25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dinleyen Türkiye

R. Bülend Kırmacı

R. Bülend Kırmacı

Eski Yazar

A+ A-

Demokrasi diyalog rejimidir. Birbirimizi anlamak için özgürce konuşmalıyız.

Bilim, teknoloji ve iletişim çağında yer almanın başka çıkar yolu yoktur.

Tek seslilik tek düzeliğe yol açar; yanılgılar yaygınlaşır, sosyal hasar kalıcılaşır.

Her alanda kurumsallığa, kurumlarda takım oyununa ve çok sesliliğe ihtiyacımız vardır.

SORUN ÇÖZME KABİLİYETİ

Karşıtlık üretmeden de karşı durmayı, ödün vermeden de oydaşmayı başarmalıyız.

Büyük uygarlığımızla farklı olanı müebbet hapse mahkum etmeden tartışmayı bilmeliyiz.

Demokrasi aynı zamanda yetki/sorumluluk; hak/görev dengesi içinde disiplindir.

Disiplin de demokrasiye yaraşır uygulanmalıdır.

Bu gerçeği gitgide kavrayan bir Türkiye’nin sorun çözme kabiliyeti giderek artacaktır.

KONUŞAN VE DİNLEYEN TÜRKİYE

Sorun çözmenin temel yolu, gerçeğin bilgisiyle cesurca yüzleşmek ve birbirini dinlemektir.

Bunun için 'konuşan Türkiye’ye' olduğu kadar 'dinleyen Türkiye’ye' de ihtiyaç vardır.

Evet geçmişte, 12 Eylül’ün yasakçı anaforunu aşmak için, 'konuşan Türkiye' olsun denirdi.

Türkiye o günlere oranla belki daha rahat konuşuyor ancak duvara da konuşmamak gerek!

Bunun için de konuşanın dinlenmesi ve de verimli bir konuşmanın karşılıklı olması evladır.

Dinlemek seçilmişlerin sorumluluğudur ve devleti yönetme becerisini yükseltmek demektir.

Yok değilse monologla, nutukla, her akşam her kanalda olmakla dertler azalmaz, artar.

YÜZ YÜZE DİYALOG

Bu ülkenin çiftçisinin, sanayicisinin, işçisinin ve gençlerinin derdi dünya kadardır.

Onlar, vergi verenler, ürünü derenler, emek sarf edenler ve umut biriktirenler olarak dinlemeye hazırdırlar. Tek istedikleri, seçim zamanı dışında da seslerinin duyulmasıdır.

Onlar, televizyon kanallarında, gazete manşetlerinde bir haberlik saltanattan çok, yetkililerle, yönetenlerle yüz yüze gelmenin güven duygusunu aramaktadırlar. Dinleyen Türkiye, budur!

Türkiye, dertlidir, derman aramaktadır; bu da doğaldır.

TÜRKİYE DERDİNE DERMAN ARIYOR

Geçenlerde Adıyaman'da üretmek isteyen ve derdini demokratik yoldan eyleme taşıyan tütüncüler özgürlük içinde seslerinin duyulmasını istediler…

Birkaç gün sonra icra, faiz, haciz ve hapis kabusunu dile getirmek için çiftçiler, başkente geldiler… Üreticiyi dinlememek, hele ki, gözaltı uygulamak veya söylenenleri kulak ardı etmek; gerçekte tüm topluma yapılmış büyük bir haksızlıktır.

Öte yandan, Marmara’da kimi fabrikalarda sendikalı olduğu için işten çıkarılan işçiler de haklı bir feryat halindeler… Ve dünyanın en genç nüfusunu temsilen öğrenciler, harçlarını ödeyerek katıldıkları elemeci sınavların gelecek kaygısını teskin etmediğini haykırmak istemekteler…

Bu insanlar bizimdir. Bu insanlar, bizleriz! Bu insanların hepsi Türkiye’dir. Sözleri şiirdir, dilleri şirindir; kendi efkarınca ezilirler ancak ezmeden yöneten-sömürmeden üreten bir düzen hayal ederler…

Evet, Türkiye konuşmak, derdini anlatmak istemektedir. Türkiye derdine derman aramaktadır. Türk insanı dinlenmek istemektedir… Türkiye’nin siyaseti, idaresi, medyası, Türkiye'yi dinlemelidir!

Demokrasinin de hukuk devletinin de, toplumsallığın da gereği budur!

Değerli okurlarım, geride bıraktığımız bayramınızı sağlık, esenlik ve mutluluk dileklerimle kutluyorum. Yaz dolayısıyla yeni dönem çalışmalarımı planlamak için sizlerden kısa bir süre izin rica ediyorum. En kısa zamanda Aydınlık gazetemizde buluşmak umudu ve saygılarımla.