29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dr. Nâzım, Talat Paşa’nın öldürülmesini nasıl anlatıyor?

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

Talat Paşa, 1- 2 Kasım 1918 gecesi diğer İttihatçı liderlerle birlikte Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldıktan sonra Almanya’ya yerleşti. Berlin’de Charlotenburg’da, Hardenberg Strasse’de bir evde kalıyor, sade bir hayat sürüyordu. Çevresinde Almanya’da bulunan İttihatçılardan oluşan bir grup bulunuyordu. Dr. Nâzım ve Dr. Bahattin Şakir ile sık sık buluşuyor, ülke sorunlarından uzak kalmıyorlardı. Talat Paşa’nın bu dönemde Mustafa Kemal ile yazıştığı, ondan gelecek izinle Anadolu’ya geçmeyi düşündüğü biliniyor.

ANKARA NASIL YORUMLADI?

Talat Paşa’nın öldürülmesini Ankara Hükümeti nasıl yorumladı? Buna ilişkin resmi bir belge bulunmuyor. Ancak Ankara Hükümeti’nin resmi organı sayılan Hakimiyet-i Milliye’nin haberi verişinden ve yorumundan bunu çıkarabiliyoruz. 20 Mart 1915 tarihli gazetenin yorumu şöyle:
"...Bu cinayetin sebebini her şeyden evvel, İngiliz suikastlarında aramak zaruridir. İngilizlerin, askerle ve politikayla başa çıkamadıkları Türkiye’ye bugün mikyası geniş bir suikast tertibatı ihzar ettikleri anlaşılıyor... Bu menfur cinayet İngiliz hiyanetinin beşeriyetin yüzünü kızartacak ne çirkin bir raddeye ilerlediğini bir kere daha gösterir. İngilizler, menfur politikalarıyla gasıb-ı harplerine şimdi bir de Türk ricalini saklıca arkadan vurmak şeneatını ilave ettiler... Vefatı cidden şayan-ı eseftir. Cenab-ı Hak rahmeti aliyesine mazhar eylesin."
Görüldüğü gibi Ankara, katilin Ermeni oluşuna karşın hedef olarak İngiliz emperyalizmini göstermiştir. Bu tespit doğrudur. İttihat ve Terakki’nin liderlerine karşı İtalya’da, Rusya’da ve Almanya’da işlenen cinayetlerde Ermeni militanlar bir maşa olarak kullanılmıştır.

NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?

İttihatçıların önde gelen liderlerinden Dr. Nâzım, Cavit Bey’e yazdığı tarihsiz (muhtemelen 21 Mart 1921) bir mektupta, Talat Paşa’nın katledilişini şöyle anlatıyor:
"Katil son zamanlarda Talat’ın evinin tam karşısına tesadüf eden evde bir oda tutmuş, her gün panjurlarını indirdiği pencerenin arkasından Talat’ı tarassut altına alıyormuş. Martın on beşine tesadüf eden Salı günü saat on bir raddelerinde Talat, evden yalnız çıkmış, eldiven satın almak üzere yola koyulmuş. Haronberg Sokağının 27 numaralı hususi konağının parmaklıkları önüne geldiği zaman arkasından gelen katil büyük hacimde parabellum revolveriyle hemen üç dört parmak mesafeden ve arkadan kafatasına bir kurşun sıkmış. Talat derhal teslimi ruh etmiş ve taşlar üzerine yüzükoyun düşmüş. Katil revolveri yere atıp kaçmaya başlamış. Lakin o sırada vakayı görenler tarafından yakalanmış. Kafası yarıldıktan sonra polise teslim edilmiş. On biri çeyrek geçe muhafaza müdürü sabıkı Salim Bey bana geldi. Haronberg sokağında birisinin ya intihar ettiği veyahut öldürüldüğünü anlattı. Salim Bey vakaya iki üç yüz metre uzaktan şahit olmuş. Fakat merak edip de yere düşeni nazar-ı tetkikten geçirmemiş. Yalnız üzerindeki palto ile kunduralarının rengi hatırında kalmış. Bu rivayet bende hiç bir şüphe uyandırmadı. Beş altı dakika sonra Rüsuhi Bey geldi. Paşa’nın bana gelip gelmeyeceğini sordum. Bir çeyrek evvel evden çıktı. Çarşıya doğru gitti. Avdetinde buraya uğrayacak dedi. Salim Bey paltosunun rengi ile kunduraları hakkında izahat istedi. Rüsuhi Bey’in cevapları bizi endişeye düşürdü. Hemen kalkıp mahall-i vakaya gittik.

Dr.%20N%C3%A2z%C4%B1m
Dr. Nâzım
Dr.%20Bahattin%20%C5%9Eakir
Dr. Bahattin Şakir

CENAZE TÖRENİNE ‘DOĞU MİLETLERİ’ KATILDI

Cesedin üzerindeki örtüyü kaldırınca biz de beynimizden vurulduk. Muhafız bulunan polislere merhumun hüviyetini bildirdik. Ve oradan çekildik. Müddeiumumi tarafından tahkikat-ı iptidaiyesi yapılmak üzere ceset saat bire kadar bulunduğu yerde bırakıldı. Saat birde bir araba ile morga naklolundu. Cenaze merasimi yapılmak için Cumartesi sabahı cenaze nakledildi."
Cumartesi günü önce evinde namazı kılındı, cenaze töreni çok kalabalık oldu, çoğunluğunu Doğu milletlerinin temsilcileri oluşturuyordu, Berlin’deki Türk sefareti ise Talat Paşa’nın idama mahkumiyetini öne sürerek törene katılmaktan kaçındı. Cenaze törenine çağrı Berlin’deki "Şark Kulübü" adına yapılmıştı.

H%C3%BCrriyet%20kahraman%C4%B1%20Talat%20Pa%C5%9Fa%E2%80%99nn%20naa%C5%9F%C4%B1%2025%20%C5%9Eubat%201943%20tarihinde%20T%C3%BCrkiye%E2%80%99ye%20getirildi%20ve%20Abide-i%20H%C3%BCrriyet%20An%C4%B1t%C4%B1
Hürriyet kahramanı Talat Paşa’nn naaşı 25 Şubat 1943 tarihinde Türkiye’ye getirildi ve Abide-i Hürriyet Anıtı'nın sağ yanındaki 50 metre uzakla defnedildi.