25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Diyarbakır'da bir vahşet 'cereyan' etti!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Urfa'nın Süleymaniye Meydanı'nda boğazı kesilerek öldürülen 14 yaşındaki Sevda...

Sinemanın önünde, ekmek bıçağıyla boğazlanan 17 yaşındaki Hatice...

Traktörün altına atılarak ezilen Rabia ve Emine...

Domdom kurşunuyla katledilen 16 yaşındaki Hacer...

Kaleşnikofla taranan savunmasız kızlar... Üzerlerine el bombası savrulan sabiler!..

Nehirde "namus" iddiasıyla boğdurulanlar... Karanlık kuyularda ölüme atılanlar...

Fare zehriyle katledilenler!.. Aşiret ipleriyle asılanlar...

Suratlarına kezzap atılanlar, sokağa çıkacak yüzleri kalmasın diye burunları kesilenler!..

Canlı canlı toprağa gömülenler, ahıra bağlananlar!..

İntihara zorlananlar ve vahşice yakılanlar...

Doğu'nun "kader"sizliği içinde, feodal vahşetin acımasız cinayet yöntemleridir bunlar...

Son 15 yılda, kadını cendereye alan "töre" meselesine çok kafa yorduk... Onlarca vakayı, töreyi anlatan 4 kitaba konu ettik, Doğu kadınının çığlıklarını sayfalar dolusu öykülerle yansıttık...

TÖRENİN YASASI KAÇ VOLT!..

Velhasıl; Doğu ve Güneydoğu'da, hatta törenin göç ettiği metropollerde, son 15 yılda kadın cinayetlerinde uygulanan her yöntemi gördük...

Kimi cinayet yöntemlerinden insan olarak utandık, kiminin karşısında şoklar yaşadık, bazılarında nutkumuz tutuldu ve öyleleri vardı ki, düşünmek bile istemedik...

Son vaka için "dehşet verici" demek bile yetersiz kalıyor!.. Çünkü barbarlığın kanlı gerekçesi bu kez "namus" cinayeti, kan davası, kız kaçırma ya da "berdel" değil...

Erkek egemen toplumda, törenin dayattığı tek cins evlat yasası cinayeti tetiklemiş; "illaki erkek çocuk..."

Töre vahşetinde insanın kanını donduran son cinayet yönteminin talihsiz kurbanı Diyarbakırlı bir kadın...

Kentte, geçen Ocak ayında eşi Mübarek Turan'ı, doğum yaptıktan bir gün sonra şakaklarına elektrik vererek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Veysi Turan dün hâkim karşısına çıkmış...

İddianameye göre; 4 yaşında bir kızı bulunan Mübarek Turan, ikinci kızını dünyaya getirince, kendi sonunu da hazırlamış!..

Bir gece eşi ve çocuklarının uyumasını bekleyen Veysi Turan, fişi prize taktıktan sonra kablonun kesik uçlarını uyku halindeki Mübarek'in şakaklarına tutmuş!..

Bu vahşi ve sinsi yöntem, talihsiz kadının çırpına çırpına can verdiği ölüm uykusu olmuş...

Törenin kara kitabı, gericilik ve cehaletin mürekkebiyle yazılmıştır... Ancak bu kez töre, elektrik gibi dünyayı aydınlatan gücü bile kara bir yasanın taşeronu olarak kullanmaktan çekinmemiş...

Söyler misiniz o halde, bu aydınlanma çağında, kaç volt olması gerekiyor törenin karartan gücü?..

NEREDESİN TANRIKULU?..

Diyarbakır'daki kendi köyünde bile oy alamaması ve aday gösterildiği İstanbul'da partiye yaşattığı büyük kayba rağmen Kemal Kılıçdarıoğlu'nun ısrarla görevde tuttuğu bir isim var...

Adı Clinton'la da anılıyor, CIA'nın yan kuruluşuyla da... "TR 705" kod adı, PKK'lıların avukatı olmasından kaynaklanmıyor!.. Hizmet ettiği Stratfor adlı istihbarat kuruluşu vermiş ona bu payeyi!..

BDP'lilerin hoşuna gidecek, nerede bir yasa, genelge, eylem varsa, Sezgin Tanrıkulu orada ortaya çıkıyor, destek veriyor...

Çünkü sığındığı bir makam var; "insan haklarından sorumlu" CHP yöneticisi...

Peki, çocukları PKK tarafından kaçırılan anaların Diyarbakır'da günlerdir sürdürdükleri eylem, "insan hakları" ihlalinden kaynaklanmıyor mu?..

O halde nerede her konuda ahkam kesen Tanrıkulu?.. Sesi niçin çıkmıyor?.. Neden "insan hakları" eyleminde; Diyarbakırlı anaların yanında değil?..

Kimden korkuyor acaba Tanrıkulu?.. Anaların çığlığından mı, esareti dayatanlardan mı, Strafordan mı?..

Yoksa Diyarbakır'da, Muş'ta yol kesilmesi, eylem yapılması ve anaların isyanı konusunda günlerdir tek söz etmeyen Kılıçdaroğlu'dan mı?..

Ah CHP ah!.. Konuşmayayım, yazmayayım diyorum ama koca parti günbegün elden gidiyor ve ne yazık ki kimi gafiller, siyasi hataları yapanlara değil, uyaranlara kızabiliyor ya?.. Yuh yani!..

KÜRTLERİ LİNÇ Mİ EDELİM?..

Toplumdaki vahim kutuplaşmanın son örneği, Bursa'da tehlike çanları çalıyor!..

Osmangazi'ye taşınan Batmanlı bir ailenin çocukları, komşudaki akranlarıyla kavga etmiş...

Basit çocuk kavgasının ardından ne olmuş biliyor musunuz?.. 200'den fazla insan, önceki gece Batmanlı ailenin evini kuşatmış, polis öfkeli kalabalığı güçlükle dağıtmış... Mahallede güvenlik önlemi sürüyormuş...

Evet farkındayız... Son dönemde adına "açılım" denilen plan Güneydoğu'da devlet otoritesini zayıflatırken, yaşanan başıboşluğun yansımaları Batı'da da yankı buluyor...

Yol kesme, kimlik kontrolü, araç yakma, adam kaçırma vs...

Tüm bunlar ne yazık ki, Batı kentlerinde bir öfke birikmesi yaratıyor olabiliyor ama bunların linç kültüründe fırsata dönüştürülmesi çok daha tehlikelideğil mi?..

Her Doğuluya "terörist" damgası vurmak kardeş kavgasının kanlı arazisine tohum eker ki, bu da hepimizi yaralar...

Yüzyıllardır kardeşliğin kök boyalı kiliminde hep beraber otururken, uygar insana yakışacak tek hareket vardır; Batıdaki Doğuluyu da olabildiğince kucaklamak, kışkırtmadan uzak durmak!..

CHP'YE ANKET SİNYALİ

Dün bir anket yansıdı medyaya... ORC adlı firma yapmış...

Vatandaşa, "Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olursa oy verir misiniz" diye sormuşlar...

Deneklerin 51.2'i "evet", yüzde 40.5'i ise " hayır demiş... Bu sonuç, Erdoğan'ın rahatlıkla cumhurbaşkanı olacağı anlamına gelmiyor... Çünkü "fikir belirtmeyenlerin" oranı 8.3 ve bu da sonuçları pekala değiştirebilir...

Ankete göre, vatandaşın ancak yüzde 48'i devlet başkanlığı yöntemine sıcak bakıyormuş!..

Dikkat çekici iki soru daha var ankette... İlki, her partinin seçmenine "cumhurbaşkanı adayı"nı sormuşlar... Örneğin, CHP seçmeni, yüzde 15'lik oranla ilk sırada Deniz Baykal'ı önermiş...

Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 43'ünün kararsız olması, parti yönetiminde olduğu gibi, CHP seçmeninin de kafasının hayli karışık olduğunu gösteriyor.

Diğer önemli soru ise "çatı adayı"yla ilgili... Deneklerin ilk üç sıradaki tercihleri özellikle CHP açısından dikkat çekici...

Bu soruyu yanıtlayanların yüzde 39.2'si ilk sırada Abdüllatif Şener'i, yüzde 32'si Deniz Baykal'ı, yüzde 31.8'i ise eski CHP Milletvekili İlhan Kesici'yi tercih etmiş...

Emine Ülker Tarhan'ı bir puanlık farkla, Yılmaz Büyükerşen'in önünde gösteren cumhurbaşkanlığı anketini hasıraltı eden CHP yönetimi, bu ilginç araştırmayı dikkate alacak mı acaba?..