29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Ekran’ yobazları!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Geçen akşam televizyonun başında otururken, çok düşünmek ve seyredecek kanal seçmekte zorlanmak durumunda kaldım.
Çünkü hangi TV ekranını açsam, cüppeli-cüppesiz, sakallı-sakalsız, mektepli-mektepsiz bir dolu softa-bağnaz-hurafeci ve yobaz tip, din adına akla-mantığa-inanca ve geleneğe aykırı, deli saçması laflar edip, insanların aklıyla da inancıyla da alay ediyorlardı adeta.
Şaka bir yana, giderek akıl ve bilimden hızla uzaklaşan dogmatik bir topluma dönüşüyoruz maalesef.
İslam dininde ruhban sınıfının olmadığını biliyoruz. TV’lerde bunları görünce iyi ki de yok, ya olsaydı diye düşünmeden edemiyor insan.
Sanki öbür dünyaya gidip-görüp de gelmiş gibi palavralar sallayan, Peygamberlerin sanki yanındalarmış gibi onların ne dediğini -ne söylediğini hiçbir inandırıcı bilgi- delil veya karineye dayanmadan anlatan, kendi kör ideolojilerini ve/veya sapkınlaştırdıkları inanç değerlerini millete empoze etmeye çalışan bir sürü, softa-bağnaz-yobaz din tüccarı ve Allah’la aldatan sahtekârlar kapladı televizyon ekranlarını.
Hepsi değilse bile büyük çoğunluğu bu tanımlamaya uyuyor.
Türkiye’de muhafazakârlık ve samimi dindarlıkla, yobazlık ve softalık birbirine karıştırılıyor kasıtlı olarak.
Çağdaş ve nitelikli ilahiyatçıların, felsefeci ve sosyologların dışlandığı bir garip kesim türetildi medyada.
Bunlar, güzel dinimizi istismar eden, Yaşar Nuri Hocamızın müthiş tanımlaması ile “Allah ile aldatan” söylemleriyle, şahsi-siyasi ve ticari menfaat peşinde koşan bir güruh.
İktidar partisine yanaşmak ve/veya yaranmak isteyen Televizyonlar ve yöneticileri de herhalde “zamanın ruhuna” uymak adına, akıldan, bilimden, hakikatten ve çağdaşlıktan uzak bu tipleri ve programları her akşam ekranlarından topluma dayatıyorlar.
Din ve devlet işlerini birbirinden ayırmayan-ayıramayan, Ortaçağ zihniyeti ile hala mezhepçilik yapan, hoşgörüsüz-ufuksuz, bağnaz-softa bir yobazlık ve gericilik dalgasıyla karşı karşıyayız bugün.
Özellikle kendini “Merkez Medya” olarak tanımlamalarına rağmen, bu rezalete çanak tutan medya yöneticileri ve sahipleri bu davranışlarıyla yangına benzin dökerek gidiyorlar adeta.
Dinini öğrenmek isteyen, ailesinden de, okulundan da, hepsinden önemlisi kutsal kitabından da okur, öğrenir, inancının gereğini ve ibadetini serbestçe yerine getirir.
Allah ile kul arasına kimse giremez, girmemelidir.
Çağdaş dünya, yeni evrenler-galaksiler-gezegenler keşfederken, nano-teknoloji, insansız arabalar, robotlar, klonlama vb ile uğraşırken, sanatta-edebiyatta-sporda-eğitimde ve sağlık alanında her gün yeni aşamalar kaydederken, bizim hurafelerle-softalarla-bağnazlaşan-dogmatik-tutucu bir topluma dönüştürülmek istenmemiz asla kabul edilemez, edilmemelidir.
Ekran softalarından bıktık, usandık. Bunlara artık yeter diyerek, mutlaka sesimizi yükseltmeliyiz!