28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan faiz indirimine kafayı takmış bir kere!

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

Merkez Bankası (MB) sonunda baskıya dayanamayıp faiz indirimine gitti. Ama yine Cumhurbaşkanı’nı memnun edemedi. Erdoğan neler söyledi, neler:

“MB faiz konusunda yanlış yapıyor. Politikası bir risk haline dönüştü. MB’nın bağımsızlığına lafımız yok. Bize karşı bağımsızsın da başka yerlere mi bağlısın? Hâlâ geçen yıl ocak ayında yaptığı indirimin yarısı kadar indirim yapamadı. MB lütfetti çeyrek puanlık bir faiz indirimi yaptı. Cari faiz oranı Türkiye ekonomisi için sürdürülebilir değil. Faiz ne kadar düşerse, istihdam o kadar artar. İstikrar için MB üzerine düşeni yapmalı.”

MB VERİLERE GÖRE HAREKET EDİYOR

MB faiz oranlarını belirlerken kendisi şunu söylüyor: Toplam arz ve talep, ücretler, istihdam ve işgücü birim maliyetleri, kamu fiyatları, maliye politikası göstergeleri, parasal göstergeler ve kredi büyüklükleri, döviz kuru ve ödemeler dengesi gelişmeleri, uluslararası mal ve finans piyasalarındaki gelişmeler, enflasyon bekleyişlerinin seyri gibi enflasyon üzerinde belirleyici olan değişkenlerin mevcut ve gelecek dönemdeki olası hareketlerini bir bütün olarak dikkate almakta ve çok titiz bir şekilde değerlendirmektedir.

Merkez Bankası’nın bünyesinde çok değerli teknisyenler var ve tüm ekonomik veriler her an kendisine akıyor. Bizim gibi, Yiğit Bulut gibi belli bir çalışma yaptıktan sonra verilere ulaşmıyor. Dünyanın ve ülkenin tüm verileri elinin altında.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın veriye ve matematiğe dayanmadan kafasına estikçe MB suçlaması bir kere bilimsel düşünce sistemine aykırı. Turgut Özal gibi de hesap makinası kullanıp faiz indirimlerinin ekonomiye etkisini hesaplayabilmiş de değil.

Bu açılardan bakıldığında MB kararlarını teknik açıdan değerlendirmeye tabi tutmak, onu analiz etmek yerine bu denli ağır ithamlarda bulunmak çok yanlış ve üstelik MB da bunu hak etmiyor...

MB faiz oranlarındaki değişikliğin etkileri bakın nasıl öngörüyor:

“Ekonominin faiz oranlarında yapılan değişikliğe uyum sağlaması zaman alır. Kanallardan bazıları etkisini diğerlerinden daha çabuk gösterebilir. Bu etki, politika değişikliklerinin sözleşmelere ne kadar zamanda yansıyacağı, bireylerin tüketim alışkanlıklarını ne kadar zamanda değiştirecekleri gibi unsurlara bağlıdır. Ayrıca, geçmişteki enflasyon oranına bakarak karar alma alışkanlıklardan kolay vazgeçemeyen bir ekonomide politika değişikliklerinin etkileri daha zayıf olmaktadır.”

Cumhurbaşkanı diyor ki faizler indiği zaman yatırım ve istihdam artar.Yatırım yapacaklar sanki yatırım yapmaya hazırlar, işletme sermayeleri yeterli, yatırım yapınca pazarın talebi hazır onları bekliyor. Hayır yatırım kararları defalarca söylüyoruz sadece faiz oranlarına göre verilmez. Elbette faiz oranları önemli bir etkendir. Ama birçok başka etken de yatırım kararlarını etkiler. Örneğin talep, işgücü olanağı, yatırımın geriye dönüş hızı, kârlılık, kredi alma olanakları ve kredibilite durumu, kuruluş yeri vb bir sürü etken.

BUNDA BİR İŞ VAR!

MB’a bu kadar müdahale yapılması ve baskı altında tutulması birilerinin doların artmasını istediği şüphesini yaratıyor. Oysa doların artması sanıldığı gibi ihracatçıya rekabet gücü sağlamıyor. Çünkü ihracatçımız katma değer yaratarak ihracat yapmıyor. İthal ettikleri ara malını ihraç ediyor. Dolayısıyla kur artışı aslında ihracatçının da maliyetlerini artırıyor. Bu durumda dolar spekülasyonu mu yapılıyor, diye insanın aklına bin bir şey geliyor... Aslında yabancı sermayeye bu dönemde AKP iktidarının daha çok ihtiyacı var; dolar artıkça bu daha da zorlaşıyor. İnşaat sektörü mü çok bastırıyor? Veya siyasi bir taktik mi güdülüyor? Cumhurbaşkanı dikkatleri hep istediği yöne doğru mu çekmek ve gündemi değiştirmek mi, istiyor? Bir sürü sorular...

Not:Yarın faizi indiriminin yatırımlara etkisini analiz edeceğiz.