Erdoğan niye ağız değiştirdi?

Erdoğan önceki hafta Karadeniz gezisindeydi. Trabzon, Rize, Gümüşhane’de kürsüye çıktı. PKK ile aralarından su sızmıyordu. Ne olduysa birdenbire PKK’ya karşı sertleşti. “IŞİD neyse PKK da o!” dedi.

Kürsüye çıktığı ilin milliyetçi yapısından mı bilinmez ama Başbakan Davutoğlu da Amasya’da aynı şeyi yaptı. “Çözüm süreci Ortadoğuda’ki tek başarı hikayesi” diyen Davutoğlu sürecin PKK tarafına veryansın etti.

TECRÜBE İLE SABİT

Artık tecrübe ile sabit. Erdoğan kime sertleşiyorsa onunla kapalı kapılar arkasında iş pişiriliyordur. PKK ile Oslo müzakereleri yapılırken o esip gürlemişti. Öcalan’la İmralı’da masaya oturulurken de aynısını yapmıştı. İsrail’le Cenevre’de görüşülürken kürsüde İsrail’e bağırıp çağırıyordu.

ÖCALAN’LA YOL HARİTASI

Şimdi de durum aynı. Erdoğan Karadeniz’de PKK’ya esip gürlerken meğer Öcalan’la “yol haritası” üzerinde çalışılıyormuş. MİT Müsteşarı Öcalan’la bizzat görüşmüş. Eski Danışmanı Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Öcalan’ı öve öve bitiremiyor. “Süreci en iyi okuyan Öcalan’dır” diyor. Öcalan’ın şartlarının iyileştirilebileceğini söylüyor.

AKP Genel Başkan Yardımcısı, eski “açılım sorumlusu” Beşir Atalay, “sürecin hareketleneceğini” müjdeliyor.

İKİ AKP!

Şu anda ortalıkta iki AKP var. Biri PKK’ya bağırıp çağıran, tehditler savuran AKP. Diğeri kapalı kapılar arkasında Öcalan’la masaya oturan, HDP’lilerle ve Kandil’le iş pişiren AKP. Hangisine ihtiyaç duyuluyorsa o AKP piyasaya sürülüyor. Halkın kafası karıştırılarak suçlar örtülmek isteniyor.

HAVADA SEÇİM KOKUSU VAR

Peki bütün bu gelişmeler Erdoğan’ın bilgisi dışında mı oluyor? Elbette hayır! Peki o zaman Erdoğan niye böyle davranıyor? İşte işin püf noktası burada. Bir paket programla karşı karşıyayız.

Birincisi, AKP, 2015 seçimleri için düğmeye bastı. Erdoğan öncülük yapıyor. Her seçim öncesinde olduğu gibi “milliyetçi” söylemleri öne çıkarıyor. PKK ile yol haritası belirleyen başkasıymış gibi davranıyor. AKP’ye oy veren seçmenin tepkisini ve AKP’den kaçışını önlemeye çalışıyor.

İkincisi, “alıştıra alıştıra” taktiği yine gündemde. Seçim öncesi önüne konan PKK ile yol haritası, halka “yedirilmeye” çalışılıyor. Seçimler Nisan’a çekilecek. Yani havada seçim kokusu var. Zaman sıkışıyor.

İşler Davutoğlu ile yürümeyeceği için Erdoğan da devrede. Bir taraftan ordunun direnci, diğer yandan halkın tepkisi... Erdoğan’a ağız değiştirtmiş durumda. Önümüzdeki günlerde AKP’nin seçim kampanyasına destek için yurt gezisine çıkacağı söyleniyor.

HÜKÜMETTE KRİZ BÜYÜYOR

Şu aralar Ankara karışık. Hükümette uyum(!) giderek bozuluyor. Davautoğlu, uyumu sağlamada zorlanıyor. Hükümet içinde birkaç hükümet var. “Davutoğlu, Kurtulmuş, Babacan” hepsi ayrı baş çekiyor. Parti ile hükümet arasındaki bağda da sorun var. Yalçın Akdoğan ise Erdoğan’a göre takılıyor

AKP kulislerinde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Bakanlar Kuruluna başkanlık etsin” sesleri yükselse de sorun Erdoğan’la çözülecek gibi görünmüyor. Gerginlik alt kadrolara da yansımış durumda.

Bu arada, uluslararası çevreler de topa girmişler. Özellikle de finans çevreleri. Önümüzdeki günlerde kriz büyürse şaşırtıcı olmayacak. Her türlü olasılığın(!) masada olduğu konuşuluyor.

BU İŞ KOPMAYA KADAR GİDER
Sıkıntı bürokrat atamalarına kadar dayanmış durumda. Kritik atamalarda ciddi sorunlar yaşanıyor. Erdoğan’ın isimleri belirlemede ısrarlı olduğu vurgulanıyor.
Kısacası AKP’de ve Hükümette işler giderek zorlaşıyor. “Bu işin sonu partiden kopmaya kadar gider” diyenler de var. İzliyoruz.