Devir değişti ya: Komuta kademesi haberlerini İslamcılardan alıyoruz

Gazetecilere hep sorulur.

"Neler oluyor?"

Hazır bir cevabınız hep olmalı.

Hem kısa, hem de şık.

***

Sorunun bir de ikizi vardı.

"Ordu ne düşünüyor?"

Yaygınlaştı: 28 Şubat'ın (1997) hemen öncesinden itibaren.

Söndü: 2010-2011 yıllarından sonra.

Artık ne soruyorlar, ne de soruyorum.

Kimseler anlatmıyor(du) da.

Demek: TSK, merak radarının kapsama alanında değil(di).

***

Durum değişmiş.

Milat: 17 Aralık süreci.

Geçenlerde ciddi bir İslamcı.

TSK'yı "siyasi tedavüle" tekrar soktu.

Yazdım: "Gül + Anayasa Mahkemesi + HSYK + TSK'da bir eğilim. Hizalandılar. Aynı çizgide buluştular. Bu bir fırsattır"

(Bak: Bazı komutanlar Gül-Gülen cephesini mi destekliyor, 28 Aralık 2013).

Üç not:

Orduyla ilgili tek soru sormamıştım.

Ordu ima yoluyla dahi konuşulmamıştı.

Tespiti doğru mu, hâlâ bilmiyorum.

***

TSK tekrar gündeme getirildi.

Yine bir İslamcı aydın tarafından.

Eskilerden. Bazı "sivil" kurumlarda ve yayınlarda yönetici.

AKP'yi kuranlarla eskiden ilişkiliydi.

Şimdi nasıl, bilmiyorum. Sormak istemedim.

Fakat, hep birinci adlarıyla andı.

"Abdullah" (Gül), "Ahmet" (Davutoğlu) diye.

***

Komuta kademesini AKP'nin yanına konumlandırdı.

"Erdoğan'la birlikte hareket ederler."

Niçin: "İçeridekilerin kendilerine karşı olduğunu biliyorlar."

Yani: "Çıkanlar TSK'yı etkileyecek."

"Etkilerine karşı Erdoğan'la ittifaka zorunlular."

***

İslamcılar nedense bunlardan emin:

Bir: Komuta kademesi Atatürkçülerle birlikte olmaz.

İki: Seçenek aslında tek. Ya Gül'ü ya Erdoğan'ı seçerler.

Üç: İçeridekilerin çıkma zamanı geldi.

Not: İzlenmeli.

***

Gül-Cemaat ilişkisi?

Farklı düşünüyor.

Gül-Gülen ittifakını mümkün görmüyor.

İddialı: "Ne bugün, ne de geçmişte. Gül, Cemaat'le hiç yakın olmadı."

Ekliyor: "Cemaat'i sevmez de."

İtiraz ediyorum: İçte, dışta ağırlıklı görüş farklı.

Ayrıca: Elimdeki bilgiler ittifakın teyidi yönünde.

Yine de sordum: Bilgi mi, yorum mu?

Çok emin: "Bilgiye dayanıyorum."

***

Örnek veriyor.

"Gül, memurların sadakati devlete olmalı dedi."

Şekli bir söylem olamaz mı?

"Öyle değil. Cemaat bu vurgudan rahatsız oldu. Hem de ciddi olarak."

Gül'ün sözlerini sonradan tekrar okudum.

Gerçekten: Paralel yapı çıkışı net.

Sebep ne olabilir?

Bir: Geleneksel Gül ihtiyatlılığı.

İki: Cemaat'in kaybedeceğini düşünmeye başladı.

Not: İzlenmeli.

***

Erdoğan-Cemaat kavgası?

Kim kazanır?

Tespiti de, temennisi de aynı: "Erdoğan."

Bu kadar kolay mı? Cemaat niye kavga başlattı o zaman?

"Kavga iradesi Cemaat'te değil ki."

Muhatabıma göre asıl irade.

İçeride: Müesses nizam.

(Geleneksel "devlet"in hâlâ sürdüğü görüşünde?!)

Dışarıda: ABD.

***

Cemaat'in geleceği?

"Böylesi saldırılarda iki tutum gelişir."

"Birincisi örgütlü olanlar: Safları sıkılaştırır."

"İkincisi sempatizanlar, yardım edenler: Onlar ürker, kısmen uzaklaşır."

"Cemaat'te olanlar tam da böyle."

"Safları sıkılaştırdılar. Şimdi yaygın kopuş olmaz."

"Ama 2-3 sene sonra seyredin. Çözülme başlar."

***

Cemaat çöker mi?

"Hayır. Kesinlikle çökmezler."

"Fakat masumiyetlerini kaybettiler."

"Oysa meşruiyetleri masumiyetlerine bağlıydı."

"Tekrar meşruiyet sağlayamayacaklar."

"Hareket eski ivmesini bulamayacak."

***

Yolsuzluk operasyonları; "Belli ki bir şeyler var."

AKP'yi nasıl etkiliyor: "Halk, herkes yapıyor diyor."

Yerel seçimde ne olur: "AKP % 38'in en fazla 1-2 puan altına iner."

Önemli: İslamcılar artık 35'i telaffuz ediyor.

***

İslamcı aydınlar ve Batı?

Kötü sınav verdiniz. Savruldunuz.

"Savrulma yeni değil. 28 Şubat'ta başladı."

"İçeride dayak yiyoruz diye Batıya sığınıldı."

"Aydınlarımızın yüzde 80'i buna karşı çıkmadı."

Eleştirdiğimde taktik demişlerdi.

"Taktik diye başladı. Temel politika haline geldi."

Not: İzlemeliyiz.