29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğal kaynak zenginliği bir ülkenin şanssızlığı olabilir mi?

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

Doğal zenginliklere sahip olmak, normal olarak bir devletin ya da milletin şansıdır. Tarıma uygun geniş alanlar, büyük ve çok sayıda akarsular, ormanlar, iklim koşullarının elverişli oluşu, madenler, enerji kaynakları vb. 

Örneğin Rusya. Petrol ve doğal gaz kaynakları bakımından oldukça zengindir. Bu zenginlik Rusya’ya büyük bir avantaj kazandırmıştır. 

Aynı durum, İran, Norveç, Kanada, Brezilya, Güney Afrika vb. açısından da söylenebilir. 

Peki bir ülkenin sahip olduğu zengin doğal kaynakların o ülkenin, halkın talihsizliği haline geldiği durumlar var mıdır? 

Evet vardır. Suudi Arabistan ve Körfez emirliklerinin durumu tam da budur. 

EMPERYALİST ÇIKARLARIN ÜRÜNÜ DEVLETÇİKLER 

Osmanlı Devleti 20 yüzyılın başında emperyalist paylaşım savaşının sonunda parçalandı. İngiliz Sykes ile Fransız Picot, Masa üzerinde cetvelle Arap coğrafyasını “devletlere” ayırdılar. 

Temel kaygı, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin çıkarlarıydı. 

Ortaçağ ilişkilerini hala bütün canlılığıyla yaşamakta olan Arabistan yarımadasında şeyhlerin ve kabile reislerinin başında olduğu devletçikler kuruldu. 

20. yüzyılın dünyasında ve emperyalizm çağında feodal sınıflar, emperyalizmin doğal işbirlikçileri haline geldiler. Dünya gericiliğinin merkezi ile yerel gericiler kader birliği yaptılar. 

Onun için emperyalistler işgal ettikleri İslam ülkelerinde mevcut feodal yapıyı her bakımdan desteklediler ve tahkim ettiler. 

SİSTEMİ BESLEYEN PETRO DOLARLAR 

Bu arada 20. Yüzyılın başında bölgede keşfedilen bir zenginlik kaynağı, petrol ve daha sonra da doğal gaz; emperyalistler tarafından tahkim edilen feodalizm kalıntısı sistemi, deyim yerindeyse daha da sağlamlaştırdı ve sürmesini sağladı. 

Milyar dolarlar şeyhlerin, reislerin ve kralların emrine sunuldu. 

Feodal kast, büyük zenginliğin küçük bir kısmını “tebaa”sına dağıttı. Böylece sistemin efendilerine karşı olabilecek tepki önlendi. 

Öte yandan emperyalist işbirlikçisi feodal kastın emrindeki milyar dolarlar, hem kendi hem de Bölgenin diğer ülkelerinde emperyalizme karşı hareketlerin bastırılmasında kullanıldı. 

PETRODOLARLARIN ÜRÜNÜ ÖRGÜTLER  

İşte şimdi o milyar dolarlar sayesinde IŞİD, El Kaide, Müslüman Kardeşler, Boko Haram gibi Ortaçağ gericiliğinin örgütleri bütün bölgede terör ve bölünmenin etkenleri olarak faaliyet gösteriyorlar. 

O milyar dolarlar sayesinde, Suriye’de 4 yıldır kanlı bir iç savaş yürütülüyor. Libya parçalandı. Cezayir yıkıcı bir iç savaşın içinden geçti. Irak’ın emperyalistler tarafından işgaline Suudi ve Körfez emirliklerinin topraklarından destek verildi. 

Afganistan’ın, Ortaçağın kör kuyularında debelenmesinde Suudilerin Petro dolarlarının payı küçümsenemez. 

Türkiye, Mısır gibi İslam dünyasının en ileri ülkeleri, Petro dolarlar ile beslenen gerici saldırılarla boğuşuyor. Tayyip Erdoğanların ikide bir Körfez emirliklerine ve Suudi saraylarına yaptıkları ziyaretlerin en büyük nedeni şeyh ve emirlerin elinde bulunan milyar dolarlardır. 

Ve şimdi de sıra Yemen’de. Arabistan topraklarının altından fışkıran Petrol ve Doğal Gaz, bugün Yemen’deki savaşın daha da alevlenmesi için kullanılıyor. 

Amerikan İHA’larının yıllardır vurduğu Yemen topraklarını şimdi de Suudi uçakları bombalıyor. 

ABD’nin, Irak ve Afganistan bozgunlarından sonra yöneldiği “vekiller eliyle savaş stratejisini” mümkün kılan Müslüman ülkelerin topraklarından fışkıran doğal zenginliğin ayakta tuttuğu Ortaçağ güçleridir. 

PETROL ZENGİNLİĞİNİN FATURASI 

Demek ki bir ülkenin zengin doğal kaynaklara sahip olması her zaman bir şans değildir. 

Arabistan, Kuveyt, Katar örneklerinde gördüğümüz üzere, doğal kaynakların zenginliği o halkın en büyük şanssızlığı da olabilir. 

Bu şanssızlık sadece o ülkelerle de sınırlı kalmıyor. Petro dolarların yol açtığı yıkım şimdi bütün Müslüman Dünyasını vuruyor. 

Elbette Petro dolarların gücü tarihin akışını geri çevirmeye yetmez. 

Ama Müslüman halkların daha bir müddet yaşadıkları toprakların altından çıkan zenginliğin acısını tadacakları kesindir.