20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan’ın Çankaya şifresi: Seçime ‘sıfır’ sicille gitmek

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

17 Aralık operasyonlarının hedefi?

Biliniyor: Erdoğan’sız AKP’ydi.

Yakın hedef:

Bir: Erdoğan’a Çankaya yolunu kapatmak.

İki: Gül merkezli bir iktidar inşa etmekti.

***

Gül-Gülen?

30 Mart hesapları tutmadı.

Kendi mahalleleri yine “Erdoğan” dedi.

“Eski” oyun düzeni bozuldu.

Erdoğan da “fabrika ayarları”na dönüş yaptı.

Sloganı belli: Bütün iktidar “bana”!

Gerçekçi mi? Ayrı tartışma konusu.

Bir şey kesindir:

Bütün hesapları Çankaya üzerinden tartışacağz.

***

Tek tek bazı kuvvetlerin tutumuna bakalım.

Milli Merkez? Perinçek açıkladı:

“Çankaya, Atatürk’ün Çankaya’sı olacak.”

Karşılığı var mı?

Güçlü bir halk hareketine muhtaç.

Değilse, temenni olarak kalır.

***

CHP?

Kılıçdaroğlu: “Bekleyelim, Erdoğan’ın elini görelim.”

Bir Genel Başkan Yardımcısı ile konuştum.

Umudu AKP cenahındaki çatışmada: “Bekleyelim, kavga edecekler.”

Cevabını arayan soru:

CHP hep taktik derdinde.

Niçin, “önce program” diyemiyor?

Neden, programı için mücadele örgütleyemiyor?

***

Abdullah Gül’ün hesabı belliyd: Erdoğan, Cemaat, hatta CHP...

Herkes yıpranacak. Kapısına geleceklerdi: “Aman, düzen kurucu ol!”

Bu yüzden “ortada” durdu.

Evet: Herkes belli oranda yıprandı.

Fakat: Bunun Gül’e bir getirisi olmadı.

Demek ki ne imiş: Ne kadar mücadele, o kadar iktidar!

Hele kriz dönemlerinde.

***

Şimdi Gül endişeli.

Gördüğü: Erdoğan’ın oyun planında kendisine yer yok.

Alana indi. Erdoğan karşısında ikinci kez inisiyatif aldı.

İlki, 2007 seçiminden sonraydı. Köşk’e Erdoğan’a rağmen aday olmuştu.

Yine benzer tutumda. Kuveyt’ten seslendi.

***

Gül’ün tarzı bilinir. Fakat bu mesajları hayli köşeliydi.

Bir: “Cumhurbaşkanlığı seçimini konuşmanın günü geldi.”

İki: “Nasıl olur, ne olur... Oturur konuşur, ona göre karar veririz.”

Üç: “Ben yarın gazete manşetinden bir şey duymam.”

(Ama kendisi mesajlarını medya üzerinden verdi.)

Dört: “(Erdoğan sürpriz yapar mı?)

“Açıkçası ben Başbakan’a yapmam. O da bana yapmaz.”

Beş: “Nisan sonunda Mayıs başında bunlar netleşmiş olur.” (3 Nisan gazeteler)

***

Gül ne yapmak istiyor? Görünenler:

Bir: Pazarlıkta ısrar edecek. İktidar paylaşımı peşinde.

İki: Takvim de açıkladı. En geç Mayıs başında netleşme istiyor.

Oysa yasal zorunluluk yok. Seçim dönemi 28 Haziran’da başlıyor.

Reddedilmekten çekinmiyor mu?

Neyine güvenerek pazarlık tutumuna girdi?

***

Öyle anlaşılıyor ki:

Gül bir hesaba dayanıyor. Fakat çelişkili bir hesaba.

Dayandığı kendi elinin kuvveti değil.

Erdoğan’ın elinin yeterince güçlü olmamasına güveniyor.

Biliyor ki:

Erdoğan’ın yönetme meşruiyeti parçalandı.

Toplumun en az yarısaı Erdoğan tarafından yönetilmek istemiyor.

Diğer yarıya gelince.

Erdoğan’ın orada iç kavgaya cesaret edemeyeceğini düşünüyor.

Sadece Gül’de değil, birçok kuvvetteki algı böyle.

Yani: Gül, Erdoğan’daki sokak korkusunu görüyor.

***

Cemaat cenahı?

Bu aşamadaki hesapları: Devletten tasfiye edilmemek.

Razı oldukları ara çözüm:

Tamam, Erdoğan Çankaya’ya çıksın.

Fakat, hükümetten elini çeksin. Başbakanlığı Gül’e bıraksın.

Biz onun yolsuzluk dosyalarını kapatalım.

O da bizimkileri.

Mümtazer Türköne yazdı. Cemaat’in gazetesi Zaman’da (4 Nisan).

“Çankaya Köşkü, Türkiye’nin en iyi korunan yerlerinden biri.”

“Erdoğan için çok korunaklı bir yer; aynı zamanda Türkiye’nin geri kalanı için de.”

“Neticede hepimiz korunmuş olacağız. Öyleyse cumhurbaşkanı Erdoğan olacak.”

***

Erdoğan cenahına gelince.

30 Mart sadece bir nefeslenme sağladı. Daha fazlası değil.

Ne yapacağını biliyor mu?

Bir eski Bakan’la konuştum. Hem Gül, hem de Erdoğan’a yakın duran.

Hatırlattım: “Gül, Erdoğan’ı elini göstermeye zorluyor.”

Güldü: “Erdoğan da elinde ne var bilmiyor ki!”

Nasıl bilmez: “Çünkü, henüz karar vermedi.”

Yani: Hiç rahat konumda değil.

***

Erdoğan’ın işi hâlâ zor.

Siyasette çıkmazlar. Ekonomide deprem riski. Hiçbiri çözülmedi.

Ayrıca biri var ki, bütünüyle şahsî. Daha doğrusu adlî.

Hem kendisi, hem ailesi için.

Eğer bir genel af çıkaramazsa. Yolsuzluk dosyalarını da kapsayan.

Hiçbir yerde rahat bırakılmayacağını biliyor.

Bu yüzden: Artık genel af ortak taleptir.

Hem Erdoğan’ın, hem de Öcalan’ın.

Oyun planlarının merkezinde hep genel affı göreceğiz.