20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

IMF’nin 2021 tahmini: Çift haneli işsizlik, yüksek enflasyon

Türkiye’nin büyümesi 2021’e kadar yüzde 2.7 ile 4 arasında dalgalanacak. Enflasyon yüzde 7’nin işsizlik de yüzde 10’un üzerinde kalacak. Yüksek dış finansman ihtiyacı nedeniyle ani duruş riski ise sürüyor

IMF’nin 2021 tahmini: Çift haneli işsizlik, yüksek enflasyon
A+ A-

Ekonomi Servisi

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’ye ilişkin “IV. madde gözden geçirme” raporunu yayımladı. IMF’nin raporunda kuruluşun icra direktörlerinin şu uyarıları dikkat çekti: “Türkiye yüksek enflasyon, dış dengesizlikler, jeopolitik karışıklığa bağlı güvenlik riskleri ile ekonomik güvenlik açığı oluşturmaya devam eden dış finansmana bağlılık aşağı yönlü risk oluşturmaktadır.

Ekonominin yeniden dengelenmesi için, yerel tasarrufların artırılması, potansiyel büyümenin yükseltilmesine yönelik, açık, güvenilir kamu politikalarının öncelikle ele alınması gerekiyor.

TL değer kaybını gidermek ve yüksek enflasyonu kontrol etmek için para politikasının sıkılaştırılması gerekli. Fırsat bulunduğunda rezervler artırılmalı. Sıkı maliye politikası sürmeli. Bankalar göründüğünden daha yüksek kredi riski ile karşı karşıya, bu nedenle daha ileri gözetim ve denetimle takip edilmeli. Kamu özel işbirliği projeleri sonucu artan borçluluk nedeniyle mali risk yönetimi güçlendirilmeli.”

ANİ DURUŞ RİSKİ HÂLÂ VAR!

Özet metne bakınca bankalara ilişkin “göründüğünden daha yüksek kredi riski” uyarısı dışında IMF’nin raporunda geçen yıllara nazaran başkaca yeni bir tespit yok. IMF 2016 Nisan’ında yayımladığı bundan önceki gözden geçirme raporunda ekonomide ani duruş tehlikesine işaret etmişti. Yeni raporun alt metinlerinde de “ani duruş” ifadesinin 2 yerde bulunması dikkat çekti. Buna göre büyük sermaye çıkışları durumunda veya ani duruş karşısında daha sıkı bir para politikası gerekebilir. Senaryoya göre, bankalar şirketlerin döviz borçlarını çevirmeyebilir bu da durgunluk ve TL üzerinde baskıya neden olur.

IMF’nin raporunda yer alan tablolarda Türkiye ekonomisinin 2016’da yüzde 2.7 büyüdüğü, bu yıl ise yüzde 2.9 büyüyeceği tahmini yer aldı. IMF’ye göre Türkiye’nin büyümesi herhangi bir yılda yüzde 4’ü geçemeyecek. IMF net ihracattaki büyümenin bu yıl yüzde 0.7 olmasını bekliyor. Sonraki yıllarda ise 0.1-0.2’lerde kalacak. IMF’ye göre enflasyon bu yıl yüzde 8, gelecek yıl yüzde 7.9 olacak. 2021’e kadar enflasyon yüzde 7’nin altına düşmeyecek. İşsizlik oranı da 2017-2021’e döneminde yüzde 10’un üzerinde seyredecek.

BORÇLANMADA HIZLI ARTIŞ

IMF’ye göre Türkiye’nin cari işlemler dengesi 2017-2021 döneminde 2020 dışında yüzde 5’in üzerinde açık verecek. 2014’te milli gelirin yüzde 30.8’i düzeyindeki net dış borç 2018’de yüzde 45.9’a kadar çıkacak. 2016’da yüzde 38.7 olan net dış borç 2017’de yüzde 44.6’ya ulaşacak. 2018’de brüt dış borç milli gelirin yüzde 67.8’ine ulaşarak zirve yapacak. 2014’te yüzde 21 olan kısa vadeli borçların milli gelire oranı da bu yıl yüzde 27.1’e gelecek yıl yüzde 27.4’e çıkacak. IMF 2018’den sonra ise borçların milli gelire oranının birkaç puan aşağı gideceğini öngörüyor.

Raporun dış borç sürdürülebilirliği kısmında da Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 30’una ulaşan dış finansman ihtiyacına dikkat çekilerek, bunun yarattığı kırılganlık nedeniyle, sermaye akımlarındaki ani duruşun hem borçlanma maliyetlerinde hem de döviz kurunda eş zamanlı artışa neden olacağı ifade edildi.

Son Dakika Haberleri