20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atlantikçilerin Steinmeier rahatsızlığı

Cumhurbaşkanlığı seçiminde açılışı Alman Meclisi Başkanı Prof. Norbert Lammert (CDU) ABD’ye meydan okuyarak yaptı.

Atlantikçilerin Steinmeier rahatsızlığı
A+ A-

Beyhan Yıldırım - Berlin

Cumhurbaşkanlığı seçiminde açılışı Alman Meclisi Başkanı Prof. Norbert Lammert (CDU) ABD’ye meydan okuyarak yaptı. Korumacılık ve “Önce ABD” söylemini hedef alan konuşması, 1260 delegenin tamamına yakını tarafından ayakta alkışlandı (Aydınlık, 13.2.2017).

TRUMP: “AVRUPA İÇİN ÇOK PARA HARCADIK”

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de Davos’ta serbest ticareti savunmuştu. Almanya ve Çin ekonomilerinde ihracat çok önemli. Gümrük vergisi ve diğer yan giderleri ödememek için, serbest ticareti savunmaları kendi açılarından mantıklıdır. CDU ve SPD, ABD’yi Trump üzerinden hedef almaya devam edeceklerinin mesajını verdiler. Trump karşıtlığı üzerinden çok kutupluluk politikalarını uygulamak, Berlin için daha kolay olacaktır. Alman halkı, buna hazırlanıyor. Trump, “Avrupa için NATO kapsamında çok para harcadık. Avrupa, askeri giderlere daha çok katkı sunmalıdır” diyor Avrupalılara. Berlin ve Paris, bu gelişmeden rahatsız. “ABD, güvenliği sağlamaya devam etsin, ama biz de merkez olalım” isteği var.

BİR İLK: SPD’Lİ STEİNMEİER, CDU’LU MERKEL’İN ADAYI

Almanya Eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in (SPD) Cumhurbaşkanlığı adaylığını resmen duyuran Başbakan Angela Merkel oldu (16.11.2016). CDU Başkanlık Kurulu’nun sürpriz kararını Brüksel’de öğrenen Steinmeier dahi şaşkınlığını gizleyemedi (Gazeteler, 12.11.2016). Almanya tarihinde bir ilktir: Hıristiyan demokrat CDU’nun sosyal demokrat bir SPD’liyi Cumhurbaşkanlığına aday göstermesi. CDU ve SPD, 1966-1969, 2005-2009 ve 2013-2017 yıllarında koalisyon hükümetlerini oluşturmakla birlikte, başbakanı belirleme konusunda en önemli iki büyük rakiptirler. CDU içindeki Atlantik cenahından ilk sert tepki aristokrat kökenli, maliyeci Christian Freiherr von Stetten’den geldi: “En önemli müttefikimiz ABD’nin yeni seçilen Başkanı ve Başkomutanı Donald Trump’ı ’nefret saçan konuşmacı’ olarak tanımlayan ve seçildikten sonra kutlamayan bir Alman Cumhurbaşkanı düşünemiyorum” (Die Zeit, 12.11.2016).

CDU’DA 103 TUTUCU VE ATLANTİKÇİ DELEGE

Tutucu ve Atlantikçi CDU’lu vekiller, Merkel’in (aslında Almanya’nın) beklenmedik Steinmeier hamlesine son derece tepkiliydi. Oysa CDU son üç Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi (Horst Köhler, Christian Wulff, Joachim Gauck), CDU’lu veya bağımsız bir adayı 3. turda rahatlıkla seçtirebilirdi. 539 delege ile Federal Kurul’da en çok seçmene sahip olan CDU, 1260 delege tarafından belirlenen Cumhurbaşkanını 3. ve son turda oy çokluğu ile seçtirebilirdi (Anayasa’nın 54. maddesi, 6. fıkrası). CDU, isteseydi, FDP veya Yeşiller Partisi ile de anlaşarak ortak bir aday belirleyebilirdi. Ancak iç cepheyi geniş tutmak için, tercihini SPD’den yana kullandı. 12 Şubat günü yapılan oylamada, CDU/CSU’dan 103 vekil Steinmeier’e oy vermedi. Birinci neden particilik; sözcülüğünü ise adaylıkta adı geçen, Maliye Bakanı Wofgang Schäuble üstlendi. İkinci ve daha önemli neden ise, gerilen Almanya-ABD ilişkilerinin daha da kötüleşmesidir: 2003 Irak İşgaline Alman Hükümeti’nin beklenen desteği vermemesi, NSA Dinleme Krizi, ABD’nin amaçladığı Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na Almanya’nın destek vermemesi, İran ve Ukrayna Krizi’nde dengeleri gözetleme politikası, Rusya ile 1998’den bu yana gelişen stratejik ilişkiler, Çin ile derinleşen ekonomik ilişkiler, ABD ile yaşanan Volkswagen ve Deutsche Bank krizleri vb. Berlin’in çok kutupluluk ısrarı ve bu yöndeki politikalarının mimarlarından Almanya’nın 12. Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, seçildikten sonra da ABD’ye mesaj göndermeyi ihmal etmedi: “Batı’nın özgürlükler ve demokrasi değerlerine bağlı kalarak savaş ve yıkımdan sonra yükseldik. Eğer bu temel bir yerde sarsılmakta ise [Trump’ın seçilmesi kastediliyor], biz bu temele daha da sıkı sarılmalıyız.”

“SEÇİM YILINDA SPD GÜCÜNÜ KORUMALIDIR”

Steinmeier seçiminin iç politikaya da önemli etkileri olacaktır. Steinmeier’in Cumhurbaşkanlığı’na paralel olarak, SPD’nin Avrupa Parlamentosu Eski Başkanı Martin Schulz’u (2012-2017) başbakan adayı olarak göstermesi sosyal demokratlara seçim yılında güç katacaktır. Steinmeier’in seçilmesinden önce Saarland Eyalet Başkanı Annegret Kramp-Karenbauer’in (CDU): “SPD’nin güç kaybetmemesi, konumunu muhafaza etmesi gerekiyor” açıklamaları bu tezi doğruluyor. Blair-Schröder’in “Üçüncü Yol” kılıflı neoliberal politikaları nedeniyle yüzde 25 bandını aşmakta zorlanan sosyal demokrasinin krizi Avrupa geneline yayılmış durumda. Ekonomik ve siyasi krizden en çok yararlanan kuvvet ise, Euro, Millî Devlet, Rusya, Suriye ve laiklik konularında tutarlı ancak Müslümanlık, yabancılar, mülteciler ve kısmen ekonomi konularında kabul edilemez popülist söylemlere sahip olan siyasi partilerdir. Bu partilerin yükselişi en çok sosyal demokrasiyi tehdit ediyor. İktidar partileri CDU ve SPD’nin Almanya’nın çıkarlarını esas alarak kenetlenmeleri, her açıdan güç kaybına uğrayan ABD’nin Avrupa siyasetlerinin çetin geçeceğinin göstergesi olarak okunmalıdır.

ABD’Yİ HEDEF ALAN LAMMERT VE STEİNMEİER NE DEDİ?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde açış konuşması yapan Alman Meclisi Başkanı Prof. Norbert Lammert (CDU) şu ifadeleri kullandı: “[ABD’yi kastederek] Korumacılık, içe kapanma (izolasyonizm), duvarların örülmesi kadar yanlış bir yaklaşım olamaz. Serbest ticaret ve devletlerarası işbirliği politikası devam etmelidir. 'Önce Ben’, ‘Önce Amerika' diyenler, bu yanlış politikalarının sonucuna katlanmalıdır. Bu yaklaşımın uluslararası ilişkilere etkisi olacaktır. Avrupa olarak daha çok sorumluluk almamız gerekiyor. Burada sadece alkışlamakla yetinmemelisiniz. Milletvekilleri olarak gereğini yaparsak, çok daha iyi olur.”
Alman Meclisi’ndeki teşekkür konuşmasında Cumhurbaşkanı Steinmeier şu ifadeleri kullandı: “Dünyanın dengeleri sarsıldı. Dünya daha az güvende. İnsanlar Almanya’dan cesaret ve umut alıyor. Her yerde bunu gördüm. [İkinci Cihan Harbini yaşayan], zor olan ülkemizin şimdi dünyada birçok kişi için, umudun bir çıpası olması, ne kadar da güzel bir gelişmedir. Her şeyin Almanya’da güzel olduğu için cesaret vermiyoruz. Hayır, Savaşlardan ve bölünmelerden sonra barış ve birleşmenin olabileceğini gösterdik. Batı’nın temellerine dayanarak bunları başardık. Eğer bu temel başka bir yerde sarsılıyorsa [ABD’de Trump’ın seçilmesi kastediliyor], o zaman biz bu temele daha da sıkı sarılmalıyız.”

Son Dakika Haberleri