24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünyada referandum saflaşması

Barzani’nin sözde bağımsızlık referandumu tüm dünyayı tehdit ediyor. Referanduma karşı Batı Asya birleşti.

Dünyada referandum saflaşması
A+ A-

Av. Onur Sinan Güzaltan

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin, 25 Eylül’de düzenleyeceğini ilan ettiği ‘bağımsızlık referandumu’, sadece Türkiye’nin değil, dünya kamuoyunun da gündemini işgal ediyor. Esas olarak bölge ülkelerdeki muhataplarımıza Türkiye’nin referanduma bakışını aktarmak için kaleme aldığımız bu makalede, referandum kararının, güncel boyutunun yanı sıra tarihsel arka planını ve hukuki altyapısını ele aldık.

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin üç günlük Türkiye ziyareti ve mevkidaşı Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’un Ankara’daki görüşmelerinin konuşulduğu şu günlerde, dört bölüm halinde yayımlanacak makalemizin aydınlatıcı olmasını umut ediyoruz.

REFERANDUM KARŞISINDA BİRLEŞEN BATI ASYA

Irak’ın bölünmesini öngören referanduma değin saflaşmaları aktarmadan evvel, İsrail Adalet Bakanı Ayelet Şaked’in, Ocak 2016 tarihli ifadelerini hatırlamakta yarar var: “Uluslararası topluma, İsrail’in de yararına olan, Türkiye ve İran’ın arasında yer alacak bir Kürt devleti kurulması konusunda çağrı yapmalıyız... Kürtler, İsrail halkının dostudur.”

Barzani’nin liderliğinde, yüzyıllardan bu yana bölge halkları ile ortak bir tarihi ve geleceği paylaşan Kürt kardeşlerimizi, “bağımsızlık referandumu” adı altında bölgeden koparma hamlesine girişilmekte. Türkiye ve İran başta olmak üzere Batı Asya’nın kadim devletleri ise yetkili ağızlardan bu hamleye karşı duracaklarını duyurdu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin söz konusu referanduma bakışını, geçtiğimiz Temmuz ayında şu ifadelerle dünyaya duyurdu: “Erbil’de yapılacak olan referandumu doğru bulmuyorum (...) zira Barzani ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi henüz buna hazır olmadığı gibi bu Irak’ın bütünlüğüne de aykırı bir adımdır. Bizim bütün derdimiz de Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlamaktır. Böyle bir adım attığınız zaman ‘parçalamaya başladım’ demektir.”

PARÇALAMA OPERASYONU ADIMI

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, referandum kararının, bölge devletlerini hedef alacak bir parçalama operasyonun ilk adımı olduğunu tespit etmiştir.

Nitekim Erdoğan, bu tip bir hamlenin Türkiye’de uygulanma ihtimali ile ilgili provokatif soruya net bir cevap vermiştir: “Türkiye’de böyle bir adımı atmak sıkar. Türkiye’de böyle bir adımı atacak olanlar şu ana kadar atardı. Şu an bedelini çok ağır ödüyorlar. Türkiye’nin böyle bir adımı atacak ne bir zemini var ne de bu tür yapılanma var. Orada bir eyalet var. Eyalet böyle bir adımı attı. Türkiye üniter bir yapıya sahiptir. Türkiye’nin bu üniter yapısını kimsenin zedelemeye ne gücü yeter ne de imkânı vardır.”

Komşumuz İran İslam Cumhuriyeti’nden gelen açıklamalar da Ankara’ya benzer bir şekilde Barzani’nin referandum kararına kesin bir karşı çıkış içermektedir.

İran Dışişleri Sözcüsü Behram Kasımi konuyla ilgili değerlendirmesinde, Tahran’ın “Irak’ın Kürtler tarafından bölünmesini kabul etmeyeceğini” açıkça beyan etmiş ve “Irak Anayasası’nda da öngörüldüğü üzere Iraklı Kürtlerin belli hak ve hukukları var, fakat onlar ülkenin toprak bütünlüğüne karşı çıkamaz” ifadelerini kullanmıştı. İran’ın bir diğer önemli ismi Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ise referandumu “kabul edilemez” olarak nitelendirirken, Irak’ta IŞİD’in yenilgisi sonrası böyle bir karar alınmasının şüpheli bulduğunu açıkladı. Bölgenin bir diğer önemli kuvveti Mısır’ın Bağdat Büyükelçisi Ala Musa ise Kahire yönetiminin “Bağdat merkezi yönetiminin onayı olmaksızın yapılacak bir referanduma karşı olduğunu” beyan etti.

Bölünme referandumunun hedefi Irak Merkezi Hükümeti Sözcüsü Saad el Haddithi yaptığı açıklamada “Hiçbir parti, diğer partilerden izole olarak kendi başına Irak’ın geleceğine karar veremez” ifadeleriyle Barzani’nin kararını tanımadıklarını ifade etti.

Ankara, Tahran, Kahire ve Bağdat’tan gelen açıklamalar, Batı Asya ülkelerinin, uzun süre sonra ilk defa ortak bir cephede buluştuklarını doğruluyor.

ATLANTİK’İN TEREDDÜTLERİ

Diğer tarafta ise ABD, vazgeçilmez müttefiki İsrail ve Körfez’in petrol zengini ülkeleri konumlanmış vaziyette.

İsrail, referandumun hemen yapılmasını savunurken, ABD’nin zamanlama konusundaki çekinceleri dikkat çekiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün konuyla ilgili açıklamaları bu nüansı anlamak açısından önemli: “Irak Kürdistan’ının meşru özlemlerini anlıyor ve takdir ediyoruz. Kürdistan bölgesindeki yetkililere şu an için bağlayıcı olan bir karar olmasa bile referanduma gitmenin, önceliklere zarar verebileceği endişelerimizi aktardık. Bu öncelikler; IŞİD’in yenilgiye uğratılması, istikrar sağlanması, yerinden olmuş kişilerin geri dönüşü, bölgedeki ekonomik krizden kurtulmak ve bölgenin iç siyasi uyuşmazlıklarını gidermek.”

Nauert açık bir biçimde, ABD’nin ilkesel olarak Irak’ın bölünmesine karşı olmadığını fakat zamanlamayla ilgili çekinceleri olduğunu ifade ediyor.

Bu tespitimizi pekiştiren ise Nauert’in, “Irak Kürdistan’ının meşru özlemleri dediniz. Yani bağımsızlığın Kürtlerin meşru bir özlemi olduğuna inanıyor musunuz?” sorusuna verdiği cevap oluyor: “Bunun öncelikli olarak Irak’ın iç sorunu olduğuna inanıyoruz. Tabii ki Kuzey Irak’ta da Irak Hükümeti’nde de dostlarımız var. Ancak her şeyden önce IŞİD’i yenmek zorundayız. Bu yapıldıktan sonra bunu gündeme getirebilirler. Biz birleşik, istikrarlı, demokratik ve federal bir Irak’ı destekliyoruz.”

Nauert’in açıklamalarından da anlaşılacağı gibi ABD’nin Barzani’nin referandumuna karşı çıkmasının altında, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması değil, uzun senelerden beri besledikleri sözde Kürt devletinin zamanlama nedeniyle ölü doğması korkusu yatıyor.

Irak’ın önde gelen Kürt oluşumlarından Goran Hareketi tarafından yapılan açıklamada da zamanlama vurgusu ön plana çıkıyor: “Mevcut siyasi, güvenlik, ekonomik ve toplumsal duruma uygun değildir, yasadışıdır (...) referandum daha uygun zamana ertelenerek meclise taşınmalıdır.”

Yazı dizimizin ilk bölümünde, farklı kuvvetlerin açıklamalarını yorumlamak suretiyle referandumla ilgili güncel durumun fotoğrafını çekmeye, kuvvetlerin konumlanmasını aktarmaya çalıştık.

YARIN: REFERANDUMUN TARİHSEL ARKA PLANI VE BÖLGE ÜLKERİNE KURULAN TUZAKLAR

Son Dakika Haberleri