23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan’ın gözyaşları Mısırlı Esma’da tükenmiş!

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Bir yazı yazdım. 5 Kasım 2014’te.

70 kimsesiz Türkmen çocuğuyla ilgiliydi. 4 aylık da vardı, 14 yaşında olan da.

Malum: Musul’da IŞİD’in elindeler. Yetimler Yurdu’nda (Beytül Eytam) kalıyorlar.

Yakında tekrar savaşın ortasında kalacaklar. Kurtarılmaları için el uzatın dedim.

***

Hüsnü zan içinde şöyle düşündüm: Dışişleri Bakanlığımız hemen harekete geçer.

Araya birilerine koyar: Arap aşiretlerini ya da başkalarını.

IŞİD ikna edilir. 70 çocuğumuz Türkiye’ye getirilir.

Gerisi kolaydır: Yavrular ya yetiştirme yurtlarına yerleştirilir.

Ya da gönüllü koruyucu ailelere verilir.

***

Yazı çıkalı 4 gün oldu.

Kim kılını bile kıpırdatmadı? Kimler hemen ses verdi?

Milletimize bir rapor veriyorum.

***

Önce Davutoğlu’nun eski bakanlığı.

Tamam, anlaşıldı: Türk Dışişleri Aydınlık yazarlarını sevmez.

Bunu kabul ettik. Dolayısıyla beni aramamaları normal.

Zaten yazıda onlara bir kolaylık sağladım.

Demedim ki: “Beni arayın.” Adres olarak Irak’taki Türkmen sözcüleri işaret ettim.

Biliyorum: Beni arayan Türkmen sözcülerinin Dışişleri’yle bağı var.

Fakat yine de kaydedeyim: Türk Dışişleri’nden beni kimse aramadı.

***

Peki: Irak’taki Türkmen sözcülerini aradılar mı?

Onlarla da konuştum. Türk Dışişleri’nden hiç ses çıkmamış.

“Erbil’e gidip kendimiz konuşacağız” dediler.

Malum: Orada konsolosluğumuz var.

Temaslarının sonucunu öğrenince raporumu vereceğim.

***

Ya Tayyip Erdoğan?

Çocuklar/gençler deyince hiç dayanamaz cumhurbaşkanımız!

Mısırlı Esma için ne kadar gözyaşı dökmüştü.

İhvan liderinin kızı Esma’dan söz ediyorum. Gösteride öldürülmüştü.

Sonuç: “Ak Saray”dan da bir ses yok!

Demek ki: Tayyip Bey’in gözyaşı stoku Esma’da tükenmiş!

Musul’daki kimsesiz Türkmen çocuklarına damlası kalmamış!

***

İslamcı pek çok yardım vakfı var.

Bazıları Irak ve Suriye sahasında aktifler.

Mesela Bülent Yıldırım’ın İHH’sı.

Sünni aşiretlerle, kuruluşlarla bağlantıları var.

Aklımdan geçirmedim değil: Hemen devreye girerler.

Dışişleriyle bağlantı kurarlar. Beni aramasalar bile.

Türkmen sözcüleri zaten tanırlar...

Sonuç: Onlardan da ses yok.

Nedense: Türkmenler İslamcılarımızın kapsamı alanında değiller!

***

Ya Yeni-CHP yönetimi?

Zaten ummuyordum. Yanıltmadılar.

Bu aralar bütün meşguliyetleri “Kobani”.

Mehmetçik’e sefer görev emri çıkardılar!

Tezkere önerdiler: Gitsin Kobani’yi IŞİD’den kurtarsın.

Sonra da PKK/PYD’ye teslim etsin diye.

Ne denir?

***

Gelelim Türkiye’deki Türkmen kuruluşlarına?

Seslerini duyan var mı?

Hakan (Fidan) Bey’den izinsiz kıpırdayamıyorlar.

***

Peki, duyarlı kimse yok mu?

Olmaz mı? Yine ne varsa insanımızda.

Nasıl yardımcı olabiliriz diye arayanlar oldu. Evlatlık düşünenler de.

Hepsine 70 yavru adına teşekkür.

Fakat: Önce Musul’dan kurtarılmaları lazım.

Sonuç: Bunu da ancak devlet yapar. Bekliyoruz bakalım.