25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Enflasyonda ‘yeni endeks’e ihtiyaç var!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

TÜİK tarafından açıklanan Nisan 2015 ayına ait enflasyon rakamları son derecede düşündürücü bir tabloyu ortaya koyuyor. 

İktidarın ve atadığı TCMB Başkanlarının (Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı) 10 yıldan beri ısrarla ve inatla uygulamaya çalıştığı ve her yıl başarısızlıkla sonuçlanan enflasyon hedeflemesi politikalarının iflası net bir şekilde görülüyor. 

ABD, Japonya, İsviçre ve AB ülkelerinde enflasyon sıfır, hatta eksilere düşerken, Türkiye’de çift haneye göz kırpıyor adeta. 

Geçmişten beri ısrarla yazıp söylüyo- ruz. 

Enflasyon hedeflemesi uğruna feda edilen istihdam ve büyümeye rağmen, gelinen nokta ne yazık ki hayal kırıklığıdır. 

Enflasyon hedeflemesi bizim gibi gelişmekte olan ama bir türlü gelişemeyen ekonomiler için adeta bir “deli gömleğine” dönüşüyor. 

Bizzat IMF’nin çalışmalarında yer aldığı üzere, bizim gibi ülkelerde enflasyonun yüzde 5’in altında ya da yüzde 15’in üzerinde olması büyüme ve istihdama olumsuz etki ediyor. 

Bizim gibi ekonomiler için makul enflasyon oranı yüzde 8-10 aralığında olmalıdır. 

Enflasyon en haksız ve adaletsiz vergidir. Ancak, büyüyebilmek, genç nüfusa iş ve aş yaratabilmek, kriz ve resesyondan çıkmak için yüzde 5’in altında enflasyon hedeflemesi politikası çıkmaz yoldur. 

Fakirin hayat pahalılığı daha ağır  

Nitekim IMF’in başekonomisti olan O. Blanched bile zengin-gelişmiş ekonomiler için, yüzde 2’lik enflasyon hedeflemesinin doğru olmadığını bunun en az yüzde 4’e çekilmesi gerektiğini, IMF’nin resmi sitesinde 2010 yılında açıklamıştı. Bugün Türkiye, hem enflasyonu, hem de durgunluğu bir arada yaşıyor maalesef. AB ülkelerinde, stag-deflasyon (ekonomide düşük ve negatif büyüme ve azalan enflasyon), Türkiye’de ise, stagflasyon (düşük ve eksi büyüme ve artan enflasyon) ile karşı karşıya kaldığımız bir konjonktüre sürükleniyoruz. 

Öte yandan, dar ve sabit gelirlilerin enflasyonu ile nispeten daha rahat ve/veya varlıklı kesimlerin enflasyonu aynı değil. 

Yaşam pahalığı, emeklinin, asgari ücretlinin, dar ve sabit gelirlinin ve tüm emekçilerin fakirleşmesine, hayat kalitesinin gerilemesine sebep oluyor. 

Dar ve sabit gelirlilerin gıda-ulaşım-ısınma-barınma gibi temel ihtiyaçlarının harcamaları içindeki payı, varlıklılarla aynı değildir. 

Çünkü dar ve sabit gelirlilerin, yoksul kesimlerin, harcamaları içinde nispi fiyatı artan mal ve hizmetlerin oranı çok daha yüksektir. 

Bu nedenle asgari ücretli, emekli, dar ve sabit gelirli kesimler için, ikinci bir enflasyon endeksi oluşturulmalıdır. 

Bu endekse göre maaş, vergi, ücret vb. ayarlamaları yapılmalıdır. 

Ortada daha yurtdışı ve yurtiçi talep yokken, yani durgunluk ve krizin ayak sesleri daha da yakından duyulurken, çift haneye çıkma ihtimali olan enflasyonun, fakirleri daha da ağır etkileyeceği gerçeğini herkes kabul etmelidir. 

Onun için yeni ve ikinci bir enflasyon endeksine ihtiyaç vardır diyoruz.