19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ergenekon tanığının açtığı davadan beraat ettik!

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Önce Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 3 Nisan 2019 günü, davanın 13. celsesinde verdiği kararı hatırlatalım:

“Sanık Hikmet Çiçek hakkında katılan Nuray Başaran’a yönelik hakaret suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında; müsnet fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu kanaatine varıldığından 5271 Sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE… verilen karar açıkça okunup, usulen tefhim kılındı.”

“Serbest gazeteci” Nuray Başaran Demir’in 5 yıl önce aleyhimize açtığı davadan beraat kararı çıktı. Bu sonuçta emeği büyük olan avukatım Fırat Kayaönü’ne teşekkürü unutmayalım.

Ergenekon davasında 2009’da ‘şüpheli’, 2010 ve 2012’de tanık olarak ifade veren gazeteci Nuray Başaran, TRT Genel Müdürlüğü’ne aday olmuştu. 15 Ekim 2014 günlü Aydınlık’ta “Ergenekon tanığı TRT’nin başına aday!” başlığıyla, bu adaylığın haberini yapmıştım. Başaran, bu haber nedeniyle dava açmıştı.

ŞÜPHELİ VE TANIK

Neydi bu dava anımsayalım.

Ergenekon davasında 2009 yılında Nuray Başaran’ın “şüpheli” olarak ifadesi alındı. Savcı Zekeriya Öz’e ifade veren Başaran, FETÖ’nün tehdidiyle “tanık” olmayı kabul etti. Ancak tanık olarak verdiği ilk ifade dosyaya konulmadı. Başaran daha sonra davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17 Mayıs 2012 günü mahkeme huzurunda ifadesini verdi.

Doğu Perinçek’in avukatı Mehmet Cengiz, Ergenekon davasında bu durumu gündeme getirmiş ve Başaran’ın Ergenekon savcılarına iki ayrı ifade verdiğini, ancak ilk ifadesinin dosyaya konulmadığını belirtmiş ve tehditle tanık yapıldığını açıklamıştı.

İLK PATRONU KUNSTADTER

Akşam gazetesinin eski Ankara Temsilcisi Başaran istihbarat servisleriyle yakın ilişkisiyle tanınıyor. En önemli ilişkisi dönemin ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı John Kunstatder’le olan bağlantısı. Eski Jandarma İstihbarat Başkanı Tümgeneral Levent Ersöz, Stratfort belgelerinde TR325 koduyla numaralandırılan Faruk Demir’le Nuray Başaran aracılığıyla tanıştığını belirtmişti.

O dönemde Ergenekon’da tutuklu yargılanan Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk, Silivri Cezaevi’nde yazdığı ‘AKP ve Gülen’i Kurtarma Planı’ adlı kitabında Ergenekon operasyonlarını hazırlayıp yöneten kişinin CIA’nın 2000’li yıllardaki Türkiye İstasyon Şefi John Kunstadter olduğunu belirtmişti.

DARBELERDEN KURTARDI’

Taraf gazetesi davasında şimdi tutuklu olan FETÖ militanı Mehmet Baransu ile ABD’ye firar eden Tuncay Opçin’in birlikte yazdığı ‘Pirus’ adlı kitapta, Türkiye’yi 2003-2004’te ‘Sarıkız, Ayışığı gibi tüm darbe girişimleri’nden kurtaran kişinin Başaran olduğu yazılıyordu! Baransu, “Çift taraflı çalışan Nuray Başaran’ın askerden aldığı gizli bilgileri günü gününe hükümet kanadına ileterek darbecilerin tasfiyesini sağladığını” yazmıştı.

TESLİM OLUYORUM’

Tuncay Özkan “Ergenekon: Çok gizli örgüt nasıl kurulur” kitabında şöyle diyordu:

“2003 yılında bir pazar günü MİT’in Yenimahalle’deki merkezine bir kadın geliyor. Aracından iniyor, ellerini kaldırıyor ve ‘teslim olmaya geldim’ diyor. MİT görevlileri şaşırıyor, ‘Kimsin sen, yabancı mısın?’ ‘Hayır, Türküm’ diyor kadın. ‘Ne için teslim oluyorsun?’ Kunstadter beni MOSSAD’a teslim edecek, yardım edin.”

MOSSAD ve CIA istasyon şefleri arasında sıkışınca MİT’e giden bu kadın Nuray Başaran’dı. Yabancı istihbarat servislerinden askere, MİT’ten, bürokrasiye uzanan geniş çevresi olan bir “serbest gazeteci” Başaran. Ancak bu ilişkileri mesleği için kullanmıyor. İş takibi yapıyor, bir kurumdan ötekine bilgi taşıyor. 2003 yılından sonra Başaran’ın adresi MİT oluyor. Bu tarihten sonra Başaran, askerden MİT’e ve AKP’ye bilgi taşımaya başlıyor.

ERGENEKON TANIĞI BÖYLE OLUR

Başaran 17 Mayıs 2012 günü Ergenekon davasında tanık olarak ifade verdi.

Başaran, Akşam gazetesinin Ankara Temsilcisi olduğu dönemde bazı kişiler tarafından takip edildiğini iddia ederek, bu durumu başbakan olduğu zaman Recep Tayyip Erdoğan’a anlattığını söyledi. Bir süre sonra kendisini başbakanın danışmanlarından Mücahit Arslan’ın aradığını aktaran Başaran, Arslan’ın kendisine, ‘Sizin takip edilmeniz bizimle, emniyetle, hükümetle ilgili bir konu değil. Jandarmanın takip ettiği sonucuna ulaştık’ dediğini aktardı. Başaran sözlerine şöyle devam etti: “Araştırmalarım sonucunda beni takip edenin Levent Ersöz olduğunu öğrendim.”

Ergenekon davasında o dönemde tutuklu olarak yargılanan emekli Albay Atillâ Uğur, Başaran’a "ABD Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı John Kunstadter ile ne tür ilişkiniz var?” diye sordu. Başaran Kunstatder’le gazeteci olarak görüştüğünü söyledi!

Başaran’ın tanık olarak verdiği ifadesinde birçok maddi yanlışın bulunduğuna dikkat çeken Uğur, “Uydurma Ergenekon örgütü ile ilgili bilgiler vermeniz için baskı gördünüz mü? Çünkü Şubat 2009’da Savcı Zekeriya Öz tarafından alınan ifadeniz ‘Şüpheli’ sıfatıyla alınmış; sonra nasıl olduysa ‘tanık’ olmuşsunuz” demişti.

Nuray Başaran, Levent Ersöz ile makam odasında 4-5 defa görüştüğünü, bu görüşmelerden bazılarında davada tutuklu yargılanan emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un da bulunduğunu belirtti. Ancak Başaran, duruşmada hazır bulunan Uğur’u teşhis edemedi. Bunun üzerine şimdi FETÖ’den tutuklu olan Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese bile Başaran’ı “Nuray Hanım, doğruyu söyleyeceğinize yemin ettiniz” diye uyarmak zorunda kalmıştı!