29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomide üçüncü yol ve karma ekonomi

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Dünkü Aydınlık gazetesinde Sn. Doğu Perinçek'in yazısındaki bir cümle bana bu yazımın ilhamını verdi.

Şöyle diyordu yazısının son bölümünde; Sn. Perinçek "... Neo - liberalizm çökerken bütün dünyada, CHP Neoliberalizmin rengârenk bayrağını açıyor..."

Tesbiti tamamıyla doğru. Neo-liberalizm tıkandı. Bu nedenle, emperyalist güçler blok halinde hareket ederek, siyasi ve ekonomik hegomanya kurmaya ve mazlum milletlere, açık savaş ve saldırı aşamasına yöneldiler.

Ama gelin görün ki, Türkiye ve mazlum dünya 2008'de başlayan ve hala durgunluk, istikrarsızlık, işsizlik yaratarak süren ekonomik krizden sonra, yeni bir ekonomik düzene ve döneme yönelmek yerine, eski tas eski hamam misali yanlışta ısrar ediyor.

Hâlbuki olağanüstü bu kriz döneminin olağanüstü önlemler gerektirdiği aşikâr. Sıcak para, ucuz ve kolay dövizle, ucuz ithalata ve aşırı borçlanmaya dayalı bir ekonomik büyüme modeli sürdürülemez.

Geçmişte "Ekonomide 3ncü yol mümkün" başlıklı bir makalemde aynen şöyle yazmıştım; "...Kapitalizminin mabedi sayılan ABD'de, 2008'de başlayan finansal krizin, piyasaların başıboş, aşırı kazanç hırsıyla kuralsız, kontrolsüz, denetimsiz aldığı risklerden kaynaklandığı ortaya çıktı. Serbestleşmenin ve piyasalara tapınmanın artık sınırına dayandık. O halde, bizdeki az gelişmiş piyasa ekonomistleri ve akademisyenlerinin ezberini bozacak bir şeyler söylememiz ve yazmamız gerekiyor. Sınırsız, ölçüsüz, kontrolsüz piyasalar da, serbestleşme de, yabancılaşma da sakıncalıdır. Piyasalar her şeye kadir değildir.

Sebep oldukları zararları milletin ve kamunun kaynaklarının üstüne yıkmaktan hiç de sıkılmazlar. O halde, stratejik ve ulusal çıkarlarımızı gözeten, denetim ve düzenlemelerin tüm kurum ve kurallarıyla çalıştığı, doğru düzgün bir piyasa ekonomisini oluşturmak ve hayata geçirmek zorundayız. Çok daha geç olmadan..."

Ne kumarhane kapitalizmi, ne de kapalı - devletçi ekonomi

Bu çağda artık çok az kimse, gümrük duvarlarının ardına gizlenen, kapalı - devletçi bir ekonomik modeli savunabiliyor. Böyle bir anlayışın başarı şansının olamayacağı açıktır.

Ancak kendi üretim dinamiklerini gözetmeyen, ulusal çıkarlarını yok sayan, sınırsız yabancılaşmaya, ölçüsüz serbestleşmeye, kontrolsüz finansal deregülasyonlara boyun eğen, ekonomiler bugün iflas noktasındadırlar.

Uluslararası, tanınmış iktisatçılardan Prof. Dr. Dani Rodrik "Kapitalizm 3,0" isimli çalışmasında; piyasaların ulusal ekonomilerin öncelikleri gözetilerek kurumsal yapıların içine alınmasını, ulusal ekonomilere kendi önceliklerini oluşturan imkânların sağlanmasının gerektiğini söylüyor. Sınırsız ticari ve finansal serbestleşmenin ulusal ekonomik ölçeklerde denetlenip, kontrol edilmesinin gereğini vurguluyor. Globalleşmeye mola verelim, ulusal ekonomiler yeniden güçlensin diyor.

İşte bu uluslararası çapta saygınlığı olan ve bilinen önemli iktisatçıların söylediğinin Türkiye versiyonu da "ekonomide 3'üncü yol mümkün" anlayışıdır.

Ne piyasa tapınıcılığı ve kumarhane kapitalizmine dayalı, finansal cambazlıklar, borsa manüplasyonları, finansal mühendislikler. Ne de gümrük duvarlarının arkasına saklanan, kapalı - devletçi kollektivist bir ekonomik model.

Esasında Atatürk bu yolu yıllar önce bize göstermişti; kamu - özel karma bir ulusal ekonomik anlayış!

Akıl ve bilimin, yaşadıklarımızın ve ulusal çıkarlarımızın bugün bizi Atatürk yolunda yeniden birleştirmesi gerekiyor.

***

Milli Merkez beldelere ve köylere yayılıyor

Bugün (24.Eylül 2013), Milli Merkez Genel Sekreteri Sn. Haluk Dural ile birlikte Bodrum'un Mumcular Beldesinde Saat 13.00'te, Turgutreis Beldesinde ise saat 17.00'de yapılacak olan Milli Merkez toplantılarına katılacağım.

Milli Merkez toplantıları yurt içi ve dışında 180'i aşkın il ve ilçe merkezinde gerçekleştirildi. Atatürk'te birleştik diyen vatansever, demokrat - millici yurtseverlerin, sağ-sol demeden, partilerüstü demokratik bir kuvayı milliye hareketi olarak bir araya geldiği Milli Merkez, çoban ateşleri gibi tüm yurda, beldelere ve köylere yayılıyor. Büyük mutluluk!