24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eroine bağımlılıktan kurtuluş

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Daha önce bu köşede, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Çağdaş Şirin ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Koray Çalışkan’ın yönetiminde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına yer vermiştik. 4 bin 208 seçmenle, 7 Haziran günü oy kullandıktan sonra görüşülüyor. Türkiye’nin en önemli sorunu konusunda seçmenlerin görüşleri şu oranlarda çıkıyor:  

Kürt sorunu: Yüzde 29 

Ekonomi: Yüzde 26 

Yolsuzluk: Yüzde 17 

Demokrasi-özgürlük: Yüzde 12  

Laiklik: Yüzde 5 

(Aydınlık, 13 Haziran 2015) 

BORÇ BATAĞINDA BÖLÜNMEK 

Halkın duyarlılıkları böyle sıralanıyor. Bölünme tehdidi ve geçim derdi, görüldüğü gibi at başı gidiyor. Zaten bu sorunlar birbirine sımsıkı bağlı. Türkiye borç batağında bölünüyor. Borçlanma ekonomisinin patronları, aynı zamanda Açılım’ın da patronu. Sıcak paraya bağımlılık, bölünme sürecine boyun eğmeyi dayatıyor. 

Ne var ki, sıcak para ekonomisi iflas etmiştir. Davutoğlu Hükümeti, 6 Kasım 2014 günü ve birkaç gün sonra yaptığı “Yapısal Dönüşüm Hamlesi” başlıklı basın toplantılarında, bu iflası daha yedi ay önce ilan etmişti.  

EROİN BULAMAYINCA EROİNSİZ YAŞAMAK ZORUNDA 

Borçlanma ekonomisinin iflası, halkın bulunduğu yerden bakarsak, bir yönüyle sıcak paraya bağımlılığın da sona ermesidir. Eroin bulma şansı olmayan bir bağımlı, artık eroinsiz yaşamak zorundadır. Bu kriz, aynı zamanda bağımlılıktan kurtulmak için bir fırsattır.  

Türkiye artık borçlanarak devam edemeyecektir. Tek seçenek bulunmaktadır: Üretim Ekonomisinin kurulması. Bu seçenek, aynı zamanda Türkiye’nin bütünleşmesi seçeneğidir. Üreten Türkiye, Birleşen Türkiye olur. Bu formül şöyle de ifade edilebilir: Birleşen Türkiye, Üreten Türkiye olur. 

Borçlanma ekonomisinden kurtulmak için atılan her adım, aynı zamanda Türkiye’yi birleştirme yönünde olacaktır.  

Öte yandan Türkiye’nin bütünlüğü için Suriye sınırında açılmakta olan Amerikan-İsrail koridoruna karşı her eylemli girişim de, borçlanma ekonomisinden kurtulmaya yönelik uygulamaları getirir. 

TÜRKİYE TARİHİNİN EN ÇÖZÜMSÜZ HÜKÜMETİ 

Bu süreçte Atlantik’in ötesinden bakıldığı zaman, asıl çaresiz durumda bulunanların, Washington yöneticileri olduğu gözükecektir. Artık Türkiye’yi borçlanma ekonomisiyle denetim altında tutamazlar. Çarkı çeviremeyecekleri koşullara girilmektedir. Türkiye’de ABD’nin tepesinde bulunduğu sistem iflas etmektedir. Türkiye’yi denetim altında tutmak için, çarkların dönmesi gerekir. İnsanların karnını doyuramayanlar, ülkeyi yönetemez hale gelir. Yalnız halkı değil, sistemin efendilerini de çok zor günler bekliyor. 

AKP-CHP HÜKÜMETİNE VE HDP’YE VERİLEN ROLLER 

Kotarılmakta olan AKP-CHP Hükümetine bakıyoruz: Çaresiz! Türkiye tarihinin en çözümsüz, en zavallı hükümeti tezgâhlanmaktadır.  

ABD emperyalizmi, Davutoğlu-Kılıçdaroğlu-Abdullah Gül Hükümetiyle ne ekonomik iflasa çare bulabilir ne de bölünme tehdidine bir cevap oluşturabilir. Türkiye için bir kaos planı yapılmışsa, AKP-CHP hükümetinden iyisi bulunamaz.  

PKK/HDP’ye verilen rol ise, AKP-CHP yönetiminin Bölünme Anayasasını desteklemek yanında, ayağa kalkacak halkı etnik ve mezhepsel eksenlerde bölmektir. PKK/HDP, bu sisteme biber gazı ve polis copu kadar gereklidir. 

ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR 

Türkiye’yi bölünmeye bağımlı hale getiren ve üretimi baltalayan sıcak para komisyoncuları, faizciler, rantçılar, dolar ve borsa vurguncuları, hortumcular, AKP-CHP hükümetiyle iktidarlarını sağlamlaştırma beklentisi içindeler ama durum hiç öyle değil. PKK/HDP’yi getirip Meclisin göbeğine oturtarak, yalnız üretimin değil, vatanın da düşmanı konumunda olduklarını göstermişlerdir.  

Üretim ve vatan düşmanlaırı için tehlike çanları çalıyor. Çözümleri geçersizdir ve o nedenle yürümeyecektir. Türkiye üretim dışına giden kaynaklarına el koyacaktır. Kan kaybı önlenecek, Türkiye’nin kaynakları üretime yönlendirilecektir. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak ise, bir süre sonra birinci mesele olacaktır. Bütün bu işler, Halka Dayanan Güçlü Devletle başarılır. 

BÜYÜK ÇÖZÜM 

Türkiye, borca bağımlılıktan ve bölünmekten kurtulmak için büyük karar dönemine girmektedir. 

Vatan Partisi’nin “Üreten Türkiye, Birleşen Türkiye” formülü, bir tekerleme değil, önümüzdeki dönemin kurtuluş ilacıdır.  

Üreten ve Birleşen Türkiye’nin güçleri varolduklarını seçim öncesinden gösterdiler. Bursa’da Reno, Tofaş ve Mako’da başlayan işçi direnişlerinin hızla İzmit’e, Ankara’ya ve İzmir’e yayılması, ilk işaretlerdi. Türkiye’nin sanayicileri de, bu süreçten büyük çözümle çıkılacağının en azından farkındadırlar. 

Türkiye’de üretimle bağlantısı olan bütün sınıflar, işçi ve çiftçiden küçük esnaf, zenaatkâr, kamu çalışanı, tüccar ve sanayiciye kadar ortak çıkarlara sahip. Onları üretim birleştiriyor. Üreticiler, bugün Türkiye’nin kurtarıcılarıdır. 

Türkiye’nin Büyük Çözümünün dayanacağı millî kuvvetler var. Büyük çözümü siyasal düzlemde örgütleyecek Parti de var. 

Vatan Partisi, Türkiyemizin eroine bağımlılıktan ve bölünmekten kurtuluşuna önderlik edecek programa, örgüte ve kadrolara ve gençliğe sahiptir. O nedenle bugün ABD merkezli sistemin hedefindedir.