25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünya yüzde 1-1.5’la, biz 7.5’la Borçlanıyoruz

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ekonomik kriz sürüyor.

Kriz, reel sektör krizi.

Dış kaynağa, iç tüketime ve inşaata dayalı büyüme politikasının sonucu.

Daha dibi görmedik.

İflaslar hızlanacak.

İşsizlik 14-15’lere yükselecek.

Gerçek işsizlik yüzde 20’lere dayanacak.

Durgunluk artacak.

Zamlar sürecek.

DÜNYADAN KÖTÜ HABER

Ekonomiye güven yok.

Halkın ve kurumların dövize yönelişi artıyor.

İçerdeki krize ek olarak Avrupa da resesyona giriyor.

Avrupa Türkiye için önemli.

Başta Almanya olmak üzere yavaşlıyor.

Yani dışsal faktörler de aleyhte.

SEÇİM EKONOMİSİ

Seçimler peş peşe geldi.

İktidar, ülkenin kaynaklarını seçim için harcıyor.

Bugün yaşanan krizin en öneli nedenlerinden biri de bu.

24 Haziran seçimleri öncesinde yaşananlar ortada.

Kredi Garanti Fonu kaynaklı krediler.

Diğer seçim rüşvetleri.

300 milyar liranın üstündeki kaynak heba edildi.

Yaşanan krize benzin döküldü.

24 Haziran sonrasının bir nedeni de bu.

ŞİMDİ DE YEREL SEÇİM

Eldeki son kaynaklar yine seçim için harcanıyor.

Merkez Bankası dahil kasalarda ne varsa temizleniyor.

Üstelik para piyasaları da kullanılıyor.

Peş peşe “müjdeler” veriliyor.

Hesap kitap yapılmıyor, gün kurtarılmaya çalışılıyor.

Gidişat kaygı verici.

“Müjdeler”in 31 Mart sonrası yıkıma yol açacak bir kasırgaya dönüşmesi ihtimali çok yüksek.

DIŞ BORCA SARILDIK

Şimdi de dış borca sarıldık.

Citigroup, Deutsche Bank ve JP Morgan’a yetki verdik.

Döviz cinsinden tahvilimizi satacaklar.

Yani borçlanacağız.

Hem de 10 yıllık.

TEFECİ FAİZİ

Peki faiz ne olacak?

Türkiye’nin risk pirimi 3.5’tan yüksek.

Hazine geçtiğimiz ay çıktığı eurobond ihracında faiz oranı yüzde 7.5’tu.

Şimdi de bunun altında olmayacak.

Dünyanın birçok ülkesi yüzde 1-1.5’tan borçlanıyor.

Türkiye yüzde 7.5’la.

5-7 kat fazla.

10 yıllık geleceğimiz de ipotek altında.

NE YAPMALI?

Ekonomistler, alınan kararların daha büyük sıkıntılara yol açacağına kesin gözüyle bakıyorlar. Ekonomide radikal önlemlere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyorlar. Acil yapılması gerekenleri şöyle sıralıyorlar:

- Tüm kaynaklar üretime ayrılmalı.

- Üretime yönelik stratejik yatırımlara devlet ortak olmalı.

- Dünya buraya geldi. Biz de vakit geçirmeyelim.

- Zor durumdaki stratejik kuruluşların yabancıların eline geçmesi engellenmeli. Gerekirse devlet almalı.

- Sanayide üretim yüzde 60-70 ithalata bağımlı. Yüzde 90’lara ulaşan sektörler var. Bu önlenmeli.

- Nitelikli üretim için nitelikli eğitim sağlanmalı.

TARIM

- Geçmişte Dünya Bankası ile anlaşma tarımı çökertti.

- Pamuk, tütün, bakliyat, ... üretimleri bitti.

- Hayvancılık yok oldu.

- Eskiden ihracatçıydık, şimdi ithalatçı.

- Zaten amaçlanan da buydu.

- Tarım serbest piyasaya terk edilmemeli.

- Tarıma teşvik AB seviyesine yükseltilmeli.

- Kooperatifçilik desteklenmeli.

KIRILGANLIK

Dünyada “kırılgan beşli” var.

Ekonomileri bıçak sırtında.

Bu beşlideki dört ülke sürekli değişiyor.

Sabit olan tek ülke Türkiye.

31 MART SONRASI

İmar barışı, Merkez Bankası kârları, içerden dışarıdan alınan borçlar... Seçim için bol keseden harcanıyor.

Peki 31 Mart sonrası ne olacak?

Ekonomide bütün veriler 2002’ye geri döndü.

Artık AKP’liler bile İMF’yi konuşuyor.

Seçim sonrası reçete acı olacak.

Hem de çok acı..!