burjuvazisinin dünya kapitalizminin öncülüğünü ele geçirmesine yol açan bir başka süreci de elbette gözardı edemezdi. 18. Yüzyılın daha ilk yıllarından başlayarak, İngiliz burjuvazisi, deniz aşırı ticarette büyük bir atılım yapıyor. Artık İngiltere’nin pazarı, Avrupa’dan denizaşırı sömürgelere kaymaktadır. Bu arada köle ticareti de İngiliz kapitalizmine kan vermektedir. İngiliz kapitalizmi, kölelerin sırtında ve Hindistan gibi sömürge halklarının alın teriyle beslendi ve büyük servetler biriktirdi.
İNGİLİZ SÖMÜRGECİLİĞİNE AMERİKA’NIN DEVRİMCİ YANITIAncak bu sömürgecilik döneminin yanıtı da 18. Yüzyılın sonlarına doğru Kuzey Amerika’dan gelmiştir. 1776 yılında Kuzey Amerika’nın İngiltere’ye karşı yine bir generalin önderliğinde bağımsızlığını kazanması, İngiltere’deki reform hareketini de güçlendirmiştir. George Washington’un yönettiği Amerikan Devrimi, sömürgecilik sistemini, Hill’in deyişiyle tuzla buz etmiştir. Böylece İngiliz burjuvazisi, dış ticaret çağında sömürgecilik dönemindeyken bir başka demokratik devrimle cephe cepheye gelmiş ve bir bakıma yeniden reform dönemine girmiştir. 19. yüzyılın eşiğine geldiğimiz zaman, artık İngiltere kapitalizmi, dış ticaret çağındaki sömürgecilik döneminden emperyalizm dönemine girmektedir. Emperyalist sistemin bir numaralı ülkesi, bir zamanlar demokratik devrimin öncülüğünü yapan İngiltere’dir. Christopher Hill, kitabına noktayı devrim sürecinin bittiği yerde koymuştur.
USTA TARİHÇİNİN BAŞ ESERİ ÖZEL BİR TÜRKÇEYLEChristopher Hill’in bu kitabı, İngiliz Demokratik Devrimini açıklayan en önemli eserlerin başında sayılmaktadır. Kitabın 1971 basımı, Britanya Ekonomik Tarihi’nin 2. cildi olarak yayınlanmıştı. Alt başlıkta tarihsel süreç, hem zaman olarak hem de içeriğiyle verilmişti: 1530-1780 Reformdan Endüstri Devrimine. Kitabın özgün adı şöyleydi: The Pelican Economic History of Britain, Volume 2, 1530-1780 Reformation to Industrial Revolution. Kitabın çevirisi, Lale Akalın’ın birikimli ve özenli emeğini yansıtıyor. Çevirmenin notları, okumayı ve anlamayı kolaylaştırıyor.Kaynak Yayınları, Türkiye’de Fransız Devrimi kadar bilinmeyen İngiliz Devriminin dünya tarihindeki rolünü inceleyen önemli bir eseri Türkçemize kazandırmıştır. Eser, Christopher Hill gibi, bilimi uzmanlık alanlarına bölmeyen, derin bir bilim adamının, usta bir tarihçinin imzasını taşıdığı için kitaplığımızda özel bir yer işgal edecektir.