24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

En büyük mitingi ‘o’ yaptı, uyurken uyandırdı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Dün var ya, dün... Puslu bir havanın kangrene dönüşmüş öfkesinde, isyana uyanan kara gün!.. Zincirlerini koparmışçasına, ölüme ağlayan, bulutlarla savaşan, küle bulanmış gün!..

Dün işte... Bir sabah ki, yüz binler gözleri yaşlı uyandı... Muhtemeldir ki, son nefesin esaretiyle çoğu, gece boyu rüyalarına giren “o” mazlum fotoğraflar yüzünden uyuyamadı...

Albümlerde kalan, gazetelere yansıyan, ekranlardan fırlayan, internette aranan... Kimi gülümseyen, kimi “uçurtma” uçuran, kimi “ekmeğe” sarılan, kimi ders çalışan, kimi de bir parkta duvara yaslanan...

Kimi kapkara gözleriyle bakan, kimi kaşını çatan, kimi gülümseyen, kimi de umut vaat eden fotoğraflar...

“O” uyurken, çünkü son uykusunda, belki bir tek gaflettekilerle hainler, vurdumduymazlarla devekuşları uyanmadı... Bitmeyen gafletin o derin ve o paslı uykusundan...

Oysa yürekli babalar, yataklarından kalkar kalkmaz, can havliyle “o”nun yaşıtı olan çocuklarının odalarına koştular belki...

Anneler, pencereden “o”nun yaşıtlarının okula gidişini seyrettiler, elleri yüreklerinde, mendilleri gözlerinde... Hiç tanımadıkları bir annenin acısını “marhama”larına sararak, ateşini gözyaşlarıyla söndürerek...

Milyonlar hiç tanımadı, hiç görmedi, hiç dokunmadı ama herkesin aklına “o” geldi dün... Birikmiş bir “kin”in devinimiyle herkes onu düşündü; herkes ona uyandı...

Ve de “o”nun üzerinden kendi çocuklarına uyandı herkes... Empati yaptı yürekler, candan giden can için...

Vicdanı, merhameti, temiz yüreği olan herkes aynı duyguyu yaşadı dün... Sahiplenmek... sahiplenmek ve de inatla sahiplenmek...

İsyanı sahiplenmek, bir minik yürek üzerinden geleceği sahiplenmek ve “yeter artık” derken özgürlüğü sahiplenmek...

Herkes ama herkes... Katiller, azmettiricileri ve örtbas edicileri hariç, herkes sahiplendi o minik yüreği!..

KORKU, KİN, İSYAN!..

“Dün sabah öfke uyandı, direniş uyandı, damarlarda dizginlenen isyan uyandı...

Tek yürek halinde, tek yumruk halinde uyandı “insan!..” Bir “kin” uğruna toprağa düşürülen; bir can uğruna uyandı insan...

İlk kez, belki yıllar sonra yüreklerin tüm pusulaları aynı yeri gösterdi... Tüm yürekler aynı tonda attı ve cana can veren kan aynı devinimindeydi... Tüm bakışlar, aynı ateşe gözyaşı taşıdı yumruklarını sıkarak!..

Çünkü dün depremi andıran çok bir büyük “miting” vardı... Öncüsü İstanbul’da, artçıları defalarca tüm yurtta...

Üstelik okullarda, sınıflarda, işyerlerinde, fabrikalarda, sokaklarda, caddelerde ve isyana sahip çıkan tüm meydanlarda...

Anlayacağınız; İstanbul dün, güne benzeri görülmemiş mahşeri bir isyanla uyandı... Bir gösteri, bir şov, bir takiye uğruna değil; en büyük yürüyüş, en büyük isyan ve en büyük miting uğruna...

NEFERE DÖNÜŞEN İSYAN!..

Her zamanki gibi iktidarın gücü ayağa kalkmamıştı dün... Her zamanki gibi belediyeler, metroyu, metrobüsü, otobüsü bir göstermelik şov için bedava yapmamıştı...

Gemiler ve trenler de bir gösteri uğruna beleşe adam taşımıyordu!..

Binlerce otobüs kiralanmamıştı karanlık paralarla; çevre illerden, ilçelerden bindirilmiş kıtalar da yoktu orada!..

Ne davul zurnalı araç konvoyları; ne çıkar ve rant bayrakları ne de takiye flamaları sallandırılmıyordu!..

Devlet de seferber olmamıştı, hükümet de, bürokrasi de ve onlardan nemalandırılan rantiye de... Ve de siyaset için televizyon maymununa dönüşenler tellallık da yapmamıştı...

Dün o devasa yürüyüş var ya, akıllara durgunluk veren bir öfkenin tek nefere dönüşen isyanı var ya?.. Herkes yüreğiyle çağırdı birbirini oraya...

Ne afiş vardı oraya “gelin” diyen, ne duyuru ne de kitlesel bir çağrı... Bir yüreğin çığlığını duymuştu herkes...

Orada ne döner “ekmek” dağıtılıyordu ne ayran ne de boş vaat ve uyduruk umutlar!..

Ne faiz lobisi, ne vaiz lobisi, ne rant ekonomisi vardı orada ne de hayal peşinde koşanlar!..

Yandaşı, candaşı, müteahhidi, faizcisi, vurguncusu, hırsızı, işbirlikçisi, liboşu, yağdanlığı, yalakası hiçbiri yoktu orada...

KORKUYU KORKUTAN BERKİN!..

Dün İstanbul tam anlamıyla mahşer günü gibiydi... Belki de İstanbul tarihinin en büyük mitingiydi o...

Ne CHP ne AKP ne MHP ne de diğerleri... Ne sendikalar, ne dernekler ne de festivaller... Hiçbirinin mitingi böyle olmamıştı ve muhtemeldir ki de hiç olmayacaktı...

Öfkenin, isyanın, direnişin, ayağa kalkışın mitingini o yaptı yalnız başına işte... 15 yaşında bir çocuk... Küçük yüreğinde büyük yumruklar oluşturan o çocuk...

Mevsimler önce “ekmek” almaya giderken polisin sıktığı bir gaz fişeğiyle komaya giren, kapkara kaşları ve muzip gülüşüyle hepimize adeta “ayağa kalkın” diye göz kırpan çocuk...

Dün İstanbul’da, tarihin en büyük mitingini, aylarca ölüm döşeğinde uyumak zorunda bırakılan Berkin Elvan yaptı...

Minik bir beden, milyonların oluşturduğu bir dev haline geldi ve öfke bir minik cesaretin tüm yoksulluğunda, direnmenin zenginliğine dönüştü...

Ne “ana” ne “yavru muhalefet” ne de başkaları... 12 yıldır ülkeyi “korku imparatorluğu”yla yöneten AKP iktidarını ne partiler korkutabildi ne asker, ne medya ne de kitle örgütleri...

O çocuk var ya o çocuk?.. “Destan yazan” polislerin pervasız fişeğiyle toprağa düşen o çocuk var ya?.. İşte o küçücük çocuk, dün tarihin en büyük mitingini tek başına yaparak kimsenin yapamadığını yaptı; katillerini de korkuttu, onların pervasız iktidarını da...

Işıklar içinde yat Berkin, yaktığın en büyük ışık uğruna!..