24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dick Advocaat neyi başaracak?

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Fenerbahçe geçen sezon olduğu gibi bu yılda lig döneminin başında hoca değişikliğine gitti. Bu kez, Vitor Pereira’ya göre daha ünlü bir hocaya takımı teslim etti. Ancak Fenerbahçe tarihinin son dönemlerine bakıldığı zaman başarılar ya da şampiyonluklar Avrupa’da aranılan hocaların hiçbiriyle gerçekleşmedi. Salt son 20 yılı ele alırsak Fenerbahçe’nin edindiği altı şampiyonluğun hiçbiri uluslararası üne kavuşmuş ya da Avrupa’nın önde gelen takımlarında teknik direktörlük yapmış hocalarıyla yaşanmadı. Sarı-lacivertli takımın bu şampiyonlukları Daum ile iki kez olmak üzere Mustafa Denizli, Arthur Zico, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal ile kazanıldı. Bu hocaların içinde Arthur Zico futbolcu olarak dünyanın sayılı oyuncuları arasına girmesine karşın teknik adamlıkta ismi sıralamaya dahi girmez. Buna karşın, Fenerbahçe’ye nice dünya ve Avrupa şampiyonlukları yaşamış hocalar geldi ama çoğu kulüpten nasıl kaçacaklarını bilemediler. Bayern Münih’in yaratıcılarından sayılan Avrupa futbolunun öğretmenlerinden Paul Csernai’nin başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Bu ünlü futbol adamını malzemecilerden birinin kovaladığı anın fotoğrafı gazete sayfalarına bile yansımıştı. Sözü getirmek istediğim yer, bir futbol takımının şampiyon olmasında birinci ölçütün hoca olmadığıdır. Birbiriyle uyumlu ya da uyum yeteneği yüksek, karşılaşılan sorunların üstesinden gelmeyi başarabilen, özyapısı sağlam oyunculardan kurulu takımlar genelde başarılı oluyor, hocalar da böylesi uyumlu takımları kolay yönetiyor. Salt geçen yıla baktığımızda Fenerbahçe’nin elindeki kadro Beşiktaş’a göre üç kat daha pahalıydı. Ancak her biri kendi başına oynayan oyuncuların takımı olan Fenerbahçe, bir ekip olarak hareket eden Beşiktaş’ın gerisinde kaldı. Uyumlu futbolculara sahip olmayan, çoğu oynarken mutsuz olan oyuncular sanki Charles Darwin’in “Yaşamda kalanlar güçlüler ve zekiler değil, uyumlu olanlardır” görüşünü doğruluyorlardı ki, ünlü doğabilimci Evrim Teorisi’ni bu görüşü üzerine oturtmuştur. Fenerbahçe bu sezon öncesinde de uyumlu bir takım yaratmanın ipuçlarını vermedi, Salt mutsuz üçlüden (Persie-Diego-Fernandao) biri takımdan ayrıldı. Onun yerine orta alanda kendi başına oynayan Salih geldi. Alper Potuk da zaten öyle. Bu durumda sorulacak soru şudur: Dick Advocaat neyi düzeltecek. En fazla Robin van Persie mutlu olacak. Hiç kuşku yok ki, Van Persie’nin gönenci başkalarının mutsuzluğu üzerine kurulacak. En başta da Fernandao’nun.
70 yaşına merdiven dayamış Hollandalı teknik adam hiç kuşku yok ki başarılı bir teknik adam. Onu Luis Aragones gibi kulübede uyurken görmeyeceğiz elbette. Ancak Advocaat’ın Zenit ya da başka ünlü takımlarda kaldırdığı kupalar burada edinilecek başarıların garantisi olamaz. Türkiye’de işler başka türlü gelişiyor, yürüyor ve değişiyor. En başta hoca rahat çalışamıyor. Geçen yıl Pereira, Van Persie sorunuyla uğraştı hatta Portekizli, Hollandalı golcüyü yok saydı. Aslında Persie’nin genel başarımgücüne bakıldığında hoca haklıydı. Ancak Türkiye’de haklı olmak işe yaramıyor, güçlü olmak gerekiyor. Bana öyle geliyor ki bu sezon da Advocaat Fernandao’yu yok sayacak. Bu çekişme olası sezon başı kayıplarında sorunları büyütecek. Hocanın gerekçesi var: “Ben yeni geldim, sezon başı çalışması bile yapamadım.” Futbolcular ise hiç sorumluluk almazlar; “yeni hocaya uyum sağlayamadık, antrenman şekli değişikti” der işin içinden çıkarlar. Sonuçta, hata samur kürk olsa da kimse giymeyecek...