16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomik sunumda ‘kurnazlık’!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Ekonomi bürokrasisi, ekonominin gerçek durumunu nedense ortaya koymaktan kaçınıyor. 

İstatistik ve verilerden “işine geleni” sunumlarına, açıklamalarına koyuyor. 

İşine gelirse, AB ülkeleriyle Türkiye’nin rakamlarını karşılaştırıyor, tablolar yayınlıyor. İşine gelmez ise, onlar “gelişmiş ülkeler” biz “gelişmekte olan” ülkelerle karşılaştırma yapalım diyor. 

İstatistiklerle yalan söylemek, tipik bir şark kurnazlığıdır. 

Bu yöntemle olsa olsa kendi kendinizi kandırmış olursunuz. Ekonomik gerçekler, rakamlar eninde sonunda ortaya çıkar. 

İşte Yunanistan. Milli gelir, işsizlik ve borç rakamlarıyla oynayarak, istatistiklerine yanıltıcı bilgiler koydu. 

Sonuç, tüm ülke ve tüm Yunan halkı tarihlerinin en kötü ve derin ekonomik krizine sürüklendi. 

Bunları niye mi yazıyorum. T.C. Merkez Bankası Başkanı’nın, T. Erdoğan’a yaptığı 130 sayfalık sunumda, yine ekonomik veriler işlerine gelen ülkelerle karşılaştırıldığı için. 

Türkiye halen AB’ye tam ve eşit üye olma sürecinde ve Gümrük Birliği üyesi bir ülke. O nedenle siyasette Kopenhang kriterlerini, ekonomide ise Maastricht kriterlerini uygulamak ve tutturmak durumunda. 

Bunlardan tutanları başarı diye sunup, tutturamadıklarını, “bizi AB ülkeleri ile değil, gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırın” demek, hem samimiyetsiz hem de çifte standartlı bir yaklaşım olur. 

Daha önce de yazdık, söyledik. 

TC Merkez Bankası tek ama tek hedefinin ve odaklandığı şeyin, sadece ve sadece “fiyat istikrarı” olduğunu ısrarla söylüyor. Bu nedenle 2006 yılından beri “enflasyon hedeflemesi” adı altında ekonomiye adeta bir “deli gömleği” giydiriliyor. 

Buna rağmen enflasyonda neredeyse hiçbir sene bu hedeflerini tutturamıyor. 

Bize göre tutturması da mümkün değil. 

Ama bunu yapacağım derken, makro ekonomik ve finansal istikrarı, büyümeyi ve istihdamı kaçınılmaz olarak göz ardı ediyor. 

Hem enflasyon hedeflemesini tutturamıyorsunuz, hem de işsizliği patlatıp, üretimi yok eden, ülkeyi ağır borç yüküne sokan, sıcak para politikalarında ısrar ediyorsunuz. Bunun makul ve mantıklı bir izahı yok. 

Şimdi, Ocak-Şubat 2015 rakamları ile Türkiye’de tüketici enflasyonu +%7.55 gibi bir seviyede gerçekleşti. Aynı tarihler itibariyle, ABD’de tüketici enflasyonu, (eksi) binde bir, Avro Bölgesi’nde (eksi) binde üç, İsviçre’de ise, (eksi) binde beş olarak gerçekleşti. 

Almanya’da ve İtalya’da ise “sıfır” enflasyon oldu. Eğer Türkiye dünya konjontüründen bu denli etkileniyorsa, FED’in açıklamasındaki “sabır” kelimesini kaldırmasına bile adeta kaderini endekslemişse, niye dünyadan olumsuz olarak ayrışıyor doğrusu merak ediyor insan. 

Gelişmekte olan ekonomilerden Çin, Brezilya, Güney Afrika, Şili, Meksika, İsrail, Hindistan, Malezya, Güney Kore, Endonezya gibi ülkelerin tamamının enflasyon rakamları da, Türkiye’den daha düşük. Gelelim, işsizliğe; Türkiye’de 12 milyon ev kadınını dışarda bırakan, iş aramaktan umudunu kesenleri işsiz saymayan hesaplama yöntemine göre bile, işsizlik %11 bandında (Aralık 2014 itibariyle %10.9) 

Rusya, Avusturya, İsrail, Meksika,Brezilya, Hindistan, Malezya, Endonezya, G. Kore, Pakistan, Arjantin, Şili gibi gelişmekte olan ülkelerin hepsinde işsizlik oranları Türkiye’den daha düşük maalesef. 

AB ülkeleriyle de karşılaştırırsanız aynı şey, gelişmekte olan ülkelerle de karşılaştırırsanız aynı şey.Bu sunumlara övgüler düzüp, “ekonomi dersi” diye göklere çıkartan, çıkarcı holding medyasında yazan ve konuşan tipler, biraz kendinize gelin, milletin aklıyla alay etmeyin lütfen! 

Son söz; Güneş balçıkla, gerçekler istatistiklerle sıvanmaz!