20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomik kriz korkusu: Erdoğan muhalefete geçmeyi bile düşünmüş

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Üç tecrübe. Bir: 1979 sonbaharı. Ekonomi krizde.

Temel tüketim mallarının hepsi karaborsada.

Tüp, yağ, sigara... Soğan bile yok.

Türkiye senato seçimine gitti.

Sonuç: İktidardaki CHP bedelini ödedi.

Oyu yüzde 41.4'ten 29'a indi.

Kriz kanunu hükmünü icra etti.

Hükümet istifa etti.

***

İki: Daha yakına gelelim.

DSP-ANAP-MHP koalisyonu başta.

2001 krizi.

Ardından 2002 genel seçimi.

Seçmen iktidar partilerini sildi.

DSP yüzde 22.2'den 1.2'ye eridi.

MHP 10 puan kaybetti. Baraj altına indi (yüzde 8).

Kriz kanunu işledi.

Kriz sorumlusu partiler gitti.

AKP iktidar oldu.

***

Üç: Daha da yakın bir tarih.

2008 dünya krizi.

Türkiye de etkilenen ülkeler arasında.

Hükümette, malûm AKP var.

Bu kez yerel seçim (2009).

AKP yüzde 38.4.

Son iki seçimdeki karnesi şöyleydi:

2004 yerelde yüzde 41.7.

2007 genel seçiminde yüzde 46.7.

AKP oyları ilk kez geriledi.

Muhalefet değil, kriz çarptı.

***

Yine seçime gidiyoruz.

Ekonomi şimdi nasıl?

Sınırda. Kimilerine göre, "kriz sadece ilan edilmedi". Nazif Ekzen'e kulak verelim.

Makro dengeleri iyi izleyen ekonomistlerden.

Diyor ki: Sadece kısa vadeli borçlar için.

Eylül 2014'e kadar 165 milyar dolar zorunlu. (Aydınlık, 19 Kasım 2013).

70 milyar cari açığı ekleyelim. Eder 235 milyar dolar. Bu rakamı aklınızda tutun.

Hep lazım olacak. Şimdilik özet: AKP'ye sıcak para lazım. Hem de pek çok.

Bulmak için her şeyi satar.

***

Devam edelim. Ekonomist Nouriel Roubini.

"Kriz kahini" diye bilinir.

2008 dünya finans krizini bilmişti.

Diyor ki: Türkiye ekonomisi kırılgan.

Yani krize gebe. Çünkü, cari açık sorunu büyük. Yani, yüksek sıcak paraya muhtaç.

***

AKP dar geçitte. Önünde üç seçim birden var.

Yerel, cumhurbaşkanı ve genel. Hem de 16 ayda. Kriz, bir kabûs senaryosu.

Ötelemek için her şeyi yapar.

Zaten yapıyor da.

Kulislerde iki kozmik iddiaya rastladım.

***

Birinci iddia: İlk duyduğumda inanamadım.

Rakam çok büyüktü. 100 milyar dolardan söz ediliyordu. Yolsuzluk değil.

Bir özelleştirme paketi.

İddia o ki. AKP, Amerika'da finans çevrelerinin kapısını çalmış.

100 milyar dolarlık özelleştirme dosyasıyla.

Bütün HES'leri satışa çıkarmış.

Yani barajları.

Tek istisnası: Atatürk Barajı.

***

Yapılsaydı.

Tarihimizin en büyük özelleştirmesi olacaktı.

Enerjinin şalteri yabancılara teslim edilecekti. Fakat Amerikan tarafı ilgi göstermemiş. Tuhaftı. Hazıra niye konmamışlardı?

***

ABD seyahatimde ayrıntılara ulaştım.

İddiaya göre: Bir: Üretilen enerji için... Alım ve fiyat garantileri verilmiş.

İki: Özelliştirme enerjiyle sınırlı değilmiş. Baraj suları da teklif edilmiş

Üç: Yeni sahipleri suyu da satabilecekmiş. Sulama ve içme suyu amaçlı.

***

Amerikan finans çevrelerindeki gönülsüzlüğün sebebi:

"Gelir yüksek ve garanti. Avantajlar büyük."

"Bu, sürdürülemez. Devir değişir, özelleştirme iptal edilir."

Yani: AKP iktidarına uzun ömür biçilmiyor.

***

İkinci iddia.

Tayyip Erdoğan'daki kriz algısıyla ilgili.

Ekonomik krizden söz ediyorum.

AKP'nin üst kulislerine göre.

Ekonomideki sıkışma Erdoğan'ı ürkütüyor.

Çıkış göremiyorlar. Bu yüzden, riskli manevralar bile düşünülüyor.

Bir kriz planı: Kısa süreliğine hükümeti bırakmak. Muhalefete geçmek.

Hesap: Böylece ekonomik krizi rakiplerine yıkmak.

Kurtarıcı olarak geri dönmek.

Fakat: Bünyesine güvenemiyor. Cesaret edemiyor.