Erdoğan ‘bölünme paketi’ni açıklayacak

Başbakan Erdoğan günlerdir reklamını yaptığı paketi bugün açıklayacak. Aylardır demokratik hakkını kullanan vatandaşları gaza boğan Erdoğan, paketin adını "demokrasi paketi" koydu. Ama Erdoğan'ın demokrasisine inanan yok.

Paketin açıklanacağı toplantıya Aydınlık, Sözcü, Yeniçağ, Sol, Birgün, Evrensel, ... gibi gazeteler çağrılmadı. Bu bile paketin demokrasi ile ilgisinin olmayacağının kanıtı.

Erdoğan iki gün öncesinden "Pazartesi günü açıklayacağım pakete karşı çıkacaklar" diyor. Bu sözleri bile pakette ne olacağının göstergesi. "Öcalanlı açılım" çerçevesinde hazırlandığının itirafı.

Belli ki "bölünme paketi", "demokrasi paketi" diye yutturulmaya çalışılacak. Ama o devir çoktan bitti. Türkiye artık eski Türkiye değil. Erdoğan bunu hâlâ anlamadıysa vay haline!

***

Havada neler oluyor?

Balyoz davası ile Deniz Kuvvetleri bitirildi. Emekli amiraller, "Deniz Kuvvetleri uzun süre toparlanamaz" görüşünde. Şimdi Hava'da ilginç gelişmeler yaşanıyor. Komutanların, pilotların, subayların istifaları havalarda uçuşuyor. NATO talimatlarıyla pilotların "yem olarak kullanıldığı" iddia ediliyor.

Ortalık söylentiden geçilmiyor. "Askeri kargo uçakları ile dolar taşındı" diyen de var, ne için verildiğini bilmiyoruz ama "ABD bazı pilotlara Miami'de ev verdi" diyen de. Yeni bir dönem. Herkes bir şeyler anlatıyor.

Suriye helikopteri

Geçtiğimiz günlerde bir Suriye helikopterinin Türk uçakları tarafından düşürüldüğü açıklandı. "Helikopterin yerden atılan füzeyle düşürüldüğünü" iddia edenler ısrarlı. "F-16'ların kameraları var, görüntüler açıklansın görelim" diyorlar. Eğer durum böyle ise, "TSK yerden atılan füzeyi neden üstlendi?" sorusu gündeme geliyor.

Helikopteri vuran pilotlara ödül neyin nesi. Ödül verecek ne var? Garip bir durum.

Suriye içlerine yapılan "nokta operasyonlar" konuşuluyor. "Türk askerleri küçük gruplarla Suriye içlerine hangi amaçla girdi?" sorusuna yanıt aranıyor. Türk askerinin Suriye'de örtülü operasyonlarda görev alıp almadığı tartışılıyor.

***

Sınır illerin

ekonomileri çöküyor

Irak ve Suriye sınırındaki illerde sıkıntı büyük. Fabrikalarda makineler durma noktasında. Özellikle Gaziantep, Hatay, Kilis, Maraş, Mardin, Mersin, ... illerinin ekonomileri zorda.

1998 sonrası izlenen "komşu ve çevre ülkelerle ticareti geliştirme" politikası bu illerin ekonomilerini büyütmüştü. Türkiye'nin küçüldüğü yıllarda bile bu illerde ciddi büyümeler yaşanmıştı. AKP bu politikaları izleyen bürokratları 2002'de milletvekili, bakan yaptı. Bu sayede oyunu da artırdı.

Şimdi ise durum tam tersi.

Savaş çeteleri dışında

herkesin işi kötü

Sınırda savaş ekonomisinden yararlanan, yasadışı işlerden para kazanan küçük bir azınlık dışında herkesin durumu kötü. Çiftçisi, sanayicisi, esnafı, tüccarı, ... krizde. Suriye politikası her şeyi altüst etmiş.

Gaziantep eski Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan'la konuştum. Komşu ve çevre ülkelerle dostluğun ve ticaretin gelişmesinde çok emeği var. "Komşularla ilişkilerimizi büyütürken iğneyle kuyu kazdık. Herkesin kazandığı bir sistem kurduk. Ama bozuldu. Çok uyardık, dinletemedik. 'Bu bölgede hesapsız adım atılmaz' dedik kızdılar. İzlenen politikada temel çürük" dedi.

Gaziantepli, Hataylı, Kilisli, Mardinli, ... herkes aynı şeyi söyledi. Aslan'a hak verdi. "Suriye politikası ekonomimizi çökertti" görüşü hâkim. AKP'ye tepki büyük. Ama "Yerine ne koyacağız?" sorusu gündemde. Kimle konuştuysam "Ah bir birleşseler" dedi.

Artık onların da umudu AKP'nin yıkılması. Bunun için de CHP-MHP-İşçi Partisi'nin birleşmesi...