25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emperyalizmin hukuk tanımayan temsilcisi

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Fransa Ermeni Örgütleri Koordinasyon Konseyi (CCAF) Eş Başkanı ve Taşnak Partisi’nin Batı Avrupa ve Fransa Başkanı Murat Papazyan, 28 Ocak 2015 tarihinde Strazburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nde görülen Perinçek-İsviçre Davası’nı izlemeye gelmişti. Davanın seyrinin, Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’ten yana geliştiğini görünce sonunu beklemeden salonu terk etmiş, soluğu Paris’te almıştı. O akşam CCAF’in her yıl düzenlediği geleneksel yemekleri vardı. Bu yemeğe istisnasız her yıl dönemin Cumhurbaşkanı, bakan ve milletvekilleri, Paris Belediye Başkanı, Ermenistan Büyükelçisi ve son yıllarda Türkiye’den bir HDP Milletvekili (Garo Paylan) katılır.
Bu toplantıda, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande AİHM’den yediği şamarla, konuşmasında her yıl yaptıkları gibi; sözde soykırım ile ilgili Ermeni Diasporası’na yönelik vaatlerde bulunamadı. Çünkü aynı gün AİHM’de görülen Perinçek-İsviçre Davası, hem Diaspora’nın hem de Fransız Devleti’nin dengesini bozmuştu. Strazburg’da mahkemeyi izleyen Murat Papazyan Hollande’dan hâlâ soykırımı kabul etmeyenleri cezalandırmaya yönelik bir yasa çıkarmak için adeta yalvaran bir konuşma yapmıştı.
ANAYASA’YI NASIL ÇİĞNERİM?
CCAF’in 2016 Ocak sonundaki yemekte Hollande, Diaspora’ya yine bir yasa sözü veriyordu. Ama artık soykırım yalancılarının hukuksal olarak eli kolu bağlanmıştı. Karşılarında aşılması güç bir zafer abidesi gibi duran AİHM’in Perinçek-İsviçre Kararı vardı. Ve elbette Fransız Anayasa Konseyi’nin Perinçek’i haklı kılan kararları da. Ama yine de bir yolu bulunmalı ve bu yalanı kabul etmeyenler cezalandırılmalıydı. Bu toplantıda Hollande şöyle diyecekti: “Öyle bir tasarı hazırlayalım ki AİHM’nin Perinçek-İsviçre Kararı’na ve Fransız Anayasa Konseyi Kararı’na ters düşmesin.” Tasarıyı hazırlamak için de eski AİHM başkanlarından Fransız Jean Paul Costa’ya görev vermişti. Aslında Costa’ya Anayasa’yı çiğneme görevi veriliyordu.
ANAYASA KONSEYİ DUVARINI AŞAMIYORLAR
Önceden olduğu gibi artık tek başına bir yasa tasarısı hazırlayamıyorlardı. AİHM ve Anayasa Konseyi kararlarına ters düşmeyen bir şeyler yapılmalıydı. Bir yol denediler; Temmuz 2016’da 200’ün üzerinde yasa tasarısının bulunduğu “Eşitlik ve Yurttaşlık” adlı torba yasa tasarısının içine “Tüm insanlık suçlarını ve soykırımları reddedenlere” ceza öngören maddeyi monte ettiler. Bu kez “Ermeni soykırımı” diyememişlerdi. Kaçak dövüşüyorlardı. AİHM ve Anayasa Konseylerinin kararlarını çiğneyerek, Anayasa bahçesine kaçak gecekondu diker gibi bir tavır içindeydiler.
Tasarı 577 sandalyeli Meclis’te bulunan 21 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Senato da kabul etti. Yasa Tasarısı Anayasa Konseyi’ne götürüldü. Konsey, Ocak 2017’de o maddeyi çekti çıkardı ve reddetti. Mesele soykırımsa, yani Nazilerin işlediği Yahudi soykırımını savunanları cezalandıran bir yasamız (Gayssot Yasası) var diye karar verdi Konsey. Gayssot Yasası “Bir etnik, bir ulus, bir ırk ya da bir dine ait olup olmamaya dayandırılacak her türlü ‘ayırımcılık’ yasaktır” maddesini Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi’nin Yahudi soykırımı (Holokost) kararı çerçevesinde ele alıyordu. Anayasa Konseyi bu kararla; 1) “Ermeni soykırımı”na ilişkin bir mahkeme kararı yoktur, 2) 1915 olayları Yahudi soykırımı (Holokost) ile bir tutulamaz. Konsey bu kararıyla hem AİHM’in Perinçek-İsviçre kararlarına atıfta bulunuyor, hem de bu kararları teyit ediyordu.
ATLANTİK CEPHESİ’NİN ADAMI
CCAF’in 2017 Ocak sonu yemeğinde Hollande’nin sesi soluğu çıkmadı. Mayıs 2017’de Hollande gitti Macron geldi. Yine CCAF’in 2018 Ocak sonu yemeğinde Macron’dan da bir ses çıkmadı.
Ne olduysa CCAF’in 2019 Şubat başı yemeğinde Macron yağdı gürledi; “Gelecek birkaç hafta içerisinde seçim bildirgemde söz verdiğim gibi 24 Nisan’ı Ermeni soykırımını ulusal anma günü ilan edeceğiz.” 2018 Ocak yemeğinde bir vaatte bulunmayan Macron’a ne oldu da 2019 başında Türkiye’ye karşı asılsız Ermeni soykırımı sopasını gösterdi? Birkaç cümle ile ifade edelim, ama bu konuyu önümüzdeki haftalarda ayrıntılı ele alacağımızı da belirtelim.
Macron Avrupa’da Atlantik Cephesi’nin adamıdır. Suriye’de ABD kuyruğundadır, ABD’nin Avrupa Birliği ülkelerine baskı yaparak engellemeye çalıştığı Rusya-Almanya Kuzey Akım 2 projesinde de Macron gene ABD’nin yanındadır. İkinci İsrail projesinde PYD/PKK terör örgütlerini destekleyerek ABD’ye hizmet etmektedir. 24 Nisan açıklamasını yaptığı konuşmasında açıkça PYD’yi “Suriye’nin kuzeyindeki Kürtler” diyerek desteklediklerini ifade etmiştir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Peki zamanlama? Türkiye, Fırat’ın doğusuna operasyona hazırlanıyor.
Hukuk tanımayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a Türk devletinden ve özellikle Vatan Partisi’nden hem Türkiye’de hem de Avrupa ülkelerinde gereken cevap verildi.