28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Don Kişot’un terörle savaşı

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

İngiltere, ABD, İsrail, Suudi Hanedanlığı ve Mustafa Kemal sonrası Türkiye arasında müthiş benzerlikler var. Üzüm birbirine baka baka kararır mı tecelli olmuş, yoksa her beş ülkeyi besleyen siyasi terbiyenin kaynağı mı bir, üzerinde durulması gereken önemli bir konu. Bu ülkeler arasındaki ortak payda, Yahudilik, Protestanlık, Vahhabilik ve Dünya Münafık Müslüman Kardeşler Örgütleri’nin aynı madalyonun iki yüzü misali olmalarıdır. Yahudilik, Musevilik manzumesinin içini boşaltan akımın adıdır. Yahudilik Protestanlığın ortaya çıkmasında tetikleyici ve taşıyıcı dalgadır. Protestanlık, Katolik hareket misali, Mesihi inancı tasfiye eden akımın adıdır.
EHLİ BEYT’E KARŞI VAHHABİZMHer iki zihniyet, İngiliz ve ABD Kapitalist-Emperyalist sistemin temel taşlarını döşedi. Yahudilik ve Protestanlık, “Allah’ın seçkin topluluğu” akidesine bina edilmiş, ırkçı-faşist zihniyetin en uç noktası olan Siyonizm’i besleyen iki ana damarını oluşturur. ‘Kısa bir ömre sığdırılan bu yaşamı en kudretli bir biçimde ve en zengin koşullarda tüketmeliyiz’ inancı egemendir. ‘Doğanın kanunudur, altta kalan ezilir yok olur, sadece güçlü olanın efendi olma hakkı vardır’, felsefesi hükümrandır. Bu sebeple, ‘daha çok kazanma, daha çok saltanat ve daha çok imtiyaz için bütün yollar mubahtır’ ilkesi ve hayat felsefesi bu düşünce erbabının omurgasını oluşturur. ABD’ye egemen olan bu üst-akıl, Yahudi erkinin Filistin’e inşa edilmesi için canla başla çalıştı. Vahhabizm, medeniyetin ilk merkezlerinden olan Arabistan Yarımadası’nda zuhur eden Muhammedi İslam inancını tasfiye eden akımın adıdır. Muhammedi İslam’ın devrimci-halkçı kanadını oluşturan Ehli Beyt külliyesine savaş ilan eden Muaviye-Yezit ekolunun en radikal tezahürüdür. İslam adına İslam’ın içini boşaltan, Muhammed adıyla Hz. Muhammed ve sevdalılarını yakan zihniyetin temsilcisidir. Dünya Münafık Kardeşler Örgütleri, Şii-Alevi düşmanlığı temel konseptiyle aslında farklılıkta zenginliği katleden ve geleneksel Sünni hareketlerin içini boşaltan seyelanın adıdır. Dini-dardır. Mütevazı Kabe’nin etrafını, gökdelen denilen demir-beton yığınından oluşan dev ahtapotlarla saran dini-imanı akçe olan bir zümrenin büründüğü zırhtır. Tekelci hegemonya, yaratılan zenginlik ve değerlere el koyma, talan, işgal ve ‘biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar’ zihniyetinin egemen olması için bütün imkânlarını seferber eden bu mahlûklar yoksulluk, zulüm, şiddet ve terörün her lahzasında pay sahibidir. Ve bu karanlık tarihin mucitleri bugün terörü lanetlemekte ve mahkûm ettiklerini ilan etmektedir.
TERÖRE KARŞIYIZ SAFSATASIBudanmış Milletler (BM) Genel Borazanı Ban Ki Moon, Batı Şeria’nın Duma köyünde Filistinli bir bebeğin yakılarak öldürülmesi, ailesinin ağır yaralanması olayını bir “terör eylemi” olarak görmüş ve şiddetle kınamış. Göreve getirildiği tarihten bugüne kadar “kınıyorum” ve “kaygılıyım” sözcükleri dışında bir icraata imza atmamış. Adam, inanmazsanız sayın, yüzlerce kez “Kaygılıyım” demiş. Suriye’de, Ban Ki Moon’a artık “Kaygılı Moon” diyorlar.İlginç olan husus şudur ki, Filistinli çocuğu katledenlere İsrail içinde ve dışında yüksek sesle ve anti-semitizm suçlamasına maruz kalırız kaygısı taşımadan bu terör eylemine “Yahudi terörü” demişler. Yahudi devletin başındaki Netanyahu ve şürekâları terörü kınamış. Laf ola beri gele misali, terörün dini imanı yok demiş. Kimden gelirse gelsin teröre karşı savaşmalıyız gibi tantanalı laflar etmiş. Yahudi devletinin terör tarihi IŞİD’e rahmet okutur. Kravatlı, damat tıraşlı görünümlü teröristler, çarşaflı, uzun donlu IŞİD’i gölgede bırakır. Ama ye kürküm ye misali kürklü olanı bey, şalvarlı olanı terörist görmemiz için medya gece gündüz efor harcıyor. IŞİD, El-Nusra ve familya üyelerini besleyen Suudi ve Katar hanedanlıkları Türkiye’nin teröre karşı başlattığı operasyonları destekliyoruz demiş. Dünya Münafık Müslüman Kardeşler Örgütleri, ülkemizi ve bölgemizi mezhep savaşlarına kurban eden söylem ve eylemlerin sorumlusu, ama onlar da teröre savaş ilan etmiş. Bush ve Bush oğlu Bush da terörü lanetlemiş. Bütün terör düşmanları seferber olmuş ancak uzaydan gelen terörü yok edemiyorlarmış. Terörün dini, imanı, ren-gi yokmuş. Yok beyler, terörün dini de, imanı da, rengi de bellidir.