25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Diyarbakır'da inen bayrak neyin habercisi?

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

14 Ağustos 1996'da KKTC'de, Magosa Sınır Kapısı'nda uyarı ateşlerine aldırmayarak direğe tırmanıp Türk bayrağını indirmek isteyen bir Rum genci, başından vurularak öldürüldü. Zamanın siyasi ve askeri yetkilileri olayın arkasında durdular. Türk bayrağına yönelik saldırıya gereken cevabın her zaman verileceğini belirttiler.

Kıbrıs Rum Kesimi'nin ve Yunanistan'ın tepkileri cılız kaldı, aldıran da olmadı.

8 Haziran 2014 günü ise Diyarbakır'da, Lice'deki ölümleri protesto eden gruptan bir genç, askeri birlik içinde gönderde bulunan bayrağı indirdi.

Genelkurmay yaptığı açıklamada; "Olayı kınadığını ve gelişmeleri serinkanlılıkla değerlendirdiğini" belirtti.

Yaklaşık 20 yıl arayla Türk bayrağına yönelik benzer saldırılarda takınılan birbirinin zıddı iki tavır, 12 yıllık AKP iktidarında Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteriyor.

İktidar sahiplerinde; bağımsızlığın, milli onurun ve egemenliğin, halkın başı dik ve özgür yaşama iradesinin simgesi olan bayrağı savunma kararlılığından eser kalmamış.

Tertiplerin amacı

İşte Ergenekon ve Balyoz tertipleri, bu manzaraların yaşanabilmesi amacıyla yapıldı. İki gündür gösterilen tepkilere bakıldığında tertiplerle amaçlanan hedefe varma yolunda epey mesafe alındığı görülüyor.

Milli bayrağını savunamayan bir ordunun, vatanın bütünlüğüne ve birliğine karşı yönelen tehditler karşısında görevini hakkıyla yapabileceğini kimse iddia edemez.

Nitekim yapamamaktadır.

Diyarbakır-Bingöl karayolu yaklaşık 20 gündür ulaşıma kapatılmış durumda. Gerek AKP iktidarı, gerekse askeri yetkililer tarafından yapılan açıklamalar bayrak olayındaki açıklamaların aynısı: "Gelişmeler serinkanlılıkla değerlendirilmektedir."

"Gelişmeleri soğukkanlılıkla değerlendirdiklerini" söyleyenler, gerçekte çok daha büyük bedellerin ödenmesine giden yolun taşlarını döşemekten başka bir şey yapmıyorlar.

PKK'nın ve AKP'nin hesabı

PKK, söz konusu eylemlerin amacını açıkladı: "Özerk Kürdistan'ı Türkiye'ye kabul ettirmek." Emperyalist işgalcilere karşı verilen bir Kurtuluş Savaşı sonucunda kurulan ve Cumhuriyet Devrimleri ile esasları belirlenen milli devletin tasfiye edilmesi noktasında, AKP iktidarının ABD tarafından önüne konulan yol haritası uyarınca hareket ettiği biliniyor.

Beşir Atalay son olarak Diyarbakır'da düzenlenen "Açılım Çalıştayı"nda "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile hesaplaştık" derken, PKK ile üzerinde anlaştıkları söz konusu yol haritasına gönderme yapıyordu.

"TC Devleti ile hesaplaşıldığı" için şimdi Diyarbakır'ın ortasında hem de bir askeri birliğin içinde bayrak indirilebilmektedir.

Savaş meydanında yenilmeden

Tayyip Erdoğanların kapalı kapılar ardında PKK ile vardıkları anlaşma ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üzerinde yükseldiği esasları değiştirmeye yönelik girişimler, savaş meydanında bir hesaplaşma olmadan uygulanamaz.

Kısacası, Türk Ordusu savaş meydanında yenilmeden Devletin ulusal niteliği ve üniter yapısı değişmez.

Bugün Türk Ordusunun komuta kademesinde bulunanların teslimiyetçi tavrı bu gerçeği değiştiremez.

Onun için yol kapatanlar, bayrak indirenler karşısında "Vatandaşlarımızın zarar görmemesi için serinkanlılıkla hareket ettik" yollu açıklamalar yapanlar, gerçekte halkı kandırmaktadır. Ülkeye ve halka en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.

Gerçekte yapılan, çok da uzak olmayan bir gelecekte çok daha büyük sayıda yurttaşın kanının dökülmesine zemin hazırlamaktır.

En olmayacak talepler uğruna Kürt yurttaşları ateşe süren PKK ile ABD'nin önüne koyduğu yol haritasına boyun eğen AKP aynı sonuca hizmet etmektedirler.

Başaramayacaklar

Bir yanda, "fırsat bu fırsat" diyerek büyük bir şımarıklıkla harekete geçen PKK'nın faaliyetleri ile AKP'nin, "TC Devleti ile hesaplaşması" var.

Ama öte yandan son günlerin üç önemli gelişmesi, Türkiye'nin nereye gittiğini gösteriyor:

Birinci olarak; çocuklarını PKK'nın elinden kurtarmak isteyen annelerin Diyarbakır'daki eylemi, kritik bir dönemeci geride bıraktığımızı, Kürdümüzün eylemli olarak teröre tavır aldığını ortaya koyuyor.

İkinci olarak; Lice'de yaşanan ölümlerden sonra PKK tarafından "Sserhildan" çağrılarına itibar eden olmadı.

Üçüncü olarak; bayrağın indirilmesine yetkililer ses çıkarmadı ama Türkiye'nin her tarafında milletimiz bayrağına sahip çıktı.

Kısacası yurttaşlarımız, emperyalizm ve işbirlikçilerinin kendilerinin ve çocuklarının hayatı üzerinden sahnelemek istedikleri senaryolarda rol almak istemiyorlar ve seslerini yükseltiyorlar. Milli değerlerine sahip çıkıyorlar.

Türkiye'nin geleceğine yön verecek olanlar, vatana yönelik saldırılar karşısında "serinkanlılıkla hareket edenler" değil, milli değerleri ve çocuklarının geleceği için mücadele edenler olacaktır.