Düğmeye kim bastı?

Seçimler yaklaştı. AKP’de işler iyi değil. Parti birbirine girmiş durumda. Bugüne kadar sessiz sedasız süren mücadele artık kameralar önünde yapılır oldu. Gerilim yüksek. Önümüzdeki günlerde her an yeni sarsıntılar yaşanabileceği konuşuluyor. Seçimleri kaybetme riski her geçen gün artıyor. 

AKP iktidardan gittiği anda soluğu nerede alacağının farkında. Bu nedenle iktidarı kaybetmemek için gözü kapalı hareket ediyor. Meclis’i sabahlara kadar çalıştırıp suçlarına yasal kılıf yaratma çabası da bundan.  

AKP NE ZAMAN SIKIŞSA 

Attığı her adım bir kayaya tosluyor. Yapılan yanlışların bedelini hepimiz ödüyoruz. Yurt çapında yaşanan elektrik kesintisi de bunun son kanıtı. 

Ama AKP ne zaman sıkışsa birleri imdadına yetişiyor. Bu ya ana muhalefet partisi oluyor ya da diğer muhalefet partisi. Onlar da çare olmazsa “sol” maskeli taşeron örgütler devreye giriyor. Daha doğrusu devreye sokuluyor. 

PEŞ PEŞE SALDIRILAR  

Son günlerde birdenbire terör eylemleri başladı. Çağlayan’da adliye basıldı. Arkasından AKP Kartal ilçe binasına girildi. Türk bayrağı asıldı. Alevileri çağrıştıracak işaretler kullanıldı. Birilerinin mezhep kışkırtıcılığını körüklemek istediği çok açık.  

Derken İstanbul Emniyet Müdürlüğüne saldırı haberi geldi. Bir “terör paketi” ile karşı karşıya olduğumuz konusunda şüphe yok. Bir merkezden düğmeye basıldığı o kadar belli ki! Tipik “Gladyo eylemleri.” 

SORULAR, SORULAR, SORULAR..! 

Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki sanki birilerinin acelesi var. İnsanın aklına her şey geliyor.  

Ahmet Davutoğlu’nun da bulunduğu gizli bir toplantıda Suriye’ye müdahale için provokasyon yapılması gündeme gelmişti. MİT Müsteşarı Fidan, “Suriye topraklarından Türkiye’ye 8 füze fırlatılması”dan bile söz etmişti. Bunları bilince siz olsanız ne yaparsınız? Aklınıza, “Acaba bu yaşananlar benzer bir olay mı?” diye gelmez mi?  

‘ÇILGIN PROJE’ Mİ? 

“Seçim öncesi ekonomik krizi ikinci plana itmek, açılımı unutturmak, ... için tezgahlanmış eylemler mi?” diye düşünmez misiniz? 

“Acaba toplum iyice gerilerek, mezhep kışkırtıcılığı yapılarak seçmenin takım tutar gibi oy vermesi mi sağlanmaya çalışılıyor” demez misiniz? 

“Yoksa birileri Türkiye’yi Batı’da sıkıştırıp Doğu’da teslim almaya mı çalışıyor?” diye sormaz mısınız? 

“Bu örgüt niye hep kritik zamanlarda sahneye çıkıyor? Arkasında kim var?” sorusunu gündeme getirmez misiniz?  

“Yoksa bu yaşananlar, Gladyo’nun ‘çılgın projeler’den biri mi?” diye şüphelenmez misiniz? 

“Herkesin öldürülmesi Danıştay saldırısı tecrübesi mi?” sorusu anlamlı değil mi? 

BALYOZ 

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, ... Türk Ordusunu etkisizleştirmek için devreye sokulmuş davalar. Gladyo tertipleri. Ama hepsi bir bir çöktü. 

Son örnek “Balyoz” tertibi.  

Her şey açıktı. Mahkumiyet kararlarının sahte CD’lerle verildiği ortadaydı. Yeni mezun bir yargıç bile tertibi ilk bakışta görebilirdi. F tipi örgütün yargıdaki egemenliği kırılınca hukuk devreye girdi. 236 komutan için berat kararı verildi. 

Ama mücadele bitmedi. Şimdi sıra tertipçilerden hesap sorulmasında. Berat eden komutanlar kararlı. TSK’dan yapılan, “Suçlular bulunup cezalandırılsın” açıklaması da önemli. 

TÜRKİYE ÇÖKTÜ O GÖMLEK DERDİNDE 

Salı günü Türkiye’nin tamamında 8 saate yakın elektrikler kesildi. Hiçbir şey çalışmadı. Hayat tam anlamıyla felç oldu. Arkasından peş peşe terör olayları yaşandı. Erdoğan ise yurtdışı gezisindeydi.  

Erdoğan oralarda da “başkanlık” propagandası yaptı. “Bu gömlek bize dar geliyor” dedi durdu.