24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hak-İş: Hükümetin taşeron konusunda yaklaşımı oldu bittiye getirme

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan hükümetin taşeron konusunda yaklaşımlarının, kendi taleplerini karşılamaktan çok uzak olduğunu belirtti

Hak-İş: Hükümetin taşeron konusunda yaklaşımı oldu bittiye getirme
A+ A-

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron konusunda 64. ve 65. hükümetin yaklaşımlarının kendi taleplerini karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, "Taşeron konusunda getirilmek istenen düzenlemeler, Hak-İş'in ve üyelerimizin taleplerinin çok gerisinde." dedi.

Arslan, "İşçi ve İşverenlerin Uyum Kapasitelerinin Sosyal Diyalog Yaklaşımıyla Artırılması Teknik Destek Projesi" kapsamında bir otelde düzenlenen "İş Yaşam Becerileri Eğitimi"ne katıldı.

İşçi ile işveren ilişkisinin bugün soğuk savaş dönemindekinden farklı olduğunu ifade eden Arslan, gelinen noktada, emek hareketinin sorunlarını işverenler ile çözmesinin önem kazandığını vurguladı.

Bazı işveren temsilcilerinin çalışma hayatında 1980'li yıllarda yaşanan bazı olayları dikkate alarak iş yerlerinde sendikalaşmaya mesafeli durduğunu belirten Arslan, bu tutumun yanlış olduğunu, aradan geçen dönemde birçok alanda olduğu gibi sendikal hayatın da değiştiğini söyledi.

Arslan, çalıştığı işletmeyi tanımanın, risk ve tehlikelere karşı da işverenleri uyarmanın çalışanların görevi olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bunu yapmayabiliriz ama işletmelerde hafif bir grip salgını olsa biz çalışanlara bu zatürre olarak dönebilir. Özel sektörde yaşanan en küçük krizin birinci hedefi çalışanlardır. İşçi azaltılmaya, ücretleri dondurmaya gidilir. Dolayısıyla serbest piyasa ekonomisinin, pazar ekonomisinin rekabet şartlarını dikkate aldığımız zaman karşımızda böyle bir tehdit olduğunu göreceğiz. O zaman iş yerlerimizde işlerin iyi gitmesi, üretimin ve rekabet gücünün artması, bilançoların denk olması, yeni yatırımların teşvik edilmesi gibi birçok konuya bizim de çalışanlar olarak taraf olmamız gerekir."

- "Bize rağmen yapılmış bir düzenlemeyi 'oldu bitti' olarak görüyoruz"

Çalışma hayatının birçok sorunu bulunduğunu, bunların başında da taşeron işçilerin durumunun geldiğini ifade eden Arslan, yüz binlerce taşeron işçisinin bu konudaki çözüme odaklandığını söyledi.

"Taşeron konusunda ne yazık ki hem 64. hükümetin hem de 65. hükümetin yaklaşımları bizim taleplerimizi karşılamaktan çok uzak. Taşeron konusunda getirilmek istenen düzenlemeler, Hak-İş'in ve üyelerimizin taleplerinin çok gerisinde." diyen Arslan bu konudaki görüşlerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet üyelerine her fırsatta aktarmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Hak-İş'in taşeron işçilerin örgütlenmesine büyük emek verdiğini ve bunun sonucu olarak üyelerinin yarıya yakınının taşeron işçilerden oluştuğunu bildiren Arslan, şunları kaydetti:

"Bütün bunları yaparken 'Siz artık işçi değilsiniz, özel sözleşmeli personelsiniz' demek, bize rağmen yapılmış bir düzenlemeyi 'oldu bitti' olarak görüyoruz. Bunu asla kabul edemeyiz. Bu adaletsiz ve haksız, bizi yok sayan yaklaşımların kesinlikle masa başında düşünülmüş çözümler olduğunu ve bunu bizim kabul etmediğimizi herkese ifade etmeye çalışıyoruz. Yine de müzakere ederek bu sorunun çözümü konusunda biz kendi görüşlerimizi bilimsel yönleriyle, çalışanlarla yaptığımız toplantılarla konuşmaya devam edeceğiz çünkü bu bizim geleceğimiz için çok önemli bir mesele."

Arslan, anayasa değişikliği referandumuna da değinerek, herkesin "evet" deme hakkı kadar "hayır" demeye de hakkı olduğunu belirtti. Arslan, "Tabii ki arzumuz 'evet'lerin çıkması. 'Hayır'lar çıktığı zaman da bizim gösterdiğimiz tepki bugünkü tepki olmalıdır. Yani, 'Herkes demokratik haklarını kullanmıştır, milli iradeye saygımız vardır, hayırlı olsun' diyeceğiz. Onun için ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışan dilden uzak kalmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Son Dakika Haberleri