Erdoğan’ın 1919 çelişkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikide bir Batı’nın terör karşısındaki çifte standardından yakınıyor. “Paris’te, Brüksel’de bomba patladığında feryat edenler, bomba İstanbul’da, Diyarbakır’da patladığında sessiz kalıyorlar!” diyor.
Biz, “Batı dünyasının damarlarında kan değil Türk düşmanlığı dolaşıyor!” derken, Avrupa’dan, Amerika’dan destek alarak siyaset yapan bu ekip dönüp bizleri şovenistlikle suçluyordu.
Şimdi, Sayın Erdoğan yanımıza geldi; bizim sözlerimizle Batı’yı suçluyor.
Nasıl güvenelim böyle bir tavra?
Şartlar değişince, dönüp Brüksel’in ağzıyla bize saldırmayacağını nereden bileceğiz?

19 MAYIS DÜŞMANI
Erdoğan ve çevresi iyi bilmelidir ki, Avrupa - Amerika hattı, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel düşmanıdır.
Dünkü yazımda gösterdiğim gibi başta Amerika olmak üzere Batı dünyası ve bunların Doğu’daki uzantıları, Türk Kurtuluş Savaşı’nın düşmanıdırlar. Bunlar 1916’da Sykes-Picot ile temelini attıkları Türkleri yok etme planını, 1920 yılında Türk tarafına zorla imza ettirdikleri Sevr Antlaşması ile hayata geçirdiklerini sandılar.
Bu yok etme planını yıkmak için Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Ve Sevr ile doruğa çıkan Batı planlarını yıktı, attı; onlara Lozan’ı imzalattı...
Lozan’de, Türk toprakları üzerinde kurdurmak istedikleri Kürdistan ve Ermenistan planları çöpe atıldı.
İşte 19 Mayıs budur...
19 Mayıs demek Brüksel-Paris, Londra-Washington çizgisinin dayattığı sömürgeciliğe direnmek demektir.
Bu yüzden PKK’nın arkasında duran Brüksel-Washington hattı, 19 Mayıs’tan nefret eder...
Kürdistan hayallerini parçalayıp attığı için Kürt Teali Cemiyeti’nin elemanları olan günümüzün PKK’lıları 19 Mayıs’tan nefret eder.

SANA NE OLUYOR?
Ey Cumhurbaşkanı!
Bugün Türkiye’yi kana boğan iç ve dış güçler 19 Mayıs’tan nefret ederlerken kendilerince haklılar... Onların, “Türkleri Anadolu’dan Asya’nın bozkırlarına sürmek” planı çökertilmiştir; öfkelenmelerinin tarihsel sebebi bulunmaktadır.
Peki Ey Cumhurbaşkanı sana ne oluyor da 19 Mayıs düşmanlığı yapıyorsun?
29 Nisan’da Kut-ül Amara zaferini anmak için konuşurken dediğinizi unutmadık: “Ders kitaplarındaki tarih anlayışında milletimizin, medeniyetimizin neredeyse 1919 yılından sonra başlatan bir anlayışı kabul etmiyorum!”
Bu iddianız baştan sona uydurma...
Çünkü 1919 ruhu; sizin adını anmaktan özenle kaçındığınız Türk milletinin tarihini binlerce yıl eskilere götüren yeni ve modern bir tarih anlayışını, eğitimin temeline yerleştirtti. Böylece Türkleri, 400 çadırlık bir obadan devlet kuran (Osmanlı Devleti) ne idüğü belirsiz bir kitle olmaktan çıkarttı. Osmanlı Devleti’nin tarihsel öncüllerini bu 1919 tarihçiliği ortaya koydu.

SİZ İNKÂR EDİYORSUNUZ
Sayın Erdoğan!
Başında bulunduğunuz bu milletin tarihini inkâr eden sizsiniz...
Türkler sadece Osmanlı Devleti’ni kurmadı...
Onlar Hindistan’a kadar uzanıp orada bir medeniyet yarattılar. Acaba Babür Han’ın şiirlerini okudunuz mu?
İnkârcısınız!
Mete Han’ın 2200 sene önce koskoca Çin’i dize getirmesinden asla söz etmezsiniz.
Oğuz Kağan Destanı sizin için putperestliktir. Ergenekon Destanı ise Türk’ün dünya egemenliğini yansıttığından yok edilmesi gereken bir paranoyadır.
Ama Kâbe’de dikili taşlara çakılları atıp şeytan taşladığını sanmak (Allahu Akbar!) vahdetçi dindarcılıktır.
Siz, Atatürkçüleri Türk tarihini inkar etmekle suçlarsınız ama:
Türklerin Ukrayna ovalarından İtalya’ya kadar uzandıklarını, Başbuğ Attila’nın Roma’yı haraca bağladığını bilmezden gelirsiniz. Asya’nın demircisi Bumin Kağan’ın temelini attığı Gök Türk Hakanlığı’nın adını bile anmazsınız. Bugün Çin’in zulmü altındaki Uygur Türkleri’nin yarattığı yüksek sanat eserlerini putperestlik sanırsınız.
Karahanlı hakanı Satuk Buğra Han: Türk Müslümanlığı’nın kurucularından olmasına karşın, Türk olduğu için sevmezsiniz.
Büyük Selçuklu hakanı Tuğrul Bey: Bağdat’ı basıp mağrur Abbasi halifesine baş eğdirdiği, kızını aldığı, adamları onun sarayında halay çektikleri için her halde nefret edersiniz...
Alp Arslan: Bizans’ın direncini kırıp Oğuz boylarının Anadolu’ya akmalarını sağladığı için hoşunuza gitmez.
Sizin için varsa da yoksa da Türk düşmanı Yavuz Sultan Selim...
Ve dönme-devşirme takımının elindeki yozlaşmış Osmanlı...
Onlar ki Anadolu’ya cami dışında tek çivi bile çakmış değiller...
Sadece, Türkleri sömürdüler, sular gibi kanlarını akıttılar; kuyulara doldurup katlettiler.
Sizin için varsa da yoksa da bu Türk düşmanları...
Sözü uzatmayalım Sayın Cumhurbaşkanı...
19 Mayıs’a karşı çıkarak Brüksel-Washington hattı ile aynı konuma geldiniz.
Bunu da, terörle mücadele ediyorum diyerek gizlemeye çalıştığınızı anlıyoruz.
Özel gündeminizin farkındayız:
Bir koyundan üç post çıkartmaya kalkışmayın Sayın Cumhurbaşkanı!

ŞAHİNBEY BELEDİYE BAŞKANI
Gaziantep’in Şahinbey Belediye Başkanı AKP’li Mehmet Tahmazoğlu!
Güya 19 Mayıs’ı anmak için büyük boy afişler bastırıyorsun.
O afişlerde kendi fotoğrafın var ama Atatürk yok.
Arkadaş sen artist misin?
Milleti senin yüzünü görmek sevdalısı mı sanıyorsun?
Üstüne üstlük hazırlattığın afişe, Atatürk’ün adını bile koydurmuyorsun?
Halk tepki gösterince afişi değiştirmek zorunda kalıyorsun?
Ey Belediye Başkanı!
Bu ne kindir?
Sen, “Atatürk’e karşı içinizdeki kini, nefreti hiç eksik etmeyin!” diyenlerden misin?
Genel merkezden aldığınız emir mi böyledir?
Unutma! Bir gün yok saydığın o Atatürk seni de çarpacaktır.
Çünkü Antep’in gazi halkı, Gazi Paşa Atatürk’ü yürekten sever...
Ona karşı olanları da Fransızları kovduğu gibi kovar, atar...