24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan’la artık ‘ayaküstü’ görüşüyorlar

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Başbakan Erdoğan için sonun geldiği giderek daha da netleşiyor. Müttefiklerinden bile ilgi yok. İktidara getirdiklerinde ona jest yapanlar artık yapmıyor. Artık odada değil koridorda görüşüyorlar. Görüşme taleplerine, "ayaküstü" yanıtı veriliyor.

Hani geçerken merhaba der gibi.

Bu durum G-20 Liderler Zirvesinin yapıldığı Rusya'nın St. Petersburg kentinde net olarak görüldü. Erdoğan eskiden bu tür toplantılarda kameraların karşısına geçince söze "şu şu ülkelerin liderleriyle bir araya geldik" diye başlardı. Bu kez öyle olmadı. Değerli mi, değersiz mi bilemiyorum ama "yalnızlık" çok dikkat çekti.

'Dar kadro' her şeye maydanoz

Bu tür işler eskiden Dışişleri Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılırdı. Son yıllarda Dışişleri bürokrasisi devre dışı. "Dar kadro" her şeye maydanoz. Vazolar tek tek kırılırken işin sonuna geldiği görülüyor.

Komşu ve çevre ülkeler ise, "Bizim Türkiye ile Türk halkı ile sorunumuz yok. Sorunumuz AKP Hükümetiyle" mesajı vermek için, muhalefet partileriyle temastalar.

AKP'de kafalar iyice karışık

Erdoğan AKP tabanını, "İsrail'e karşı mücadele ediyorum" diye ikna etmeye çalışıyor. Ama AKP tabanında kafalar karışık.

"Erdoğan İsrail'e gerçekten karşı mı?", "Karşı ise niye İsrail'in düşmanları ile değil de İsrail'in dostları ile işbirliği yapılıyor?" soruları soruluyor.

Erdoğan'ın İsrail'in düşmanları, Suriye ile, İran'la, Irak Merkezi Hükümetiyle, Mısır'la, ... kavgalı olması tartışılıyor. İsrail'in en büyük dostu ABD'ye "Suriye'ye müdahale et" diye yalvarması konuşuluyor.

Kadın eli değdi

Suriye'ye müdahaleye karşı kadınlar harekete geçti. CHP, İşçi Partisi, ADD, TGB, ÇYDD, CKD, Ankara Barosu, Birleşik Kamu-İş, CUMOK, Dil Derneği, Eğitim-İş Sendikası, Hacıbektaş Eğitim ve Kültür Derneği, Kafkas Dernekleri Federasyonu, Pir sultan Abdal Derneği, Şehit Aileleri Federasyonu, Tüketici Hakları Derneği, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Türkiye Opera ve Balesi Vakfı, Türkiye Öğretim Elemanları Derneği, Ulusal Eğitim Derneği, Vardiya Bizde Platformu, Yargıçlar ve Savcılar Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, Türk Kadınları Birliği,... üyesi kadınlar hep birlikte "Suriye'ye savaşa çocuklarımızı vermeyiz" dediler.

Kararlılar. Türk askerini ABD'nin, İsrail'in askeri yapmayacaklarını söylediler. Bu işe kadın eli değdi bir kere. Tayip'in işi zor.

Esad ve Erdoğan!

Fransızların haftalık Paris Match dergisi, Beşar Esad ve Esma Esad'la ilgili bir haber yayınladı. Esma Esad, "istersen ülke dışına çık" önerisi yapan eşine, "Sonuç ne olursa olsun sonuna kadar yanındayım" cevabını vermiş. Çocuklarının Suriye kültürü ile babasının değerleriyle büyümesini istemiş.

Dergide, Angelina Jolie ile Brad Pitt çiftinin 2009'da Iraklı mültecileri ziyaret etmek için yaptıkları Suriye gezisi ilgili de bir anı yer alıyor. Hürriyet'te yer alan alıntı şöyle:

"Direksiyonda Beşar Esad, yanında eşi, arkada Holywood'un ünlü çifti oturuyordu. Hollywood çifti, Beşar Esad'ın araba kullanmasına şaşırıp, 'Korumalarınız nerede' diye sordu. Esma Esad, 'Bakın, şu köşedeki yaşlı kadını görüyor musunuz? O bir ajan. Yolu geçen adamı görüyor musunuz? O da başka bir ajan. Bizim korumamız Suriye halkı' yanıtını verdi."

Erdoğan'la Esad arasındaki fark. Birisini binlerce polis koruyor, diğerini halkı.

Bu duruma Suriye'de ben de birçok kez şahit olmuş ve şaşırmıştım. Benzer durum işgal öncesinde Irak'ta da vardı. Iraklı bakanlar makam arabalarını kendileri sürerdi. Öyle öcü, artçı korumaları da yoktu. Bağdat'a gelen Türk bakanları havaalanında karşılarlar, araçlarını kendileri sürer, yanındaki ön koltuğa da bakanı oturtup oteline bırakırlardı.

Kim bilir belki de "sandık" farkıdır.