25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

“Ehlan va Sehlan Muaz El-Hatib”

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye’deki karşılığı BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi) olan Suriye El-Fırat Petrol özellikle bir İngiliz-Hollanda kuruluşu olan SHELL ile yakın işbirliği içinde olmuştur. Suriye muhalefetinin azımsanmayacak bir kesimi El-Fırat Petrol’de görev yapmıştır. Batılı devletlerin işbirlikçi devşirme hususunda Suriye’de faal olan yabancı şirketleri de kullandığı aşikâr. Fransız ve Türk istihbaratının yardımları ile ülkeden çıktığını itiraf eden Esad’ın çocukluk arkadaşları ve eski Savunma Bakanı Mustafa Tlass’ın oğulları General Manaf Tlass ve kardeşi Firas Tlass’ın Fransız ve Türk şirketleri ile ilişkileri derindi. Ablaları Nahed Ojjeh Le Figero gazetesinin ortağı ve merkezi Paris’te olan Tlass Vakfı’nın başkanıdır. Meşhur Suudili silah kaçakçısı Akram Ojjeh’nin eşidir. Bizim gibi ülkelerde şirket ve ticaret ilişkilerin sadece iş ile sınırlı kalmadığı bariz örneklerle tescillidir.

İMAMLIKTAN ULUSAL KONSEY’E

Bir ülke yabancı sermaye ve şirketlerine karşı önlemler almadığında sadece vatan ekonomisini zarara ve yıkıma uğratmıyor. Ayrıca ülke ve halkın güvenliğini işbirlikçi ve efendilerinin rahmetine bırakıyor.

Muaz El-Hatib, Şam’ın bilinen, muhafazakâr Sünni El-Hatib ailesine mensuptur. Babası dâhil, aile büyükleri meşhur Emevi Camiinin imamlığını yaptılar. Bu vesile ile dini-darların fetvaları ve fitneleri sonucu bombalı intihar saldırısı sonucu katledilen Emevi Camiinin imamı ve Şam üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Dr. Ramazan El-Buti ile teşrifi mesai içinde olan bir ailedir. Muaz, Şam Üniversitesi’nde Jeofizik Mühendisliği eğitimi aldı. Suriye devletinin en önemli petrol şirketi El-Fırat Petrol’de görevler üstlendi. Görevinden istifa ederek imamlık yaptı. Merkezi Şam’da olan ‘Kentli İslam Derneği’nin’ kurucusudur. SHELL’in finanse ettiği Dutch Enstitüsü Şeyh Bedir el-Din el-Husni okulunda Dini Şeriat temelleri üzerine ders verdi. 2000 sonrası dönem Suriye’nin ekonomide özelleştirme ve açılım yasalarıyla ülke karma ekonomisinin yıkım yaşadığı, işsizlik ve yoksullaşmanın tavan yapmaya başladığı fetrettir. Buna paralel olarak, Suriye’de “umutsuz” kitlelerin dine yöneldiği bir süreci tetiklemiştir. Bu dönem ayrıca, birçok kesimin ama özellikle Suudi, Türkiye ve Katar bağlantılı çevrelerin yoksulluğu ve dini duyguları kötü amaçlar için tanzim etmeye başladığı faaliyetlere şahit olmuştur. Muaz, Suriye’de olaylar patlak verdikten bir müddet sonra yurtdışına çıkmıştır. Türkiye, Petro-dolar Körfez ülkeleri ve ABD’nin talebi ve teveccühlerine binaen Nisan 2012’de Katar’ın başkenti Doha’da kurulan Suriye Devrimcileri ve Muhalefet Kuvvetleri Ulusal Koalisyonu (Suriye Ulusal Konseyi) başına getirilen ilk muhaliftir.

ERDOĞAN TARAFINDAN ÖVÜLMÜŞTÜ

Urfa’nın Suruç ilçesinde Suriyeli mültecilere yaptığı konuşma esnasında Erdoğan’ın boynunda Fransız sömürgesi Suriye’nin bayrağı, sırtında geleneksel Arap Abiyesi, kafasında Bedevi Aggalı ile seyrederken yanında Muaz El-Hatibi gördük. Erdoğan’a, Suudililere, Katar’a, ABD’ye ve “Suriye devriminin” yanında duran herkese şükranlarını sunuyordu. Erdoğan “Ahlen va Sahlen Kardeşim Muaz El-Hatip” diye Muaz’ı övüyor övgüler arşa varıyordu. 22 Nisan 2012’de Suriye Ulusal Konsey üyeleri ve onu destekleyen ülkeleri ağır eleştirdikten hemen sonra görevinden istifa etti. Muhalefeti ama özellikle Suudi, Katar ve Türkiye’nin Suriye politikalarını “yıkıcı” olmakla tenkit etti. Bu ülkelerin “Suriye halkı ve devrimine” büyük zararlar verdiğini, dışarıdan ithal ettikleri “teröristlerle” Suriye’yi kan gölüne dönüştürdüklerini iddia etti. “Radikal dinci unsurların” Suriye’deki kan ve terörden sorumlu olduklarını ve Suriye devletinin “teröristlerle savaştığını” söyleyecek kadar radikal bir farklı pozisyon içinde oldu.

HAİN OLMAKLA SUÇLANDI

Moskova ziyareti esnasında orada yaşayan Suriyelilerin özel misafiri iken anlattıkları dört senedir dikkat çekmeye çalıştığımız Suriye ve bölgemize kurulan kumpasları teyit etmiştir. Muaz Suriye Devleti ile görüşmelere hazır olduğunu ve Suriye’de bir siyasi parti kuracağını ilan ettikten sonra hiçbir şeyin vatandan daha değerli olamayacağını ifade etmiştir. Suriye’de akan kan ve gözyaşı üzerinden maddi ve manevi mastürbasyon yaşayanlar ve Suriye’yi ticari ve siyasi projeleri için kurban edenlerin sahadaki maşaları Muaz El-Hatibi “hain” olmakla suçlamaya devam ediyor. Suriye ve bölgemizin kurtuluşu ancak konumu ve fikriyatı ne olursa olsun, vatanperverlik bazında Emperyalizme ve Siyonizm’e karşı vatanperverlik temelinde bir araya gelenlerin omuzlarında sağlanır.