25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan, etnik faşizm tuzağından kurtulmalı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Bugün, “Anayasa Mahkemesi kararını takmam!” anlamında konuşan bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Bir de bunun “Başkan” olduğunu düşünün... Alimallah padişahları bile arar hale geliriz.
Peki bu aşamaya nasıl geldi Sayın Erdoğan?
“Din sömürüsü”nü daha kolay yapmak için başka bir bunalım alanı yaratması gerekiyordu. Bu yüzden de Başbakanlığına “Türkiye’de 36 etnik grup var!” diyerek başladı. “Türkiye’de Kürt sorunu var!” diyerek Kürtleri kışkırttı. Cumhurbaşkanı olduktan sonra da “Türk-Kürt-Çerkez-Arnavut” diyerek bu etnikçi siyaseti sürdürüyor.
Gerçeği bilelim: Etnik kimlik üzerinden yapılan sosyal-siyasal yorumlar post modern faşistliktir. 1930’lardaki Nazizim ne ise 2016 yılında Türk-Kürt-Çerkez-Arap vb... diyerek Türk milletini ırk ayrımına tutmak da odur. Çünkü etnik kimlik; ırk kimliğidir. Etnik yapı bir grubun ırk yapısına ilişkin yapıdır. “Etnos” teriminin orijinal (köken) anlamı, kabile veya ırk demektir.
Etnikçiliği günümüzde canlandıranlar, bölücülerdir. Kürtçülük, etnikçiliktir... PKK’yı PKK yapan işte bu ideoloji üstünden yürütmüş olduğu 40 yıllık propagandadır. PKK ile mücadele ettiğini söyleyen Sayın Erdoğan etnikçilik yaparak onlara ideolojik destek verdiğinin farkında mıdır?
Onun, Türk milletini etnik parçaya indirgeyen görüşünün yanlışlığını göstermek için 2007’de yayımlanan “Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ” isimli kitabı hazırlamıştım. O kitaba bakarsanız Türklerin binlerce yıldır dünyayı etkileyen büyük bir millet olduğunu görürsünüz.

TÜRK, ETNİK GRUP DEĞİLDİR
Türkler Anadolu’yu ve Balkanlar’ı fetheden, buralarda üç büyük devlet kuran “kurucu millet”tir. Türk, vatandaşlık açısından üst kimliği temsil eder. Fransız, Alman, Rus, İtalyan, Amerikan, Japon milletleri ne ise Türk milleti de odur. Bütün bu modern uluslarda (milletlerde) olduğu gibi Türkiye’de de üst kimlik şemsiyesi altında alt kimliği oluşturan etnik gruplar bulunur. Kürtler de bu alt kimliklerden sadece birisidir. Araplar, Çerkezler, Arnavutlar da Türk milletinin etnik parçalarıdır.
Belirtelim ki uluslararası ilişkilerde ve anlaşmalarda sadece Türk milleti vardır ve başka ortağı da yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu etnikçi politika ile ayrılıkçı insan yetiştiren ideolojiye arka çıkıyor ve PKK’ya destek vermiş oluyor.
Kendisi hemen o etnik şeritten ayrılıp Türk Milleti’nin yanına gelmelidir.

DİNDAR NESİLMİŞ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “enikçi” taktiklerle Kürt seçmeni avlamakla yetinmedi. En başından beri “dindar ve kindar nesil” isteyen bir politikanın savunucusu oldu... Son açıklamasında yine dindar nesilden söz etti.
O dindar ve kindar nesil bugün Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya kadar İslam dünyasında at koşturuyor. Ve o nesil; din adına kendi dindaşlarını hunharca katlediyor. Buralardaki sıradan Müslümanlar, dindar nesilden kaçmak için kendilerini Akdeniz’e atıyorlar. Binlerce Müslüman, denizlerde can veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “dindar-kindar nesil” egemenliği kurarak Araplar’dan sonra Türkleri de Akdeniz’de boğmak sevdasında mıdır?

EMİNE ERDOĞAN VECİZESİ
Cumhurbaşkanı, başında oturduğu Cumhuriyet rejimini ikide bir kötüler de çok kıymetli eşi durur mu? Emine Erdoğan gerici bir vakfın toplantısında övünürken “Biz 90 yıllık enkazı kaldırdık!” demiş. Aynı atölyede imal edilmiş bir başka kadın da cumhuriyet rejimini “reklam arası” ilan etmişti.
Emine Hanım çok haklıdır. O enkaz, kendilerini Kasımpaşa’nın yoksul sokaklarından aldı Türkiye’nin tepesine oturttu. Bundan iyi enkaz can sağlığı... O enkaz, IŞİD Lideri gibi Müslüman kellesi kesen mücahitler çıkartmak yerine Aziz Sancar gibi Nobellik bilim adamları yetiştirdi. Aziz Sancar, AKP’lilerin çok sevdikleri isyancı Şeyh Said’in, gerici Sad-i Nursi’nin yanında enkaz değil de nedir?
Her boşluğuna AKP’li müteahhitlerin birer avm diktiği şu İstanbul, bu enkaz cumhuriyetten önce İngilizlerin elindeydi. Ezan okunamıyor, Müslümanlar başlarını kaldıramıyorlardı. İşte o kötü Atatürk, böyle mutlu bir düzeni yıkıp yerine enkaz cumhuriyeti getirdi.
Daha da kötüsü, enkaz cumhuriyet, Osmanlı düzenindeki erkeğin 4 karı ve istediği kadar cariye alma hakkını kaldırarak tek eşli evliliği dayattı. Zulüm değil mi bu? O enkaz cumhuriyet; bazı kadınların üç kumasıyla birlikte bir erkeğe karı olma özgürlüklerini (!) de ortadan kaldırdı. Kadınların çarşafa girme, peçe takma, evde kafes ardında oturup kocasına hizmet etme haklarını bile gasp etti... Daha neler neler!
Emine Hanımlar buna kızmasınlar da ne yapsınlar?

ASLAN TBG’LİLER
Cumhurbaşkanı eşinin, kocasının bulunduğu makamı ona veren cumhuriyet rejimine enkaz demesine en etkili tepki, cumartesi günü Türkiye Gençlik Birliği’nden geldi. TGB’li yiğit Türk kızı Elif İlhamoğlu ve bilinçli arkadaşları Ankara’da Emine Hanım’a kırmızı kart gösterdiler.
İyi ki varsınız sevgili gençler! Cumhuriyet’in sahipsiz olmadığını gösterdiniz...
Bir sözüm de bu saldırı karşısında susan cumhuriyet rejiminin yetiştirdiği kadınlaradır: Korkmayın; korkuya esir olmayın ve siz de konuşun... Emine Hanım kadar diliniz yok mu?

TARİH SAVAŞI
Savaşlar; uydurulan tarihlerin hayata geçirilmesi için silahların çekilmesinden başka şey değildir. Avrupalı sömürgeciler, Türkleri sömürmek için bizleri barbar gösteren bir tarih yarattılar. PKK teröristleri de 1970’lerde, Kürtleri devleti olan ve sömürülen bir millet gibi gösteren sahte bir tarih yaratarak yola çıktılar.
Kısacası, savaşlar bir bakıma tarih üstünden yürütülmektedir. Bu milletlerarası savaştan zaferle çıkabilmek için bizler de çocuklarımızı Türk tarih bilinci ile donatmalıyız.
Bu konuda yapılan ilginç çalışmalardan birisi “Uçak Gemisi” (Büyük Taarruz’un Meçhul Denizcileri) adı altında kitaplaştırıldı. Bu kitabın metnini Mehmet Perinçek ve Alper Pala hazırlamışlar. Yıldırım Örer ise bunu çizgi roman biçimine getirmiş. Aslında bir film senaryosu... Bizleri alıp Kurtuluş Savaşı yıllarına götürüyor ve bir film izler gibi okuyorsunuz. Orada Kurtuluş Savaşı’nın arka cephesini görüyorsunuz. Ve o savaşın Rusya ile kurulan stratejik ortaklık sayesinde kazanılmış olduğunu da hissediyorsunuz.
Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan bu eseri çocuklarımıza ve gençlerimize coşkuyla öneriyorum...