Erdoğan'ın asıl hedefi MHP seçmeni

Başbakan Erdoğan'ın 10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için izleyeceği yol netleşmeye başladı. Erdoğan'ın korkusu muhalefetin "ortak aday" (Çatı aday) çıkarması. Şimdi "Ortak aday formülünü nasıl çökertirim" derdinde. "Ortak aday" formülünü çökertip, MHP seçmeninin oyunu almayı planlıyor. Erdoğan'ın asıl hedefi MHP seçmeni. Stratejisini de buna göre kuruyor.

PKK, 2. Hava Kuvvetleri'nin içindeki bayrağı indirdi. Erdoğan bu durumdan da yararlanma peşinde. Milliyetçi söylemlerle, MHP seçmenine oynuyor. Askerin silahını susturan, PKK'yı rahatlatan Erdoğan, "Bayrağın indirilmesine nasıl izin verilir" diye askere saldırıyor. Hitabet iyi. Hem suçunu gizliyor, hem de milliyetçi oylara göz kırpıyor. "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" durumu yaşanıyor.

MHP SEÇMENİ ERDOĞAN'A 'EVET' DER Mİ?

MHP'lilere, "Erdoğan'ın hesabı tutar mı?" diye sordum. "Avucunu yalar" dediler. "Başbakan her seçim öncesinde aynı numarayı yapıyor. PKK ile gizlice iş pişirirken, kürsüde bizden daha milliyetçi oluyor. Seçim biter bitmez, gerçek Erdoğan sahneye çıkıyor" diye ilave ettiler.

Erdoğan için çember daralıyor. Sokaktaki durum da bunu doğruluyor. Halk bayrağın indirilmesinden PKK ile anlaşan Erdoğan'ı sorumlu tutuyor.

PKK OYLARI ÇANTADA KEKLİK(!)

Yıllardır AKP'yi izleyen bir gazeteci dostumla Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuştuk. AKP'nin yol haritasını tartıştık. AKP yönetimiyle içli dışlı. AKP'lilerin dilinin hızla çözüldüğünü söylüyor. "Yazılmamak" koşuluyla her şeyi anlatmaya başlamışlar. Onun anlattıkları da aynı.

AKP, PKK oylarını "çantada keklik" görüyor. Hesaplarına göre, PKK'nın yüzde 6.5 civarındaki oyunun en az 4'ü AKP'nin adayına gelecek. "Öcalan son dakikada talimatı verir, iş biter" diyorlar. Öcalan'a güveniyorlar.

'ERDOĞAN KAYBEDİYOR'

Bölgeden gelen haberler ise farklı. AKP'nin umduğunu bulamayacağını gösteriyor. "Erdoğan kaybediyor" tespiti öne çıkıyor. PKK'ya verilen tavizler de, PKK ile yaşanan son gerilim de ters tepmiş gibi.

Bölgede güvenlik güçlerinin etkisizleştirilmesi, otoritenin PKK'ya terk edilmesine itiraz büyük. Mardinli tanıdığım Suriye'yi örnek verdi. Esad'a soğuk duranların bile son seçimde Esad'a sarılmasına dikkat çekti. Halkın bölünmeyi değil, birliği savunan bir adaya destek vereceğini söyledi.

Şırnaklı bir vatandaş da bölgedeki durumu şöyle özetledi:

"Batı'da AKP baskısı var, burada PKK. Batıda TOMA, gaz kullanılıyor, burada silah gösteriliyor. Eskiden şehirdeki PKK'lılarda silah yoktu. Şimdi şehirde bütün PKK'lıların evinde Keleş var. Devlet can güvenliğini sağlasa halk özgürleşir."

CUMHURBAŞKANLIĞI

SEÇİMİ VE ADD-TGB

ADD Genel Kurulu yapıldı. Çok canlı tartışmalar yaşandı. Tüm Türkiye'den temsilciler vardı. Herkes birbirine, "Cumhurbaşkanı kim olur, ortak aday çıkacak mı?" diye soruyordu. En çok da Tansel Çölaşan'ın muhalefet partilerine, "Mazlum-Der'e bile gittiler, ADD'ye gelmediler" sitemi konuşuldu.

CHP den de, MHP den de, AKP iktidarına karşı milyonları ayağa kaldıran ADD'ye ve TGB'ye henüz gelen giden yok. ADD ve TGB'ye değil, muhalefete yazık!

Oysa ki ADD tüm yurtta "ortak aday" diye çırpınıp duruyor. TGB "Yalova Modeli'nin gençliği oluruz" diyor.

İki örgütün yöneticileri ile de sohbet ettim. Fazla konuşmadılar. Sorumluluk içinde hareket ettiler. "Not ettik" demekle yetindiler.

Ama insan söylemeden edemiyor. ADD ve TGB'nin olmadığı yerde başarı şansı var mı?