25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan: Türkiye’yi şirket gibi yöneteceğim

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

7 Haziran seçimlerine 82 gün kaldı. Davutoğlu kenarda, Erdoğan her gün sahnede. “Erdoğan seçim kampanyasını ‘Başkanlık sistemi’ tartışması ile yürütecek” demiştik. Yanılmadık.  

Gündeminde, “Ne doların tutulamayışı, ne işsizliğin artması, ne sanayide üretimin düşmesi, ne peş peşe gelen zamlar, ne ihracatın azalması...” bulunuyor. Varsa yoksa başkanlık. Başka hiçbir derdi yok. 

ÜLKE ŞİRKET GİBİ YÖNETİLMELİ 

Erdoğan dün de Balıkesir’deydi. “Balıkesir Ekonomi Ödülleri Töreni”nde konuştu. Halk muhalefetini engellemek için TBMM’de görüşülmekte olan “İç Güvenlik Paketi”nin bir türlü çıkarılamayışına çok içerlemişti. AKP’nin ve muhalefetin milletvekili sayısını karşılaştırdı. Engellemeden yakındı. 

Derken ağzındaki baklayı çıkardı. “Türkiye şirket gibi yönetilmeli” dedi. Başkan olursa ülkeyi nasıl yöneteceğini de itiraf etti.  

Erdoğan, 2010 yılı 23 Nisan törenleri sırasında koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Elgin Koçubaba’ya bırakırken, “Yetki artık senin. İster asarsın ister kesersin” ifadesini kullanmıştı. Aradan geçen 5 yılda hiç değişmemiş. 

ERDOĞAN-GÜL 

AKP’de aylardır iç kavga yaşanıyor. Eskiden kapalı kapılar arkasında olurdu. Şimdi açıkta. AKP kulisleri toz duman. Dün Erdoğan’ın gündeminde AKP içi kavgalar da vardı. Aramız çok iyi diyemedi. Ama “Gül’le, Davutoğlu’yla aramı bozmaya çalışıyorlar” serzenişinde bulundu. İddiaları yalanladı. 

Dedik ya, “Dil çürük dişe gidermiş” durumu söz konusu. 

GÜL’E NE OLDU? 

AKP’lileri heyecanlandırmıştı. Erdoğan da “birlik” görüntüsü vererek durumu kurtarmaya çalışıyordu. Ama birdenbire, “Şu anda aktif siyasette yokum” açıklaması yaptı. 

Abdullah Gül’den bahsediyorum. Gül şimdilik geri çekildi. Kulislerde yansıyanlara göre, “Ben tek başıma gelmem, vitrin süsü olmam” demiş. Talepleri ise Erdoğan açısından “kabul edilemez” bulunmuş. 

Yakınlarının anlattığına göre Gül, “Ben değil o düşünsün. AKP iktidardan düşerse başına gelecekleri hesaplasın” havasındaymış. 

Öyle görülüyor ki Gül fırsat kolluyor. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek! 

‘AÇILIM’ VE DAVUTOĞLU 

Erdoğan, “açılım”ın AKP oylarını düşüreceğinden endişeli. PKK ile ortaklığın, Dolmabahçe’de ortak açıklama yapmanın bir bedeli olacağını biliyor. O nedenle kürsülerde PKK’ya sert eleştiriler yöneltti. Durumu kurtarmaya çalıştı. 

Ahmet Davutoğlu ise freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Açıklamaları yandaşları bile telaşlandırmış durumda. Akif Beki, Davutoğlu’nun uçakta anlattıklarından şaşkına dönmüş. “Tuhaf” olarak niteliyor.  

13 Mart Cuma günkü Hürriyet’teki köşesinde, “New York’tan dönerken uçakta gazetecilere söylediği o tuhaf şeyleri bir bilseniz... Dolmabahçe’deki ortak çağrı bir dönüm noktasıymış. Fakat dünya medyasında hak ettiği ilgiyi görmemiş...” ifadeleri çok dikkat çekici. 

İnsan okuyunca “Türkiye kimlere emanet” demekten kendini alamıyor! 

*** 

HEPİMİZE ‘VATAN’ LAZIM! 

VATAN PARTİSİ’ne katılımlar sürüyor. Türkiye’nin her yerinden ilgi var. Karşılaştığım çok sayıda kişi hep aynı şeyi soruyor. “Vatan Partisi barajı aşacak mı?”.  

Belli ki kararını ona göre verecek. Barajı aşacağını hissettiği anda oylar patlayacak. Araştırma kuruluşları da aynı görüşte. “Barajı aşacak algısı netleşirse Vatan Partisi için yüzde 15-20 arası tartışılır” diyorlar. 

Geçtiğimiz hafta Kızılay’da yürüyordum. Önümde 5-6 kişilik bir grup vardı. Vatan Partisi’ni konuştuklarını duyunca kulak kesildim. Vatan Partisi’ne katılım töreninden dönüyorlarmış. Anladığım kadarı ile grubun bir kısmı üye olmuş bir kısmı ise henüz karar vermemiş. Üye olanlar, diğerlerini geç kalmamaları konusunda şöyle uyardı: 

“Hepimize VATAN lazım. Başka çıkış yok!”