29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Devrim Şeytana Pabucunu Ters Giydirdi

Kurucu Meclis seçimlerini engelleyemeyen muhalefetin cephe olarak seçimlere katılması mahkemelerce engelledi.

Devrim Şeytana Pabucunu Ters Giydirdi

ÖZGÜR UYANIK

2006 Eylülünde “Comandante” Chávez, Birleşmiş Miletler kürsüne çıkıp “Şeytan dün buradaydı” demişti. Bahsettiği şeytan ABD Başkanı Bush’tan başkası değildi. Bir önceki gün gelip “dünyaya nasıl özgürlük getireceğini” anlatmıştı BM kürsüsünden: Daha doğrusu dünyayı nasıl yağmalayacağını ve ulusları nasıl sömüreceğini.

Chávez, Bush’un dünyaya dayattığı “çözüm”ü Alfred Hitchcok filmine benzetiyor ve ona “Şeytanın Reçetesi” adını veriyordu.

“Comandante” şeytana pabucunu ters giydirme konusunda uzmandı. 14 yıllık Başkanlığı sırasında defalarca bunu kanıtladı. Miras olarak şeytandan paçasını kurtarmak isteyen hükümetler için harika reçeteler bıraktı.

Chávez’in hayata gözlerini kapamasıyla ABD’nin Venezuela üzerindeki kuşatması sertleşti. Desteklediği devrim karşıtları gemiyi azıya aldı. Döviz spekülasyonu, karaborsanın pazarı ele geçirmesi ve sokak terörüyle halka yaşamı zindan ettiler. Sorunların yalnızca devrim kaynaklı olduğuna insanları inandırmaya başladılar. Seçim sisteminden yararlanıp mecliste çoğunluğu ele geçirdiler. Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımadılar. Her gün meclis kürsüsünden yabancı müdahale çağrısı yaptılar. Sınır eyaletlerinde büyük toprak sahipleriyle birleşip paramiliter çeteler kurdular. Orduya darbe yaptırmaya çalıştılar. Tutmayınca komutanları ABD’ye ihbar ettiler. AB’den aldıkları paralarla gençliği devrime karşı örgütlediler. Seçimleri engellemek için otobüslerin çalışmasını engellediler. Seçim makinelerini yaktılar. Bir günde onlarca yurttaşı sırf oy vermeye gidiyor diye katlettiler.

Her şeye rağmen halkın yarısından çoğu devrime olan desteğini kesmedi. Kriz ve emperyalist saldırılar devrimin iki ana kuvveti olan Bolivarcı Ordu ve Halkı sarsamamıştı. Bununla beraber Bolivarcı Devrimin aklı hala tıkanan sistemi aşacak çözümler üretebilecek yetenekte olduğunu kanıtladı.

NEREDEN ÇIKTI BU KURUCU MECLİS?

Doğrusu 1 Mayıs günü Başkan Maduro, Kurucu Meclis çağrısında bulunduğunda, hepimiz seçimin gerçekleşebileceği konusunda şüpheliydik. Terörist saldırılar halkı yıldırabilirdi. Kriz sebebiyle sorunlardan bıkan halk yeterli desteği vermeyebilirdi. Acaba Kurucu Meclis kararı doğru zamanda mı alınmıştı? Başkan Chávez’in liderliğinde 18 yıl önce yapılan ve bugün geçerli olan son anayasa Bolivarcıydı. Yeni anayasa nasıl bir sistem getirecekti ve en önemlisi devrimi daha ileriye taşıyacak biçimde yorumlanabilecek miydi?

Venezuela anayasasına göre halk eğer isterse rejimi değiştirme dahil, yeni bir siyasi ve hukuki düzen kurma hakkına sahiptir. Bu amaçla anayasada Kurucu Meclis çağrısı yapma hakkı meclise ve devlet başkanına tanınmıştır. Yahut da belli oranda seçmenin imzasıyla bu çağrıyı halk doğrudan yapabilmektedir.

Son iki yıldır Venezuela sahasında uluslararası aktörlerin müdahil oldukları bir satranç oynanıyor. ABD cephesindekiler anayasal kurumları ve başkanı tanımıyor. Maduro yönetiminin meclisle bir ilişkisi kalmamış durumda. Sokaklarda terör kol geziyor ve ordu kışlasından çıkmıyor. Uluslararası medya birkaç bin protestocuyla polisin çatışmalarından haber “üretiyor”: Sistem ha çöktü çökecek, sefalet, diktatörlük, halk bıktı lanet ediyor vs. Bu durumda Kurucu Meclis çağrısı sesi en çok çıkan, halkı arkasına aldığını iddia eden muhalefetten gelmesi gerekirken Başkan Maduro’dan geldi.

Muhalefetin tüyleri, Kurucu Meclis çağrısını reddettiği anda dökülmeye başladı. Panikle kendi alternatif referandumlarını yapacaklarını açıkladılar. 16 Temmuzda kalkıştıkları referandum denemesini ellerine

yüzlerine bulaştırdılar. Kelimenin tam anlamıyla rezil oldular. Ne bir kayıt ne de bir denetim sisteminin olmadığı çocukça bir oyun oynadılar. Otobüslerle aynı kişileri bir merkezden ötekine taşıyıp oy verdirdiler. Bir gazeteci sırf bu referandumun güvenilirliğini test etmek içi 17 kere verdi ve bunu kaydetti. Sonra da yedi milyon kişi bize destek verdi açıklaması yaptılar. CNN, BBC, DW bu kuyruklu yalanı haber diye verdi ama artık onlar bile utanmış olacak ki ertesi günü hepsi birden unuttu.

MUHALEFET PARÇALI

Kurucu Meclis seçimlerini engelleyemeyen muhalefet ikinci darbeyi yerel seçimler konusunda aldı. Yolsuzluk ve terörden haklarında dava açılan muhalefetin cephe olarak seçimlere katılması mahkemelerce engelledi. Anayasal sürecin dışında kalan muhalefet yerel planda da iradesini yitirme riskiyle karşı karşıya kaldı. Bu durumda muhalefet ikiye bölündü. Yarısı seçimleri boykot etmeyi savunurken geri kalanı seçimlere katılmaya karar verdi.

Geleneksel sağcı parti Acción Democrática seçimlere katılma konusunda en açık tavır koyanı oldu. Başkanı Ramos Allup “yerel yönetimleri iktidara hediye etmeyeceğiz” dedi. İkinci grupta Voluntad Popular ve Primero Justicia var. Her ikisi de sokaktaki terör gruplarıyla ve paramiliter çetelerle ilişkili. Birçok yöneticisi bu nedenle seçim yasaklısı. Voluntad Popular’ın lideri faşist Leopolde Lopez hapiste. Üçüncü grup Miami’den yönetilen çete liderlerinden oluşuyor.

Paramacay Kışlasına saldırı ve olaya askeri ayaklanma süsü vermeleri muhalefetin bazı kesimlerinin kaos planını daha ileriye taşıma hedefiyle hareket ettiklerini gösteriyor. Ayrıca muhalefet saflarında umutsuzluğun artması şiddet eylemlerinin daha dar gruplarca ve daha etkili biçimde planlanmaya başlayacağının da bir göstergesi olabilir.

Sağ cephenin temel gücü ekonomik kaynaklarından ve uluslararası desteklerinden geliyor. Kurucu Meclis seçimlerinin olduğu gün paralel döviz piyasasındaki saldırgan artışla ekonomik silahı kullanmaya devam edeceklerini gösterdiler. Amaçları uzun zamandır olduğu gibi fiyatları artırıp halkın daha hoşnutsuz olması, günlük hayatın içinden çıkılmaz hale gelmesi. Böylece halkın devrimden umudunu kesmesi.

Uluslararası destek ise çok yönlü: Olayın ekonomik, diplomatik ve askeri yanları var. Kolombiya merkezli bir operasyon daha şimdiden başladı. NATO’nun gizli üyesi durumundaki Kolombiya, Venezuela’ya karşı askeri hazırlık içinde: Sınır anlaşmazlıkları ya da herhangi bir “insani kriz” bahane edilerek Venezuela’ya saldırması bekleniyor. İşin içinde Meksika’nın olduğunu ve Brezilya’nın da bu askeri cepheye destek verdiğini çıkan haberlerden öğreniyoruz. ABD bu biçimde hem ateşi maşayla tutup elini yakmayacak hem de Rusya ve Çin’le doğrudan karşı karşıya gelmeyecek.

Bu noktada Bolivarcı Cephe yalnız içeriyi değil Latin Amerika genelinde de kendi ittifaklarını yeniden örgütlemek zorunda. Brezilya’da hiç olmasa emperyalist saldırganlığa destek vermeyen bir yönetim gelmeli. Arjantin’de sol iktidarı alabilecek güçte. Paraguay’da yakın gelecekte sol bir başkan seçilme ihtimali yüksek. Tablo değişmeli.

DEVRİMİN SAATİ VE AKLI TIKIR TIKIR İŞLİYOR

Kurucu Meclis seçimleri altı kentte seçimlerin engellenmesine, 206 seçim makinasının yakılmasına, otobüslerin çalışmamasına ve yüzlerce seçmenin yaralanıp 13 kişinin hayatını kaybetmesine rağmen gerçekleştirildi. Halkın %42’si sandıklara gidip Bolivarcı Devrime desteğini gösterdi. Muhalefetin rüyasında göremeyeceği bir sonuçtu bu. İşçi, öğrenci, köylü, işveren, komün ve sosyal dernek üyelerine ayrılan kontenjanlara göre halkın içinden gelen 545 temsilci Kurucu Meclise seçildi.

Anayasaya göre Kurucu Meclis mevcut meclisi feshetme yetkisine sahip ve Devlet Başkanından bile daha yetkili. Yani “diktatör” Maduro Kurucu Meclis çağrısı yaparak yetkilerini kaybetmiş oldu. ABD’ci cephe anayasal sürecin dışında kalarak kendini siyaseten tecrit etmiş oldu. Yarattıkları terör kendilerine döndü. Halkın %88’i eylemlerin bir son bulmasından yana.

Kurucu Meclis büyük bir moralle açıldı ve gündemini oluşturmaya başladı. Müthiş bir tartışmacı olan Delcy Rodriguez Kurucu Meclis başkanı seçildi. Önceliği ekonomiye veren Kurucu Meclis, Venezuela’ya karşı ABD’nin oluşturduğu gerici ittifaka yanıt verdi.

Bu arada Yüksek Seçim Kurumu yılsonunda yapılacak yerel seçimler için ajandasını açıkladı. ABD’ci cephe MUD’un birçok eyalette mahkeme kararları sebebiyle seçimlere katılamayacağı ortaya çıktı. Yirmi partiden oluşan ABD’ci cepheden partilerin birçoğu bu seçime yalnız başına katılmak zorunda kalacak. Bu da seçimi kazanmalarını imkansızlaştırıyor.

Kurucu Meclis tıkanmış olan sistemi daha kurulur kurulmaz işler hale getirdi. Sağcı partilerin elinde kaos üreten politikayı halkın eline verdi. Yeni anayasaya halkın iradesi daha da güçlü biçimde yansıyacak. Sağ partiler koalisyonunun egemenliğini ortadan kaldıracak yeni bir sistem kurulacak.

Bunun farkında olan ABD’ci cepheden kopuşlar hemen başladı. Bazıları seçimlere katılmamanın büyük hata olduğunu yüksek sesle ifade etmeye başladı. Birçokları artık sokak eylemlerine son vermenin zamanı geldiğini itiraf ediyor. Daha akıllıları artık halk için bir şeyler yapıp kendimizi göstermeliyiz bile dedi. Çünkü 2014’ten beri bir ülkeyi çökertecek her şeyi yapmalarına rağmen bir taşı bile yerinden oynatmayı başaramadılar.

Milyarlarca dolarlık medya propagandaları, Twitter, Facebook, Instagram, Youtube’ları hiçbir işe yaramadı. Marketing karın doyurmuyor; CNN’in yalanları da öyle.

Son Dakika Haberleri