24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dizlerinizi dövüyormuşsunuz gibi yapmayın efendiler!

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2008-2016 yılları arasında 26 bin 168 çocuk kaybolmuş. Bunların 15 bin 399’u kız çocuğu. Bir o kadar da erkek çocuk var kaybolan. Kimse erkek çocukları gündeme getirmiyor. O galiba daha tabu bir konu. Ya da yalnızca kadın-erkek çelişkisi olarak bakınca o veriler atlanıyor belki de. Unutmayınız ki o erkek çocuklar ileride çok kolaylıkla “suç işleyen” tarafta olabilir.
“Hadım etmek” için artık çok geç!
Kaybolan çocukların hepsi cinsel istismar nedeniyle değil elbette.
Ama her türlü istismara açık.
Alıp başını televizyonlarda gördüğü parıltılı yaşama yelken açan... kaçan... çocuklar da var.
Ya da kaçırılan... Bedenleri satılan, dilendirilen... Dilenci deyip geçmeyin. Bilmem anımsıyor musunuz ünlü bir artistin kocası mı sevgilisi mi bilemedim şimdi; şebeke başı olarak yakalanmıştı. Çocukları tinerciliğe alıştırıp kapkaç, dilenme işinde örgütlediği ortaya çıkmıştı. Özellikle Doğu, Güneydoğulu çocuklar. Altındaki arabanın markasını buraya yazmaya utanıyorum.
EVE Mİ KAPATACAĞIZ
Son dönemde olaylar neden arttı?
Çünkü okullar tatil oldu.
Çocuklarımız mahallede oynuyorlar.
Çare ne?
Ne yapacağız sokaklardan çekip eve mi kapatacağız.
Tek tek bunalımlı bireyler!
Birbirine dokunmayan, sarılıp kucaklaşmayan, mahalledeki takımı gol atınca pata pata sırtına vurup sarılmayan, zıp zıp zıplamayan, annesini kaybeden acı acı miyavlayan kedi yavrusu için yüreği kabarmayan, yabancılaşan bir toplum. Millet olma özelliklerini yitirmenin un ufak zerreciklere ayırmanın kültürel temelleri.
Bu da bir “travma” değil mi....
Olanlar bilgisayarın başına, olmayanlar ev işine...
Yalnızca bedensel sağlıkları bozulmuyor, esas kültürel yapıları her türlü saldırı ve yönlendirmeye açık ve savunmasız hale geliyor. En büyük, yabancı ve denetimsiz saldırı!
BİR MAHALLEYE SANAT GİRİNCE İSTİSMAR KAÇAR
Neden devlet yaygın parasız yaz spor okulları, kurslar, geziler yapmasın... Gezgin tiyatro gruplarına hani diyorlar ya “sponsor” olmasın. Sinema bir ekran, bir makine ve makiniste bakar. Okulların salonları, bahçeleri dört ay boyunca boş.
Türkiye’de herkes şair, herkes biraz ressamdır.
Çalışma atölyeleri ne güzel olur...
Bir mahalleye sanat girince, istismar çıkar.
Hele de duygu, vatanseverlik girince, arka kapıdan arkasına bile bakmadan kaçar.
O beğenmediğiniz Kuzey Kore’ye gittiğimde ilk kez gördüğüm 10 bin kişilik Çocuk Sarayını çok kıskanmıştım. Çocuklar okul çıkışı gidip istedikleri alanda istedikleri kursa katılabiliyordu. Artistik yüzmeden elektronik tamire kadar... Çevirmenimiz İngilizce’yi kendi kendine duy-gör yöntemiyle orada öğrenmişti.
Kimyasal hadıma para harcamayınız, efendiler!!
Bir bölüm çocuğu evine gönderdik ya... orada şiddet görmüyor mu sanıyorsunuz. Anne pazardan yeni geldi. Evirdi çevirdi, elindeki parayla tencereyi kaynatacak sebze, çocukların özendiği meyve alacak... tı! Alamadı. Öfkesi zaten burnunda. Patlayacak yer arıyor.
Baba!
Ya işsizse... evdeyse... kahvede onunkini bin bastıran dert dinlemekten bunalmışsa... ucuz kaçak rakıyla kafayı çekmiş akşamdan kalmışsa...
“İstihdam” rakamları sizin için her ay izlediğiniz, fikirler yürüttüğünüz soğuk birer istatiksel veri olabilir. Ama bu evde başka anlamı var.
ŞIRNAK’TAN OKUL BİRİNCİSİ
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97,4’ü kız öğrencilerdir.
Ama biliyor musunuz ki, kızı konservatuvara gitsin, operacı olmak istiyor, aman olabilsin diye tarlasını satan Karadeniz köylüsü imam babayı duyduğumda akşam eve gelip hüngür hüngür ağlamıştım.
Şırnak’lı babanın küçük gözlüklü oğlu... Söz vermişti, “göreceksiniz, yüzünüzü kara çıkarmayacak...” İstanbul’u kazandı. Ama gelip gitmesi zor diye Adana’da okuyor. Alıştım artık karne zamanı haberini bekliyorum. Bu yıl okul birincisi oldu.
Bu bizim Cumhuriyetimizin gerçeği.
Nereye kadar geri çevirebilirsiniz.
DİNİMİZİ KİRLETMEYİN
12 Eylül Amerikancı darbesinden sonra biçilen konum bize aslında bu.
Başka türlü nasıl boyun eğdireceksiniz?
CIA efendileri: “Hımmm... bu Türkleri tarihlerinden koparmak gerekir...”
Bizim kültürümüz işte bu tarihte gizli.
Altıoka saldırı!! Hem de dört elden!
Cuma namazında yarış başlasın! Hem de siyaset mitinglerinde.
Ne ayıp!
Dinimizi kirletmeyin efendiler!
Dört binin üzerindeki özel yurdun iki bin 480’i bir tarikatla bağlantılı. Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin. Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 224 bini buluyor.
İmam hatip lise sayısı 2002’de 450 iken, 2017’de bin 408’e çıkarıldı. İmam hatip liselerinden 372’si kız imam hatip anadolu lisesi. Karma eğitim dışına çıkarıldı.
Sebep bu mu? Hayır sonuç bu!
Dizlerinizi dövüyormuşsunuz gibi yapmayın efendiler!
Eğitim ve öğretim sistemine, gelir dağılımına, ekonomiye bakınız.
Türkiye’de okul çağında yaklaşık 850 bin Suriyeli çocuk yaşıyor. MEB’in 2017 tahminlerine göre, 490 binden fazla Suriyeli çocuk ülkenin çeşitli yerlerinde okullara kayıtlı durumda, buna karşın 380 bin çocuk ise okula gidemiyor.
Bir yıl içerisinde 1600 Suriyeli çocuk kayboldu.
Cinsel istismardan nasıl dış politikaya geldik?
Niyetiniz ciddiyse gelmek zorundasınız.
Zor mu?
İktidara gelmek mi?
İşte onun için engel üzerine engel... Beşi bir yerde, biri öteki!
İşte onun için Cumhuriyetime, devrimlerime, siyasete, Partime dört elle sarılıyorum.


KEŞKE SORUN YALNIZCA KADIN OLMAK OLSA!
Dünyadaki kadın savunma bakanları:
Güney Afrika, Hollanda, Nikaragua, Kenya
Arnavutluk, Norveç, Almanya,İtalya, Bosna-Hersek
Slovenya, Avusturalya, İspanya, Bangladeş, Makedonya, Fransa

Dizlerinizi dövüyormuşsunuz gibi yapmayın efendiler! - Resim : 1

ABD’NİN MERHEMİ VAR MI?
Ama sakın ola ki benim karşıma geçip Batı matı demeyin... Hemen iki cümlecik yazayım. ABD’nin kendi resmi verilerine göre ABD’de her 98 saniyede bir cinsel saldırı oluyor, her sekiz dakikada biri çocuk.
Amerika’daki her üç kız çocuğundan ve her yedi erkek çocuğundan biri cinsel tacize maruz kalıyor. Mağdurların yüzde 60’ının başlarına gelen olaylar, aile ya da polise iletilmediği için hiç bir zaman kayıtlara geçmiyor. Cinsel taciz ve saldırıların yüzde 33’ü, 12-17 yaş arasındaki ergenlere yönelik. Yüzde 82’si genç kızlar.
TECAVÜZ İSTATİSTİKLERİ
(2017’de kayda geçen/her 100 bin kişi başına)
Güney Afrika: 132
İsveç: 63
Avustralya: 28
ABD: 27
Norveç: 19
İngiltere: 17
Fransa: 16
Finlandiya: 15
Güney Kore: 13
Meksika: 13
Irlanda: 10
Almanya: 9
Hollanda: 9
Rusya: 3.4
Hindistan: 1.8