16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dramatik çelişki!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Her 10 mülteci, 6-7 işsiz yaratıyor
Suriye’de, ABD- Katar ve Türkiye’nin başlattığı, kışkırttığı ve körüklediği kanlı-mezhepçi iç savaşın mağduru olan Suriye vatandaşları büyük acılar, yokluklar ve sıkıntılarla perişan oldular, olmaya da devam ediyorlar maalesef.
2011-2016 yılları arasında 4,8 milyon Suriyeli bu nedenle ülkelerini terk edip kaçmak zorunda kaldılar. 8 milyon Suriyeli ise, ülkelerinde evlerini- yerlerini değiştirmek zorunda kaldı.
İşte bu 4,8 milyon Suriyeli sığınmacının 2,7 milyonu (%56’sı) Türkiye’ye, geri kalanı ise Lübnan (1,1 milyon), Ürdün (635 bin), Irak (245 bin) ve Mısır’a (118 bin) göç etmek zorunda kalmış vaziyette.
Suriyeli sığınmacıların Türk ekonomisine etkileri hali hazırda tam olarak anlaşılabilmiş, araştırılabilmiş ve/veya ortaya konulabilmiş değil.
Bu konuda Dünya Bankası Çalışma grubu tarafından “Suriyeli mültecilerin Türk Çalışma Hayatına etkileri” başlığıyla Ağustos 2015 ayında bir araştırma/makale yayınlandı. (Carpio-Wagner Policy Research Paper 7452) Türkiye’de ise, İktisat ve Toplum dergisi 68nci sayısını bu konuya ayırdı ve “Mültecilerin Maliyeti” başlığıyla çıktı (İktisat ve Toplum sayı: 68) Dergide “Suriyeli mülteciler Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor” (O. Esen-A. Binatlı İktisat ve Toplum Dergisi) başlığıyla bir de oldukça önemli makale yayımlandı.
İşte bu araştırma-dosya ve makalelerde ortaya konulan rakamlar, tahminler ve veriler son derecede düşündürücü. Bu verileri öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum;
- Çatışmaların başladığı yıl olan 2011 yılında 8.000 olan Türkiye’deki Suriyeli mülteci/sığınmacı sayısı bugün 2,7 milyona çıkmış durumda.
- Bu 2,7 milyon Suriyeli sığınmacının çok büyük bir kısmı (%90’ı) kampların dışında ve Türkiye’ye yayılmış vaziyette yaşıyor.
- Bu durumda Suriyeli sığınmacıların toplam Türkiye nüfusu içindeki payı ise, %4’e yaklaşmış durumda.
- 2014 yılına kadar “misafir” statüsünde görülen sığınmacılara, bu tarihten sonra kimlik kartı verilerek, bazı kısıtlamalarla birlikte çalışma imkânı ve işgücü piyasasına girme imkânı verildi.
- Suriyeli sığınmacılar/mülteciler, Türkiye ekonomisini mali yönden, toplam talep etkisi bakımından, işgücü piyasasına etkisi açısından, dış ticaret ve nüfus yapısına/demografik tesirleri bakımından doğrudan etkilemektedir.
- Bugüne kadar resmi ve özel kesim tarafından yapılan toplam harcama ve yardımların 8-10 milyar dolar civarında olduğu hesaplanmaktadır.
- Suriyeli sığınmacılar, başta gıda, konut-kira, sağlık, eğitim olmak üzere bir talep şoku yaratıyorlar.
- İşgücü piyasasını ise ucuz/niteliksiz işgücü arz ile olumsuz etkileyerek, hem ücretlerin düşmesine, hem de Türk işçilerin işlerini kaybetmelerine neden olarak, istihdamın azalmasına neden olmaktalar.
- Özellikle kayıt dışı ve emek yoğun sektörlerde ücret düşüşü, maliyetleri düşüreceği için etkileri çok daha fazla oluyor.
- Yapılan araştırmaya göre - kayıt dışı sektörde- her 10 mülteci, 6-7 Türk işçisinin işini kaybetmesine neden oluyor. Bundan daha çok kalifiye olmayanlar ve kadın işçiler olumsuz etkileniyor. Türkiye istihdamının yapısı değişiyor.
- 2012 yılında Suriye sermayeli toplam 157 şirket kurulmuşken, 2016 yılında bu rakam 10 kat artarak 1599’a çıkmış vaziyette.
İşte yukarıdaki rapor ve rakamlardan bir bölümünü aktarabildiğimiz veriler ve gerçekler böyle.
Önce misafir oldukları ve geçici olarak Türkiye’de bulundukları düşünülen Suriyeli sığınmacıların yaşadığı insani dram sonucunda, sayılarının giderek milyonlara ulaşması ve kalıcı olduklarının anlaşılmasıyla, Türk ekonomisi için de bir büyük sıkıntı ve işgücü piyasasında problemlerin kaynağı, olmaya başladığı görülüyor.
Artık Suriyeli sığınmacıların nasıl geriye dönecekleri değil, nasıl entegre olacakları tartışılıyor. Nitekim, geçen gün T. Erdoğan önceleri “misafirlerimiz” dediği Suriyeli milyonlarca sığınmacıya şimdi Vatandaşlık vererek “ev sahibi” yapabileceklerini söyledi.
Çözüm Suriye ile de, Rusya ile yapıldığı üzere ilişkilerin hızla normalleştirilmesinden geçiyor.
Görüldü ki, Esad’a mezhepçi-gerici bir zihniyetle, Katar ve Suudilerle birlikte ABD’nin maşası olarak saldırmak Türkiye’ye de, dünyaya da hayır, huzur ve barış getirmedi, getirmeyecek.
Tam tersine, bu durum siyasal İslamcı-tekfirci, radikal, vahşi-yobaz, kanlı çetelerin cirit attığı, Ortadoğu bataklığına Türkiye’nin de sürüklenmesine yol açtı.
Yol yakınken Cumhuriyetin kurucu değerlerinden olan laiklik ilkesine sıkı sıkıya sarılmak, Atamızın “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” hedefine sahip çıkmak gerekiyor.
Bölge ve komşu ülkelere karşı, ne din/mezhep adına, ne de ABD’nin maşası olarak, hasmane tutum ve söylemlerden hızla vazgeçmek de lazım.
Bu konuda, inada, kibire, ideolojik ve mezhepçi saplantılara kapılmadan, ulusal çıkarlarımız doğrultusunda zararından neresinden dönülse kardır anlayışı ile süratle politika ve paradigma değişikliğine gidilmesi son derecede doğru ve yararlı olacaktır.
Bizden söylemesi ve uyarması.